Hatta kalın tradutor Português
280 parallel translation
Hatta kalın.
Um momento.
Tamam, hatta kalın.
Sim, espere um momento.
Grant Kalesiyle hatta kalın.
Mantenha as linhas abertas com o Forte Grant.
Hatta kalın lütfen.
Não desligue, por favor.
Lütfen hatta kalın.
Por favor, queira ficar ligado ao telefone.
Peki, hatta kalın.
Ok, aguarde.
Sizi bağlayacağım, hatta kalın.
Vou passar a chamada, não desligue.
Hatta kalın.
Esperem, rapazes.
Hatta kalın.
Não desligue.
Hatta kalın, lütfen.
- Só um momento, por favor.
Tüm personelimiz meşgul fakat hatta kalın, ilk müsait polis memuruna bağlanacaksınız.
Todos os agentes estão ocupados... mas não desligue. Atenderemos assim que possível.
Eğer polis arabasına ihtiyacınız varsa, hatta kalın.
Se precisar de ajuda, aguarde um momento.
Lütfen hatta kalın.
Um momento por favor.
Hatta kalın, Bay Wilson.
A chamada será transferida.
- Hatta kalın.
- Um minuto.
- Hatta kalın lütfen.
- Um momento, por favor.
Montunu ver! Windsor 114, hatta kalın...
Dê-me suajaqueta.
Hatta kalın, sizinle konuşacağım.
Aguarde, tenho a sua chamada.
Lütfen, hatta kalın.
Por favor, aguarde.
Ulusal Babalık Enstitüsü Lütfen hatta kalın.
Instituto Nacional de Paternidade. Por favor, espere.
Kırk altı. Takipteyiz. Hatta kalın.
14-60 vai em perseguição!
Lütfen hatta kalın.
Por favor, aguarde.
Pekala, hatta kalın.
Certo, não desligue.
Lütfen hatta kalın.
Aguarde, por favor.
Lütfen hatta kalın.
Por favor, mantenha-se em linha.
Biri sizi öldürüyorsa veya çevirmeli telefonla arıyorsanız lütfen hatta kalın.
Se estiver a ser assassinado ou a ligar de um telefone sem botões por favor, não desligue.
Lütfen hatta kalın.
- Fico, pois.
Lütfen biraz daha hatta kalın Hadiii.
Mantém-te em linha mais um bocado. Vá!
Herkesin orada olmasını istiyorum. Gimiler, hayaletler, hatta kalın kafalılar da.
"Procuras", fantasmas, até os burros.
Hatta kalın.
Fique perto.
Strauss ve Ortakları, hatta kalın lütfen.
Strauss e Associados, pode aguardar, por favor?
Lütfen hatta kalınız.
Por favor, aguarde.
Bir dakika hatta kalır mısın.
Espera um momento.
Hatta kalır mısın?
Não desligas o telefone?
- İyi geceler, hatta hoşça kalın.
Aliás, adeus! - Boa noite.
Hatta kalır mısınız?
Espere um momento?
Hatta kalın.
Mantenha o contacto.
Evet, öyleyse ikinci hatta 5 ya da 6 kişi kalın.
Então, ficamos cinco ou seis na segunda linha.
Ama bu kesinlikle açık ve netti ki, Hitler'in her bir ayak izi, hasta ve kirlenmiş o parmaklarının bıraktığı her bir iz, temizlenecek ve arındırılacak. Ve hatta eğer gerek kalırsa, yeryüzünden yok edilecek.
as pegadas de Hitler, todas as manchas deixadas pelos seus dedos infectos e corrosivos serão banidas e expurgadas da face da Terra.
- Hatta kalın, Akbaba.
- Vou passá-lo à central.
Dünyadaki yaşamın iyice temeline insek bile, hatta hücre kimyasını kontrol eden proteinler, ve spiral ya da sarmal yapıdaki kalıtımı muhafaza eden nükleik asitler seviyesine insek, bu moleküllerin dünyamızdaki tüm canlılarda birbirinin tam aynısı olduğunu görürüz.
E à medida que nos aproximamos do fulcro da vida na Terra, das proteínas que controlam a química celular, da espiral ou hélice dos ácidos nucleicos, que transportam as instruções hereditárias, encontramos essas moléculas idênticas, em todas as plantas e animais do nosso planeta.
Lütfen hatta kalın.
Podes esperar, por favor...
Lütfen hatta kalır mısınız?
Sim, minha senhora.
Bay Happer diğer hatta. Hoşça kalın.
Aqui está o Sr Happer agora.
Ve kar fırtınalarının koca otoparkları kapladığını hatırlıyorum hokey sopası kalınlığında buz sarkıtlarını, hatta üç kat üst üste güyündiğimizide.
Lembro-me de tempestades de neve que enterravam um estacionamento pingentes de gelo do tamanho de sticks de hóquei e de ter de vestir três camadas de roupa.
Beta 4'teki tozun çok yoğun olduğunu hatırlıyorum, hatta optic sensörlerin için rüzgar panelleri kullanmak zorunda kalırdın.
Sim, lembro-me que a poeira era tão intensa em Beta 4 que tinha de pôr limpadores nas fibras ópticas.
Zaten bir parça icat kudreti olsa bile bana bu acı şakaları yapamazdınız elbette... Telaffuz edemezdiniz bunlardan bir tekini bile kalırdınız yarısında, hatta çeyreğinde Zira ben bunları söylerim, oldukça belagatle başkasından dinlemem tekini bile.
Aliás, mesmo que tivésseis a imaginação necessária para me servir, perante esta nobre plateia, semelhante sortido de amargos gracejos, não teríeis articulado um quarto da metade do começo de um, porque eu sirvo a mim mesmo, com bastante verve,
Hatta şu ana kadar gördüğün en kalın ve lezzeetli T-bones'u getireceğim.
Vou trazer o entrecosto mais suculento que já viste!
Hatta moda falan olursa batar kalırsınız.
Isso pode mudar tudo.
Lütfen hatta kalın.
Só um momento.
Strauss ve Ortakları, hatta kalın lütfen.
Strauss e Associados, pode aguardar? Obrigada.