English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Iyi etmişsin

Iyi etmişsin tradutor Português

158 parallel translation
- Buraya gelmekle iyi etmişsin.
Tomaste a decisão acertada, vindo para aqui.
Çocuğa acı verecek şeylerden sakınmakla iyi etmişsin.
Ainda bem que fez isso. Poupou o garoto de sofrer.
Evlenmemekle iyi etmişsin.
É bom que não estejas casada.
Evlenmemekle iyi etmişsin.
é bom que não estejas casada.
Chanel'e güvenmekle iyi etmişsin.
Faz muito bem em confiar na Chanel.
Şaka yaptım, o kız tam bir cadı, onu bırakmakla iyi etmişsin.
Estou brincando. Ela é horrível. Ainda bem que terminou com ela.
İyi etmişsin.
Certo.
İyi etmişsin.
- Fizeste bem.
Çok iyi akıl etmişsin.
Na verdade, muito astuto da sua parte.
İyi ki beni Candy'e tavsiye etmişsin.
Foi bom teres-me recomendado a Candy.
- İyi analiz etmişsin.
- Tens tudo muito bem analisado.
- İyi etmişsin.
Muito bem.
İyi akıl etmişsin, Kirby.
Pensou bem, Kirby.
İyi akıl etmişsin.
Pensou bem.
İyi etmişsin, çünkü buranın ahalisi batıl itikatlara inanır.
Ainda bem, porque as pessoas são supersticiosas.
İyi etmişsin.
Boa.
İyi etmişsin ama bütün bunlar sadece para için, değil mi?
Michael, agradeço o que estás a fazer mas é só pelo dinheiro, não é?
İyi etmişsin.
Fazes bem.
Bu vakayı iyi itrak etmişsin, Hastings.
"Agarrou" o principal deste caso, Hastings.
- J'ye koyacağını biliyordum. - İyi tahmin etmişsin.
- Sabia que ele o ia colocar ali, meu!
Anladığım kadarıyla, olayı çok iyi idare etmişsin.
Parece que controlou muito bem a situação.
İyi etmişsin.
Bem para ti.
Demek istediğim... iki yıldan beri medeniyetten uzak olduğun göz önünde tutulursa bayağı iyi idare etmişsin.
Quero dizer que se saiu bastante bem tendo em conta que não contacta com a civilização há dois anos.
İyi etmişsin.
Fez bem.
Tamam. İçkiler, yemek, ve sana bir taksi çağırdım. - İyi etmişsin.
Bebida, comida e já te chamei um táxi.
İyi etmişsin, Mikey.
- E gosto.
İyi park etmişsin.
Bem estacionado.
Ne iyi etmişsin. Ofisinden ayrılınca asansörde bana yetişip, daha büyük bir rol önerdi. Bekleyin, bekleyin!
Ainda bem!
- İyi etmişsin!
- Fizeste bem, Edmond.
- İyi tahmin etmişsin.
- Bem, tu estavas a merece-la.
İyi etmişsin, canım.
Óptimo, querido.
O zaman rahat uyuyabilirsin, çünkü ona iyi hizmet etmişsin.
Então, dorme descansado, sabendo que serviste Apophis.
Aslında burası yerdeki bir delik için iyi. İyi dekore etmişsin.
Essa cripta é até agradável, tu a arrumou bem.
İyi, sen de fark etmişsin.
Ainda bem que também reparaste.
İyi tarif etmişsin.
- Vemo-nos de tarde.
Tüm arkadaşlarımı davet etmişsin, çok iyi düşünmüşsün.
Convidaste todos os meus amigos. Foi bem organizada!
Anahtarları almayı iyi akıl etmişsin.
Bela táctica, a cena da chave do carro.
- İyi etmişsin.
- Bem visto.
Öldükten 9 saat sonra yani. İyi etmişsin Grego.
- Nove horas após a morte dele.
İyi fark etmişsin.
Foi apanhado.
Size tuhaf gelebileceğini düşundüm ve bu konuyu tartışmak için size uğrayayım dedim. - İyi etmişsin anne.
Calculei que talvez fosse incómodo para vocês, por isso resolvi cá vir para falarmos.
İyi etmişsin.
Fez muito bem.
Sanki benle annemi daha iyi olduğunu düşündüğün bir şeyle takas etmişsin ve bunun nedenini bilmek istiyorum.
É como se tivesses trocado a Mãe e eu por algo que achaste melhor e eu quero saber porquê. Tens vergonha de mim?
- İyi etmişsin.
- Bem pensado.
Kötümser olma, sen iyi bir şey yapmışsın, karını mutlu etmişsin.
Por esse vádio, e eu sou um génio, certo? Não seja cínico.
İyi etmişsin. Hoş biri.
Que bom para ti, ela é simpática.
- İyi etmişsin.
Justo...
Burayı gerçekten iyi dekore etmişsin, bebeğim!
Tu fizeste um óptimo trabalho de decoração, amor.
İyi etmişsin ama.
Fizeste bem.
İyi etmişsin, o bizimle ünlü bir içki.
Espero bem que sim. É a nossa aposta nas bebidas.
İyi etmişsin.
- Foi bom para ti?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]