Ingilizler tradutor Português
1,243 parallel translation
İngilizler bile bu kadar aptal olamaz.
Nem britânicos podem ser assim tão estúpidos.
İngilizler kazanıp Türkleri defedecekler ama.
Mas os Britânicos vencerão, e correrão com os Turcos!
savaş patlak verirse İngilizler Hitler'in karşısında, bizim tarafımızda olacaklar.
Quando a guerra rebentar, os Britânicos estarão do nosso lado a lutando contra Hitler.
Birincisi : 15 Mayısta İngilizler çekilecek.
Um : A 15 de Maio... os Britânicos vão retirar.
15 Mayısta İngilizler çekilecek.
Um : A 15 de Maio... os Britânicos vão retirar. Dois :
İngilizler dört ay içinde çekilmeyi planlıyordu. Arap ülkeleriyse kesin olarak bize saldıracaklardı.
Dentro de quatro meses, os Britânicos estavam previstos partir... e os países Árabes iriam certamente invadir-nos.
İngilizler oyunlara ciddi bir iş olarak yaklaşır.
- Jogos são coisas sérias em Inglaterra.
Eğer İngilizler de Hitler gibi isteklerini açıkça gösterirse, bu baharda büyük bir savaş olabilir.
Se os Britânicos estão nas suas ideias como Hitler está nas suas, haverá uma guerra total na primavera.
İngilizler bu duruma "sitzkrieg" diyordu.
Os Britânicos chamam a esta calma o "sitzkrieg".
Bu İngilizler sıkıştıklarını farkettiklerinde Churchill'i Almanya ile anlaşmaya zorlayacaklar.
Quando esses tipos vejam que estão entalados, expulsarão o fanfarrão do Churchill, e farão um acordo com a Alemanha.
Neden İngilizler bu kadar zayıf peki?
Porque estão os Britânicos pondo de pé um triste espectáculo?
İngilizler ise ya teslim olmak zorunda ya da denize çekilmek.
Os Britânicos tiveram que retirar-se para o mar ou render-se.
İngilizler hakkında fazla bilgim yok efendim.
Não sei muito sobre os Britânicos, sir.
Fransızlar ateşkes istiyor, ve İngilizler de daha fazla direnemez.
Os Franceses pediram um armistício, e os Britânicos não lutarão muito mais tempo.
İngilizler hava savaşında tutunmaya devam ediyor ama.
Bom, os Britânicos clamam que se aguentaram naquela batalha.
İngilizler seninle irtibata geçecek.
Os marinheiros entrarão em contacto consigo em breve.
Ama sizi uyarıyorum, eğer İngilizler düşer ve bu şey Alman'ların eline geçerse, bu işte yer alan herkes Kendini Constitution Bulvarında ki sokak lambalarına asılı bulur.
Mas aviso-o, se os Britânicos se embrulharem e este material cair nas mãos dos Alemães, tudo o que tomar parte nestas transacções tem uma boa chance de ficar pendurado num poste de iluminação de uma avenida.
İngilizler iyi direniyorlar, bizim de onlara yardım etmemiz gerekiyor.
Aqueles marinheiros estão a aguentar o forte, temos que ajudá-los.
Yapabildiği tek şey, İngilizler'in kalbinde bir ateş yakmak burada ve bütün dünyada giderek yayılacak. Londra'da neden olduğu yangının izlerini silecek.
O que ele fez foi atear o fogo nos corações Britânicos aqui e em toda a parte que brilharão através de todos os vestígios da conflagração que causou em Londres, terem sido removidos.
İngilizler, tobruk'u işgal etti.
Os Britânicos capturaram Tobruk.
Orada büyük bir hazine saklıymış ve İngilizler tarafından belirli aralıklarda yağmalanmış.
Existia lá um grande tesouro e aos poucos foi saqueado pelos ingleses
İngilizler!
Ingleses!
İngilizler sadece sembolik güce sahip.
Os ingleses têm só uma força simbólica.
İngilizler saldırdı mı?
Atacaram, os ingleses?
İngilizler istedikleri zaman bizi teftiş etmeyi seviyor.
Os britânicos divertem-se a inspeccionar-nos.
İngilizler imparatorlukları için çok endişeliler. Kendimizi iyi bakılan çocuklar gibi hissediyoruz.
Os britânicos preocupam-se tanto com o seu império que nos fazem sentir crianças mimadas.
Anlaşılan İngilizler 1857 isyanını asla unutmayacak.
Parece que os britânicos nunca esquecem o Motim de 1857.
Yüzyıl önce İngilizler bu tapınağa kanlı bir baskın yaptığında bir rahip son iki taşı bu yeraltı mezarlarına sakladı.
Há um século, quando os britânicos atacaram este templo e massacraram o meu povo, um sacerdote fiel escondeu as duas últimas pedras nas catacumbas.
İngilizler katledilecek.
Os britânicos na Índia serão massacrados.
Neden İngilizler hakkında bu kadar çene çalıyoruz?
Por que perdemos tempo a falar dos ingleses?
Şu İngilizler!
Ingleses!
İngilizler'in odalarını her zaman derli toplu tuttuklarını düşünürdüm.
Achava que os quartos dos ingleses eram arrumados.
- Tüm İngilizler eder.
- Nenhum inglês gosta.
- İngilizler iştahlı olur.
- Os ingleses comem bem.
O, İngilizler'den de çok yer.
Come mais que os ingleses.
İngilizler koyun eti yiyebilir.
Os ingleses comem carneiro.
İngilizler treni asla kaçırmaz.
Os ingleses são sempre pontuais.
O zaman, kabul edersem İngilizler şöyle diyebilecek :
E, se eu concordar... os ingleses poderão dizer...
Nihayetinde, siz İngilizler yine birbirinize kenetlenirsiniz.
No fim de contas, os ingleses acabam todos do mesmo lado.
Burada kendime yeni bir hayat kurdum, İngilizler'den uzakta.
Construí uma vida nova aqui, longe dos ingleses.
İngilizler her zaman dakiktir.
O inglês é sempre pontual
İngilizler koruyucu gemilerini takviye ettiler.
Eles reforçaram a sua proteção, é um mês mau.
İngilizler, savaştıklarının bu bebek yüzlü, ana kuzuları olduğunu görürse utanç duyacaklardır.
Os ingleses deveriam sentir vergonha... Se vissem as fotos de quem eles estão a matar. Miúdos com cara de bebé.
İngilizler bizim ne zaman göreve çıktığımızı biliyorlardır.
Os ingleses sabem quando nós partimos.
İngilizler artık hata yapmıyor.
Os britânicos pararam de cometer erros.
İngilizler bugünlerde uyanık.
Os britânicos estão mais espertos, hoje dia.
İngilizler aptal değil.
Os ingleses não são burros.
İngilizler tüm filoyu geçirse haberimiz olmaz.
Assim os ingleses passaram com a frota inteira!
Ardından mağarasına girdi ve İngilizler mağaranın duvarlarını havaya uçurdu. Mağarada kapana kısıldı, o zamandır orada.
Meteu-se numa caverna, os ingleses rebentaram com a entrada e ele está lá desde então.
Şunu söylemeliyim ki İngilizler kesinlikle...
Devo mesmo dizer, os ingleses são certamente...
Massachusetts'İngilizler kurmuş.
Os ingleses fundaram Massachusetts.