Kafir tradutor Português
313 parallel translation
Bir kafir, efendim.
Um herético, Senhor.
Kafir olabilirim ama hayatım boyunca, buradayım ve hiç kötülük yok içimde.
Eu sou uma foragida e poderia estar aqui toda a minha vida e nunca ter um mau pensamento.
Bırak beni! İblis! Seni, kafir canavar!
Seu monstro diabólico,
Neden, seni sarhoş kafir.
Estão bêbados.
Sen ve senin şu kafir saçmalıkların.
Você e suas besteiras pagãs, suas piadas atéias.
Hiç bir kafir onun kutsal huzuruna giremez, ya da tapınağın bahçesine.
Nunca nenhum infiel teve permissão à sua presença, ou mesmo no jardim do Templo.
Seni, kafir!
Seu infiel...
Hiç bir kafir Renkli Duvar'a Başrahibenin adını yazmadı.
Nenhum infiel escreveu o nome da sacerdotisa no muro da tentação.
- Bu merdivenden bir kafir tırmanıyor!
- Um infiel a subir aquelas escadas!
Kafir, Micah, villasına dönmek üzeredir. Her an dönebilir.
Faça isso rápido!
Kafir için neden bu kadar endişeleniyorsun?
Porque esta preocupação, por um infiel?
Rhakim'in kırbaçını hiç gördü mü o sert boyunlu kafir?
Já alguma vez viu o Rakim castigar um infiel com o chicote?
Bir kafir sevenin cezası her zaman diri diri toprağa gömülmektir.
A pena habitual por amar um infiel. É ser enterrada viva.
Kafir, Micah ben Eli, öldü.
O infiel Mika Eli, morreu.
Adı Arthur Smith. Ben Kafir.
O nome dele não é Arthur Smith.
Müfettiş Kafir, Kahire polisinden.
Inspetor Kafir, da polícia do Cairo.
Neden, siz afsunlu Kaldeliler,... Şeytan ruhlu, kafir ve zorba bir çara hizmet ediyorsunuz?
Por que, caldeus diabólicos reconheceis um czar satânico, um blasfemo e um verdugo?
Bir Hıristiyan ile bir kafir arasındaki deniz.
O oceano que separa um cristão de um pagão.
Ama senin ruhun kafir.
Mas a sua alma é pagã.
Güneş ufku yalamadan önce... ... son kafir de ölecek.
Antes que o dia amanheça... o último infiel morrerá.
Kafir İngiliz!
Inglês blasfemo!
Geri dön kafir Akabe'ye varamazsın.
Volta para trás, sacrílego mas não chegarás a Aqaba!
Ben de seni Tanrı'ya götürmek için emir aldım kafir.
Eu tenho ordens para levar-te a Deus, pagão.
Demek cinayet işlemeyi öğrensin diye kafir veletlerini de yanlarında getiriyorlar.
Então eles trazem os seus fedelhos pagãos para os ensinar a matar.
Kafir arabın birinden öğrendim bu numarayı.
Um truque que aprendi com um mouro selvagem.
Gordon Paşa, bir kafir olman nedeniyle mi, kötülüğün varlığını hissediyorum?
Será por seres um infiel que me sinto na presença do mal?
Şüpheliyim, Muhammed Ahmed, sen bir kafir değilsin, ama kötülük kokusu alıyorum.
Não me parece, porque tu não és um infiel e eu também sinto o mal.
Çin İmparatoru ne zaman bir kafir olmayı bırakıp, ve beklenen birini, beni, gerçek Mehdi olarak kabul ettiğinde, o zaman böyle bir hediyeyi kabul etmekten mutluluk duyacağım.
Quando o imperador da China deixar de ser um infiel, e me aceitar a mim, o Desejado, como o verdadeiro Mahdi, então aceitarei com alegria esse presente.
Kafir bir amacın dersi mi, yoksa... kutsal bir mucize mi?
Qual é a diferença entre uma lição de um infiel e um milagre santo?
- Kafir ne demek?
- O que é um fornicador?
Sizi kafir domuzlar!
Seus suínos pagãos!
Seni kafir serseri...
Seus ateus reles.
Başka bir deyişle,.. ... bir kafir dinin esrarıyla alay edip cahil ve sığ insanları kolayca yoldan çıkarabilir. Ama hakikati asla saklayamaz.
Para acabar, todas as heresias que atacam um mistério podem seduzir os ignorantes e as pessoas superficiais, mas as heresias nunca conseguirão obscurecer a verdade.
Keşke bilseydin, kaç kafir bu konu üzerinde konuşmuştur.
Se soubessem o número de heresias que houve à conta desse assunto...
Kafirler kafir oldukları için cezalandırılmıyorlar. Yasa ve düzeni bozucu davranışlarından dolayı cezalandırılıyorlar.
Os hereges não são castigados por serem hereges, mas pelo aliciamento e dos atentados que cometem contra a ordem pública!
Her kim, bu dogmadan saparsa kafir ilan edilecektir.
Quem se desviar deste dogma... será declarado herege!
Birazcık daha içeri. Aferin size kafir p... çler!
Só mais um pouquinho, seus malditos selvagens.
Kafir Yahudi ciğeri, keçi safrası porsukağacı yongası.
Fígado de judeu blasfemo, fel de cabra e enxerto de teixo.
Onun, iyi bir katolik olmadığının, tersine bir kafir olduğunun farkına varır varmaz, hatamı düzelttim.
Assim que percebi que não era um bom católico, mas um descrente, corrigi logo o meu erro.
Nola'lı peder Giordano Bruno... dinden dönme ile suçlanıyorsun, sapkınlıkla, dine karşı kafir öğretilerle, Kilise'ye ve Papa'ya kastetmekle.
Frei Giordano Bruno de Nola, és acusado de apostasia, de heresia, de ensinamentos contra a religião e blasfémia, de conspiração contra a lgreja e contra o Papa.
- O sizi bir kafir olarak yetiştirdi!
- Educou-o para ser um pagão!
Bir kafir olarak muhtemelen, ama öyle umuyorum ki, bir yobaz olarak değil.
Um pagão, é possivel, mas não, espero, um iluminado.
Ayrıca, bu kafir adanın işleri dahilinde olup bitenlerin... kapsamlı bir soruşturmayla ele alınmasını talep edeceğim.
E solicitarei uma investigação completa Sobre os assuntos desta ilha selvagem.
- Kafir adını almadan önce kralın ordusunda generaldin
Aceitam a palavra de uma infiel ante a de um general do exército do rei?
Kılıçlar kafir kanıyla yıkansın.
Que as espadas derramem o sangue dos infiéis.
Kafir olarak infaz edilmiş.
- Foi executado pela sua heresia.
Bu, onların şimdiki kafir Allah'larından daha iyi.
Tem que ser melhor para eles do que o Alá pagão que adoram agora.
Hzt. İsa'ya kafir ruhları böyle mi sunuyoruz?
É assim que trazemos novas almas para Cristo?
Cehennemden şeytan çağırmak için kullanılan bir kafir icadı bu.
É um instrumento idólatra para chamar os demónios do inferno.
O sert boyunlu bir kafir.
É um infiel.
Üc kafir de öldü.
Os três sacrílegos estão mortos.