Girdim tradutor Português
4,282 parallel translation
Kapı açıktı bende içeriye girdim.
A porta estava aberta e por isso entrei.
Ben de birden "Jim ile tanışayım." tribine girdim.
E a dizer que devia conhecer o Jim.
Rüşvet yoluyla girdim.
Eu subornei a minha entrada.
Galiba çamura girdim.
Devo ter pisado uma poça ou isso.
Düşmanımın adına bu bedene girdim
Já enterrámos o corpo.
İzinsiz girdim.
Estou a invadir propriedade.
Hayatım konusunda depresyona girdim. Aptalca şeyler yaptım, hepsi bu.
Eu fico deprimido com a minha vida e faço coisas estúpidas.
- Göze girdim mi? - Evet.
- Vens listado?
- Üçüncü ben girdim. Susun!
- Eu era terceiro!
O parayla elbise işine girdim.
Comecei uma linha de vestidos com aquele dinheiro.
Okul biter bitmez hemen tıbba girdim.
Fui para a faculdade de medicina logo após o bacharelato.
Bugün okulda yerin dibine girdim.
Apresentei-me devidamente naquela escola, hoje.
Zorla girdim.
Entrei ilegalmente.
- İçeri girdim, bu halde yatıyordu.
Entrei e ela estava aí deitada...
- Dostum, oraya bir kez ve kamerasız girdim. Dostum mu?
Meu, eu fui sem a câmera.
- Mmm. Ticaret okuluna girdim.
Entrei na Escola de Gestão.
- Evet. Kişisel bir teste girdim.
- Fiz um teste de personalidade.
Pardon, çok hızlı girdim.
RÁPIDO DEMAIS, FOI MAL.
Ona baktığın için teşekkür ederim. Yeni bir işe girdim ve patronum...
Obrigado por cuidar dele, estou num emprego novo então eu perdi...
Mission Hills'de işe girdim, bilgisayarlı tomografi teknikeriyim.
Trabalho no Mission Hills. Sou técnica em Tomografia Computorizada.
Garip bir kabullenme içine girdim.
Cheguei à esse estranho tipo de aceitação disso.
Yarağı yiyeceğimizi biliyordum ama bir kabadayı gibi girdim işin içine.
Eu sabia que iria acabar assim. Mas, como uma caneca Eu inscrevi-me para isto.
Kapıyı çaldım ama tekerlekli sandalyede olduğunuzu bildiğimden ben de içeri girdim.
Estava a bater, mas sei que está numa cadeira de rodas, por isso... entrei.
- Evine girdim.
- Assaltei a casa dele.
Kapı açıktı, girdim.
A porta estava aberta.
Yoksa öldüm de cennete mi girdim?
Ou então morri e estou no paraíso.
Üniversite sınavına girdim.
Eu fiz as provas de acesso.
Telefonu kapadıktan sonra hemen içeri girdim
Logo depois que desligámos, eu saí da carrinha e estava lá fora e...
Odalarına girdim ve kamera mı yerleştirdim?
Que eu fui lá, pus um monte de... câmeras lá? E depois... o quê?
İçeri girdim ve çıktığımda o kaybolmuştu.
Entrei para comprar uma tarte e quando voltei ela já não estava.
"... tuvalet olduğunu sanarak içeri girdim. "
"... Eu entrei a pensar nisso como "retrete". "
Tamamen sen ortaya çıkmadan önce bu problemin içine girdim.
Eu já estava enterrado antes de tu apareceres.
Arka taraftaki camı kırıp içeri girdim.
e entrei pela janela dos fundos.
Kardeşim uyuya kaldı ama ben babamla iddiaya girdim.
O meu irmão adormeceu. Com a baba e tudo.
Arkadaşımla iddiaya girdim de...
Fiz uma aposta com o meu amigo, por isso...
O adamın. Peşlerinden içeri girdim.
fui a casa, do outro tipo, fui atrás deles
- Evine girdim.
É uma invasão domiciliar.
Bir kaç hafta önce arkadaşımın ayarladığı şu büyük bahis olayına girdim.
Estava a mexer num grande livro que um amigo meu me deu há algumas semanas.
25 bin içeri girdim.
Perdi 25 mil.
Onun takımıyla seyahat etmek için takıma girdim
Andava sempre a viajar com ele e com a sua equipa.
Tüm herşeyimle buna bahse girdim, Jess.
Eu apostei tudo nisto, Jess.
İhtimal vardı ve riske girdim. Kimse beni bundan suçlu tutamazdı.
Ninguém me pode culpar por isso.
Ben girdim ama.
Eu já lá estive.
Üç yıldır buradayım, ilk defa böyle koyu bir muhabbete girdim.
Esta é a conversa mais longa que já tive nos três anos que aqui trabalhei.
Motorlu Taşıtlar'ın veritabanına girdim.
Estou no banco de dados do DETRAN agora.
Girdim.
Sim.
Bu yarışa girdim çünkü hükümet yasaları geçiştiriyor.
Eu entrei nesta corrida porque o governo está a fugir à lei.
Girdim!
Entrei!
Girdim, izle.
Entrei, olha.
Audrey göz kamaştırıyordu. Bilet alıp girdim.
Então eu comprei um bilhete e entrei.
içeri kendim girdim
Fui entrando.