Iki defa tradutor Português
1,189 parallel translation
Gözlerimi gökyüzüne doğru bir iki defa diktim ve tabii ki hiçbir şey görmedim..... gücümün binmeye yetmeyeceği.. ... lanet bir uçak dışında..
Eu já olhei para o céu algumas vezes e ainda não vi nada excepto um maldito avião, no qual não tenho dinheiro para entrar.
Daha önce de bu kata iki defa gelmiştik.
Já estivemos aqui duas vezes.
- Şalteri iki defa mı indireyim? - Hayır, hayır, hayır.
- Girar a segunda alavanca duas vezes?
Artık o kitapların gerçek değerini iki defa soruyorlar.
Agora pedem o dobro do que aqueles livros valem.
Gerçekten, iki defa daha sormak zorunda mıyım?
- É preciso perguntar mais duas vezes?
İkinci soru "Gerçekten iki defa daha sormak zorunda mıyım?" dı.
A segunda pergunta foi : "É preciso perguntar mais duas vezes?"
Kanunlara göre hiç kimse aynı suçtan iki defa yargılanamaz.
Estabelece que ninguém pode ser julgado duas vezes pelo mesmo crime.
Ben tam iki defa senin hayatını kurtardım.
Ouça-me! Salvei-lhe a vida! Duas vezes!
Feleğin çemberinden bir ya da iki defa geçmiş gibi görünen bebekler.
Bonecas que parecem ter passado pela picadora uma ou duas vezes.
Biliyor musun, sırtından iki defa şişlenmeni göz önünde bulundurursak... iyileşmiş olman mucize.
Tendo em conta que recebeu duas punhaladas nas costas... diria que sua recuperação foi um milagre.
Birbirimizi sadece iki defa gördük.
Só nos vimos duas vezes.
"Bozuk bir saat günde iki defa doğruyu gösterir." den daha iyi.
Bom, é melhor que : "Um relógio avariado tem a hora certa duas vezes por dia."
Büyük iki defa aramıştı ve ben ona ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
O Big ligara duas vezes e eu não sabia o que lhe dizer.
Ona ne olduğunu gördük. Aslında, iki defa gördük.
Nós vimos o que aconteceu com ele, e está afectando ambos os programas.
Görev için sizi iki defa daha almıştık.
Já a recrutamos duas vezes para esta missão.
Eşleri Gisele ve Helga'yı öldürmekten iki defa dava açılmış.
Não tem filhos. Processado duas vezes pelo assassínio das mulheres,
Desene, senin için bir günde iki defa sabah oluyor.
Aqui existem duas manhãs por dia.
Eleanor, şikayette bulunman gereken kişi ben değilim ama son iki yılda iki defa vuruldum 6 kemiğim kırıldı, bir sağlık planım bile yok.
Ouça, Eleanor, não sou de me queixar, mas nos últimos 2 anos fui alvejado duas vezes, tenho seis ossos partidos, e nem seguro de saúde tenho.
Tahminimce o Chan'ı kullanıyor, ve şimdi iki defa es geçti.
Cá para mim, ela usou o Chan e depois traiu-o.
Daha 12 yaşında. Onu geçen hafta iki defa Malik'in ayak işlerini yaparken yakaladım.
Mas tem 12 anos e apanhei-o duas vezes a fazer recados ao Malik.
Bir ya da iki defa.
Uma ou duas vezes.
Ne olduğunu bilmek ister misin? Kaseti günde iki defa değiştiriyorlar. Sabah ve akşam saat onda.
O grandalhão muda as cassetes digitais duas vezes por dia.
İki savaş görmüş, iki defa evlenmiş, çocukları, torunları olan... para problemleri olan, çeşitli hastalıklar geçirmiş insanlarla takılıp,... biyoloji sınavından B almak, hiç de fena sayılmaz.
Vê as coisas assim, quando estou com alguém que passou por duas guerras, casamentos, filhos, netos, crises económicas e doenças tirar boa nota em biologia deixa de ser tão importante.
Oyunu iki defa izledim.
Vi duas vezes a peça.
İnsanlar kitaplarını neden saklarlar ki? Sanki iki defa mı okuyacaklar?
Porque é que guardam os livros, tipo, ler um livro duas vezes?
Nevada'yı iki defa yazmışsın.
Puseste Nevada duas vezes.
Artı haftada iki defa gidip bir deli doktoruna ağlıyor.
- Anda a lamentar-se a uma psiquiatra.
Sebeplerden birisi, bizim ayırmaya çalıştığımız iletişimde bir sorun vardı çünkü aynı yerden iki defa gelmiyor gibi görünüyordu.
Bem, uma das razões de continuar tendo problemas para isolar a fonte das transmissões é porque elas não parecem estar a vir do mesmo lugar seguidamente.
O herifin kahvesine işeyebilmek için Currahee'ye iki defa çıkmayacak adam tanıyor musun?
Génio era Beethoven. Conheces alguém que não corresse o Currahee equipado, se com isso pudesse mijar no café do homem?
Her sınıfı iki defa tekrarladım!
Naquele vão fedorento!
Aynı yolu iki defa kullanmazlar ve 10. Otoyolda çok devriye var.
Eles não fariam inversão de marcha e a AE 10 é muito patrulhada.
Yerinde olsam iki defa düşünürdüm.
Eu pensava duas vezes antes de convidar amigos.
Yerel polis iki defa durdurdu.
O bófia de cá já me parou duas vezes.
Almanlar iki defa kaçtı.
" Os alemães fugiram duas vezes.
Çocuk 14 yaşında falan, yaşına bakmayın siz... iki defa intihara kalkışmış.
Descobri que mesmo duro este puto tinha só catorze anos... ele já tentou o suicídio duas vezes.
Seni görmek güzel ama buraya günde iki, üç defa gelmen...
E sempre um prazer ver-te mas vir ca duas, tres vezes por dia...
İki defa telefon ettiler.
Já telefonaram duas vezes.
Bozuk bir saat bile günde iki üç kez doğru gösterir ve bu defa haklıyım.
Até um relógio parado acerta nas horas duas ou três vezes por dia. E desta vez eu é que sei.
İki defa uçuk.
- Herpes duas vezes.
Aslında bir iki defa oynadık ve o kadar da kötü değildi.
Era isto ou a reunião de condóminos.
Onu ilk defa iki hafta önce restoranımda gördüm.
Vi-o pela primeira vez no meu restaurante há duas semanas.
İki defa evlendim.
Tive duas mulheres.
İki defa Vietnam'a gittim.
Fiz 2 comissões no Vietname.
Ne, iki yıldır ilk defa güzel biriyle çıkacaksın ve beraberinde bir rahip mi olacak?
Levar um padre a um encontro...
Gestapo tarafından esir alındım, işkenceye uğradım ve kaçtım. İki defa
Fui capturado, torturado pela Gestapo, e escapei duas vezes.
- Ya günde iki defa olanı duydun mu?
E de 2 vezes num só dia?
Önümüzdeki iki saat boyunca... 39 yıllık tarihinde ilk defa olarak kanalımız CBS... bir filmi canlı olarak yayımlayacak.
Durante as próximas duas horas, este canal vai apresentar o primeira longa-metragem a ser transmitida ao vivo, em 39 anos.
İki defa turladık zaten.
Já a circundámos duas vezes.
- Evet. İki defa ikişer mg.
Dois miligramas, duas vezes.
- İki defa.
- Duas vezes.
İki defa yazılmış olacak.
Está a anotar tudo o que digo, agora vai ter tudo por escrito.