Intikam tradutor Português
9,298 parallel translation
Ragnar babamızın intikamını alırken yanında olacağım.
Ragnar, vou ficar contigo para vingar o nosso pai.
Ölümünün intikamı alınmalı.
A sua morte tem de ser vingada.
Asıl konumuz et değil, intikam, yanılıyor muyum?
Decerto que isto não se trata de carne. Trata-se de vingança, certo?
Omekenefkitso'ya karşı yükselen ve sizleri küçük korkak zavallılar gibi gezegeninize dönmeye zorlayan Votan ırklarından intikam almak.
Vingança contra as raças Votan que se rebelaram contra os Feiticeiros e que vos empurram para o vosso planeta natal como uma matilha de cachorrinhas assustadas.
Babamızın intikamını almaya.
Vingar a morte do nosso pai.
Yani aradığımız kişi intikam peşinde ve sarine de erişimi var.
Certo, então procuramos alguém com uma vingança pessoal que também tem acesso a Sarin.
Sebep intikam ya da ideoloji tabanlı olabilir, ama biri ideolojiyi paravan olarak kullanıyor da olabilir.
O motivo pode ser vingança ou com uma base ideológica, mas mantenham em mente, é possível que estejam apenas a usar a ideologia como fachada.
Bu da demektir ki 2200 yılında Morgan'dan geçen haftaki şakası için intikam alacağım.
O que significa... No ano de 2200, vou dar o troco ao Morgan pela aquela brincadeira que ele fez comigo na semana passada.
Norveç hapishane sistemine hoş geldiniz. Bu sistemde amaç, intikam almak değil rehabilite etmek.
Bem-vindos ao sistema prisional da Noruega, PRISÃO DE BASTOY, NORUEGA baseado no principio da reabilitação, e não na vingança.
Viktor Direniş'le anlaşma mı sağladı yani? Küçük bir intikam diyelim.
O Viktor fez um acordo com a Resistência?
Çocuğun ailesi Grimm'den intikam almak istemiş.
Os pais do menino quiseram vingar-se do grimm.
Yani bu kız kardeşinle yattığım için bir intikam mı?
- É vingança por dormir com a tua irmã?
- Sen de intikam almaya geldin.
- E agora vieste vingar-te.
Gold Storybrook'ta ben de burada Camelot'tayken intikamımı alamam.
É impossível obter vingança, se o Gold está em Storybrooke e eu estou preso aqui em Camelot.
Yüzyıllarca intikam arzusunu bastırmaya çalıştıktan sonra beni yine karanlığın kucağına attın!
Depois de passar séculos a reprimir a minha sede de sangue, voltaste a atirar-me para as trevas!
Gold'dan intikamını almak için her nasıl bir anlaşma yaptıysan, buna değmez.
Seja qual for o acordo que fizeste para vingares-te do Gold, não vale a pena.
Neden intikam almasına yardım ediyorsun?
Porque o ajudas a obter a sua vingança?
Killian... Mutlu sonun intikam değil.
Killian... a tua vingança não é o teu final feliz.
Gibson intikam istiyor, bu bariz.
O Gibson quer vingança, isso é óbvio.
Gemilerimin yok olduğunun farkındayım ve intikamımı alacağım.
Sei que os meus navios desapareceram e terei a minha vingança.
- Nihayet intikamını alabilecek.
- Que finalmente pode vingar-se?
İşte bütün intikamıyla doğa.
Eis a natureza em toda a sua gosma.
Bobbi ve / veya Bob, intikamınızı alacağım!
Bobbie e ou Bob, eu irei vingar-vos!
Morrow, projesini rafa kaldırdığı için Lane'den intikam almak istiyor.
O Morrow quer vingar-se do Lane por este ter dispensado o seu projecto.
Sonny babasının intikamını almayı seçti.
O Sonny escolheu vingar o seu pai.
Tahmin edeyim... biriyle uğraştı ve onlarda intikam istediler?
Deixa-me adivinhar... maltratou alguém e foi ameaçado de vingança?
Dekanla ilişkisi vardı. Hapishanede bunu öğrendiğin zaman, intikam istedin.
E quando o descobriste na prisão, juraste vingança.
Çünkü Fredi kardeşini onların öldürdüğüne inanıyor ve intikam istiyor.
A Fredi acha que eles mataram a irmã dela e quer vingar-se. E já matou um homem por causa disso.
Ve o kanıt peşinde değil, intikam istiyor.
E não quer provas, quer vingar-se.
Eğer biri beni öldürmeye kalkarsa geriye kalanlar mutaka intikamımı alır.
Se alguém tentasse matar-me, eu não iria descansar até conseguir a minha vingança.
Neden intikam almıyorsun?
Por que não se vinga?
Tek istediği karısını ve kızını öldüren adamdan intikam almaktı.
Tudo o que ele queria era vingança sobre um homem que lhe matou a mulher e a filhinha.
Dani Pedrosa, Malezya GP'sinde Marc Marquez'i yenerek intikam aldı.
Dani Pedrosa teve a satisfação de vencer Marc Márquez no Grand Prix da Malásia.
Bazıları yarışır çünkü dünyalarından intikam almak isterler.
Alguns pilotos fazem-no, porque querem vingar no mundo.
Annenin birliklerinin öldürdüğü İngilizler intikam alıyorlar.
A vingar os ingleses, mortos pelas forças de vossa mãe.
Kesin olarak bildiğimiz şey tarihin intikamını sahnelemek için bir yolu olduğu.
Aquilo que sabemos com toda a certeza é que a História arranja uma forma de promulgar a sua vingança.
Biri Cudlow cinayetinin intikamını almak istedi.
Era alguém que queria vingar-se do homicídio do Cudlow.
Bu yüzden mi intikam istiyorsun? Bana bir yumruk atmak ve içerideki arkadaşlarının saygısını geri kazanmak?
É por isso que quer vingar-se, mandando que me matem para reaver o respeito dos seus amigos?
Otorite sorunları, manipülasyon yeteneğiniz o olay yüzünden gözünüzü intikam hırsının bürümesi.
Problemas com a autoridade, talento por manipulação, uma fixação por vingança daquela vez...
Mesele intikam.
É tudo sobre vingança.
İntikamına.
A tua vingança.
İntikamı düşünmesi normal.
É natural que a vingança lhe passe pela cabeça.
- İntikamımı.
A minha vingança.
İntikam duygusunun aklını bulandırmasına izin verdi.
Ele deixou que a vingança nublasse o pensamento.
İntikamı hak ediyoruz.
- Merecemos vingança! - Nunca!
İntikam düşleri masal niyetine anlatıldı. Geceden geceye, yıldan yıla.
Fantasias de vingança contadas como histórias de embalar, noite após noite, ano após ano.
İntikam ateşiyle yanıyorlar, ve hiçbir şey onları durduramaz.
Eles estão sedentos de vingança e nada os deterá.
- İntikam sizi bekliyor!
- A vingança está sobre ti!
Biri karısının peşinde. İntikam için olabilir.
Se querem matar a mulher dele, só pode ser por vingança.
İntikam?
Vingança?
İntikam.
- Vingança.