Iyi edersin tradutor Português
3,293 parallel translation
Teşekkürler. Jenna biraz önce gideceğini söyledi yani geri oynamak istersen acele etsen iyi edersin.
A Jenna disse que ia embora, por isso se queres jogar com ela, é melhor ires rápido.
Geri çekilsen iyi edersin.
É melhor afastar-se! Calma!
Ceketini giysen iyi edersin.
É melhor pores o casaco.
Benim için başka sürprizlerin olmazsa iyi edersin.
É bom não ter nenhuma surpresa para mim.
Caroline gelmeden ve seni yakmadan onu bana versen iyi edersin.
É melhor dares-me antes que ela venha e te incendeie.
Hayatta kalması için elinden ne geliyorsa yapsan iyi edersin.
É melhor fazer tudo em seu poder para o manter vivo.
Bunu aklına iyice soksan iyi edersin.
É melhor superares isso e aceitares esse facto.
O zaman kerhane yaşamaya alışsan iyi edersin.
Então, acostuma-te a viver num bordel.
İnansan iyi edersin.
Acredita.
Kaçırmak istemiyorsan, acilen buraya gelsen iyi edersin.
Se queres assistir ao nascimento, é melhor apresares-te.
İçindekileri döksen iyi edersin, küçük hanım.
É melhor desembuchares já tudo, minha menina.
Arkanı kollasan iyi edersin, evlat.
É melhor teres cuidado, rapaz.
Eğer bu gece Noel Babayı görürsen, kaçsan iyi edersin.
Se vires o Pai Natal esta noite, é melhor correres.
Acele etsen iyi edersin.
É melhor apressar-se.
Alışsan iyi edersin.
Bem, habitua-te.
İşte liseli ve yetişkin olmak arasında ki fark budur. Şimdi gidip giyinsen iyi edersin.
Essa é a diferença entre ser uma adulta e ser uma colegial.
Carrie'nin nerede olduğuna dair bir fikrin varsa söylesen iyi edersin.
Assim, se fazes alguma ideia de onde está a Carrie, é bom dizeres-me.
Parayı bulup beni arasan iyi edersin.
É bom que me ligues de volta com o teu fundo pronto.
Eğer gerçekten üzgünsen bunu hepimiz için özel bir geceye dönüştürsen iyi edersin.
Se lamentas assim tanto, espero que tornes esta noite especial para todos.
Bekleyemezseniz, ben çıkamazsam bu mekânın kapılarını açacak o hikâyeyi yazsan iyi edersin.
Se não conseguirem, se eu não sair, escreve uma reportagem que abra as portas deste sítio.
Don Jordan'i öyle ekip gittikten sonra daha hos davranirsan iyi edersin.
Sim, bem, o melhor é seres super simpática com o Don Jordan... depois de o teres largado daquela maneira.
Dikkatli olsan iyi edersin.
Mas é melhor teres cuidado.
- Öyle demezsen iyi edersin.
Não digo para perderes a esperança.
Aklından her ne geçiyorsa bir an önce toparlansan iyi edersin, dostum.
E seja lá no que estás a pensar, é melhor teres juízo, amigo.
Yatırımımın işe yaradığını göstermeye başlasan iyi edersin.
Começa-me a dar um retorno do meu investimento.
Liv, kendini nasıl bir durumun içine sokuyorsun, bilmiyorum ama NSA'le oyun oynamasan iyi edersin.
Liv, não sei no que estás a meter-te, mas não brinques com a ANS.
Kaçmaya başlasan iyi edersin.
É melhor começares a fugir.
Kim olduğunu bilmiyorum, ama bence ona bulaşmasan iyi edersin.
Não sei quem você é, mas é melhor não se cruzar no caminho dele.
O sinsi aklına iyi sok şunu babanla ben ne olursa olsun birlikte olacağız anladın mı yani alışsan iyi edersin tatlım.
Por que não tentas acostumar o teu cérebro maquiavélico com o facto de que o teu pai e eu vamos ficar juntos, não importa o que faças? Portanto vais ter que te acostumar comigo, querida.
- Geri çekilsen iyi edersin Damon.
É melhor afastares-te, Damon.
Bu kişiyi hemen ortaya çıkarsan iyi edersin.
É melhor fazeres com que essa pessoa chegue logo.
Sana borçluyum ve bunun gerektiği gibi davranmaya başlasan iyi edersin.
Deves-me uma, e é melhor começares a agir assim.
Ağırdan alsan iyi edersin.
É melhor teres calma.
Şimdi kendini hazırlasan iyi edersin. Sheldon, gerçekten kavga edeceğimizi mi düşünüyorsun?
Agora, prepara-te para o que poderá vir.
Ben istekleri olan biriyim Ajan Blye. Sonsuza kadar müdür yardımcısı olarak kalmayacağım. Ve sen de geleceği düşünmeye başlasan iyi edersin.
Sou um homem ambicioso, Agente Blye, que não vai ser o Director Assistente para sempre, e você tem de pensar sobre o seu futuro.
Şimdi kendini hazırlasan iyi edersin.
Agora, prepara-te para o que poderá vir.
Bana cevap versen iyi edersin tatlım.
É melhor responderes, amor.
Yolunda gitmeyen bir şeyler olsaydı şimdiye olurdu ama 22. haftayı tamamladığınıza göre artık pantolonunun fermuarını kapalı tutsan iyi edersin.
Se alguma coisa fosse correr mal, já teria ocorrido. Mas ela está de 22 semanas, então seria bom se se controlasse.
Belki sen de aynısını yapsan iyi edersin.
Tu também não devias.
Durumu kontrol altına alsan iyi edersin.
É melhor controlares a situação.
Kendini yarın için hazırlasan iyi edersin.
É melhor te preparares para amanhã.
Beni duyuyor musun Petty? Artık sözünü tutmaya başlarsan iyi edersin.
É melhor cumprires as promessas.
Hapiste çürümek istemiyorsan parayı getirsen iyi edersin.
A menos que queiras apodrecer na prisão, é melhor ires atrás do dinheiro.
Şimdi eve gitmeni istiyorum, annenin yanına git. İçeride kal, giysiyi koru. Ve telefonla aranda bir bağ kur çünkü seni aradığımda telefonu açsan iyi edersin.
Preciso é que vás para casa ter com a tua mãe, que fiques de bico calado, vigies o fato e fiques junto ao telefone.
İyi para edersin. Ölü ya da diri.
Dará uma boa recompensa vivo ou morto.
Akşam yemeği olmak istemiyorsan ötsen iyi edersin.
A não ser que queira ser jantar, é melhor começar a falar.
Ama bir şekilde kaçma iradeni kaybettiysen suçluluk veya utanç gibi şeyler dolayısıyla bu yükten kurtulsan iyi edersin.
Mas se, de alguma forma, perdeste a vontade de escapar
Ev arıyor olsan iyi edersin.
É melhor estares na casa de caça.
Yeteneğin ve isteğin olduğu sürece, Denise burada iyi yol kat edersin.
Assustou-me, Moray. Parece obcecado com a ganância.
Hatalı olduğumu düşünüyorsan, bunu kanıtlasan iyi edersin çünkü böyle devam ettikçe, Moray gün geçtikçe onun adına leke düşüreceksin ve ben de bunu önlemek için elimden geleni yapacağım.
O que está aqui a fazer?
İyi edersin.
- É melhor que sim.