Hızlı bir şekilde tradutor Português
1,143 parallel translation
- Ve top hızlı bir şekilde dizlerinin altından köşeye doğru gidiyor. Durum 0-1
E a bola rápida é recebida e a contagem é de 0 a 1.
Tom Hanks kadar hızlı bir şekilde kapıma ilerle!
Abre-me a porta tão rápido como ao Tom hanks.
Annie, olabildiğince hızlı bir şekilde şehir merkezine gitmeni Southern Cross restoranını bulup bana alabildiğin kadar karamelli ekler almanı rica ediyorum.
Annie, preciso que vás o mais depressa possível à baixa, a um restaurante chamado "Southern Cross" e tragas tantos éclairs de caramelo quanto possível.
İşlerin ne kadar hızlı bir şekilde sarpa saracağını gördük.
Já viram como as coisas podem ficar feias e como isso pode acontecer depressa.
Askeri sistemleri oldukça hızlı bir şekilde dağılıyor.
O sistema militar deles está a desmoronar-se rapidamente.
Ve hızlı bir şekilde.
E está a ser movido de forma rápida.
- Bana bir daha dokunursan "William Kennedy Smith." diyebilmenden daha hızlı bir şekilde çığlık atarım.
Se me tocar de novo vou gritar antes que possa sair correndo.
Dinle, Hoyt... eğer arkamdan hokkabazlık yapacaksan... seni tükürmenden daha hızlı bir şekilde buradan aldırırım.
Escuta, Hoyt... se começar com truques sujos a minhas costas... transferirei a outra prisão antes de que possa cuspir.
Çok hızlı bir şekilde savruldu. Nerdeyse parçalara ayrılıyordu.
Ele estava girando tão rápido, que quase voou separadamente.
O irtifadan daha yüksekte, basınç kıyafetiniz yoksa çok hızlı bir şekilde ölürsünüz.
Acima disso, morre-se sem um fato de pressão.
Dünya'nın evrimini seyretmek, çok büyük olduğu kadar tanıdık gelen bir şey görmek, bambaşka manevî tatlar katıyor. Böyle bir şey görmeyi hiç beklemiyordum. Ay'a doğru giderken Dünya çok hızlı bir şekilde küçülüyor.
É espiritualmente diferente ver a Terra evoluir, ver algo muito estranho, porém familiar, e era uma coisa que eu não esperava ver - a caminho da lua - que a Terra se torna pequena muito, muito depressa,
Bu titreme hareketine sebep olan şey hayal edemeyecekleri kadar tuhaftı. Yıldızın etrafında çok hızlı bir şekilde dönüyordu. Yörüngesini birkaç günde tamamlıyordu.
Mas era mais estranho que tinham imaginado, e girava à volta da estrela muito depressa, em apenas alguns dias.
Yakın zamanlarda dinî eğitimimi tamamlayıp atamayla New York'a geri döndüm... Hızlı bir şekilde işimizle ilgili yapılması gerekenlere alışmaya başladık.
Ordenados de fresco voltámos a New York e enfrentámos os aspectos práticos do nosso trabalho.
Onu yeni hortuma bağla ve hızlı bir şekilde çıkın!
Precisamos colocá-lo numa mangueira nova e tirá-lo daqui.
Fakat, Whelan ise o zaman, Onlar çok ağır ve çok hızlı bir şekilde darbe alıyorlar.
Mas em alguém com a doença, são muito e rapidamente afectadas.
Her neyse, gelmeye karar verdik çünkü çok hızlı bir şekilde... satabileceğimizi düşündük.
De qualquer modo, atrevemo-nos a vir, pois achámos que a hipótese de uma transacção imediata...
Pörsmeden önce, seni hızlı bir şekilde yiyip bitiririm.
Bem, eu tentava comer-te muito rápido, antes de eu ficar flácido.
Soğutucu çubuklarınızı değiştirmeliyiz. Onları çok hızlı bir şekilde yakıyorsunuz.
Devemos trocar o resfriador, está se esforçando muito.
Aldığımız bilgilere göre, dün ailenin sanık için hızlı bir şekilde pasaport çıkarttığını öğrendik.
Fomos informados de que obtiveram um passaporte para ela ontem.
Ve o hızlı bir şekilde geldikten sonra sizde onu tutuklayacaksınız ve bütün herşey bitmiş olacak!
Tenho certeza que ele passaria correndo aqui e você poderia prende-lo. Isso tudo estaria resolvido de uma vez por todas.
İnternetten bir milyon kez daha hızlı bir şekilde porno indiren... -... bir program icat ettim.
Inventei um programa que descarrega pornografia da Internet um milhão de vezes mais depressa.
Ve onları bana ver, çünkü.. Her şeyim vardı, büyük bir ev, hayal edemeyeceğin kadar kadın. Derken bir gün, başladığı kadar hızlı bir şekilde...
Uma casa enorme, todas as mulheres que podia imaginar até que, certo dia, tal como começou...
Haydi, ahbap. Tek yapman gereken hızlı bir şekilde yemek!
- Vá lá, meu, só tens de comer rápido!
Eğer yörüngemizde bozulma olursa... Voyager'da bu farkın etkilerini hissetmeye başlayacak,... ve yaşlanmaya başlayacağız normal zamandan yüz kat daha hızlı bir şekilde.
Se nossa órbita começar a decair... a Voyager começará a sentir os efeitos do diferencial... e envelhecerá centenas de vezes mais rápido do que se estivéssemos no espaço normal.
Durumu çok hızlı bir şekilde kötüye gidiyor.
Sua condição se deteriora muito rápido.
Onun yardımıyla savaş, hızlı bir şekilde onların lehine bitecek.
Com a ajuda dele, a batalha será breve e acabará a favor deles.
Şimdi iki kere, hızlı bir şekilde söyle.
Agora diz isso duas vezes e rápido.
Hızlı bir şekilde eliyle eteğini aşağıya indirdi ve bana gülümseyerek yanımdan geçti.
Rápidamente, baixou-a com a mão, e ao passar sorriu.
Sorun. Şey, hapisaneyle başlar. Oradan hızlı bir şekilde aşağı inersin.
O problema começa com tempo na cadeia e, dai, é sempre a subir.
Bu çizgi hızlı bir şekilde çekilecek.
Temos de traçar os limites rapidamente.
"Asyalı müdür fabrikayı boşalttıktan sonra..." "... ekipmanları satıp hızlı bir şekilde fabrikadan ayrılmış. "
Correm alegações de que os gerentes asiáticos... desmontaram e venderam os equipamentos da fábrica... e arrumaram suas malas para um partida apressada.
Herkesi topla hızlı bir şekilde maru'ya geçin
Junta toda a gente e vai para a Maru o mais rápido que puderes.
Dylan'ı bırakıp hızlı bir şekilde bu işi halletmemi mi söylüyorsun?
Está a dizer-me que devo abandonar Dylan e Rev?
Eğer sana görüşünü söylemeyan Rommie değilse, hızlı bir şekilde yatiştirmeye çalışan Tyr'dir.
Se não é Rommie a tentar dar-me lições, é Tyr a tentar dar uma escapadela.
Tamam, Bu şeyleri bulabilirim, ama kılık değiştirip hızlı bir şekilde girmek lazım.
Certo, posso arranjar a maioria destas coisas, mas temos que nos preparar para uma saída rápida.
Tamam, Prue'yu bizim tarafımıza almanın bir yolunu bulmamız gerekiyor hızlı bir şekilde.
OK, temos de arranjar uma maneira de trazer a Prue para o nosso lado e depressa.
Hızlı bir şekilde bilgi toplamak için yöntemleri vardır.
Têm maneiras de reunir informação rapidamente.
Eğer sana ulaşırsa... Ona mümkün olan en hızlı bir şekilde buraları terk etmesini söyle.
Se tu tiveres notícias dela... diz-lhe que saia de lá o mais rápido que ela poder.
Hızlı bir şekilde haritalarınızla birlikte hemen buraya gelin.
Venha aqui imediatamente e traga os seus mapas.
Kamyonda iki saat geçirmiş, dondurulmamış... ... tahmin ettiğinden daha da hızlı bir şekilde çürüyen bir ceset var.
Há um cadáver que passou mais de duas horas numa carrinha a decompor-se a uma velocidade incrível.
Bunu hızlı bir şekilde yapmalıyız.
Devemos fazê-lo rapidamente.
İhtiyaçları, Goa'uld bilgisayarını hızlı bir şekilde tekrar programlayabilmek.
Teriam de aprender a re-programar um computador Goa'uid. É possível.
Pelops adındaki Goa'uld Argos'taki insanları hızlı bir şekilde yaşlandırmak için nanoteknoloji kullanmıştı.
O Goa'uid Pelops usou nanotecnologia para envelhecer as pessoas em Argos rapidamente.
Apidium, büyük sosyal gruplar şeklinde yaşar ve tehilke belirdiği zaman hızlı bir şekilde çevreleriyle haberleşirler.
Estes são apidium que vivem em grupos sociais E avisam o grupo do perigo que se aproxima.
Ama ısı suda, havadan daha hızlı bir şekilde dağılır.
Mas o calor dispersa-se mais depressa pela água do que pelo ar.
Hızlı bir şekilde kaçabilirim.
Posso ter que me pirar rápido.
Biline ki, bizlere bu ülkede vurmaya çalışan eller hızlı bir şekilde kesile!
Que fique bem assente que a mão que nos tenta expulsar desta terra será rapidamente cortada!
Küçük bir dişi hazır yemek gibi dinlenmekte... ve daha sonra, diğer sağ kalanlarla birlikte, olabildiğince hızlı şekilde ormana doğru yollanıyor.
Uma pequena fêmea descansa por um instante... e então, com os outros sobreviventes, dirige-se para a floresta profunda correndo o mais rápido que as suas pernas lhe permitem.
- Ah, bir yere hızlı şekilde.
- Algures e rápido.
Kurşundan daha hızlı koşan, nefesini sonsuza kadar tutan ve kendinden 3 kat büyük adamları yere seren bir kız, evet bu da onlardan biri olmalı, - onları ne şekilde çağırıyorsan.
Eu cheguei à conclusão que uma rapariga que pode correr mais rapido que uma bala, e pode prender a respiração para sempre e consegue bater em sujeitos que são três vezes o tamanho dela, bom, eu percebi que ela pode ser um desses, uh... o que-é-que vocês-chamam.
Mürekkep balıkları sığ sulara doğru olan büyük seferlerine çıkarlar çünkü yumurtaları buradaki sıcak suda daha hızlı gelişir ve yavrular çıktığında okyanusun derinliklerinde bulacaklarından daha kolay bir şekilde daha fazla yiyecek bulurlar.
As lulas fazem a sua enorme viagem até às águas pouco fundas porque os ovos se desenvolverão mais depressa na água mais quente. Quando as crias emergem, encontrarão mais alimento mais facilmente do que nas profundezas.