Kalinda tradutor Português
216 parallel translation
Biraz düşündüm.
Estive a pensar, Kalinda.
Kalinda, üst kata çıkıp bölge savcısının ofisine girip celbi beklemen gerekiyor. Yaparım.
Kalinda, preciso que vás ao gabinete do Procurador Estadual e esperes pela intimação.
Kalinda Sharma.
- Kalinda Sharma.
Sanırım Kalinda'nın söylemeye çalıştığı, Jennifer yanılıyor olabilir misin, yani araba o yöne değil de bu yöne gitmiş olabilir mi?
Acho que o que a Kalinda está a dizer, Jennifer, é se é possível que esteja enganada e que o carro tenha passado por aqui. Não por ali.
Kalinda. Oğlun sandığımdan daha büyükmüş.
O teu filho é mais velho do que eu pensava.
Kalinda, bir şey daha var.
Kalinda, só mais uma coisa.
Kalinda bir ipucu bulabilmiş mi?
- A Kalinda tem alguma pista?
Kalinda'yı bul ve mahkemede benimle buluşmasını söyle.
Diz à Kalinda para ir ter comigo ao tribunal.
Kalinda, bu hâlâ aramızda kalacak.
E, de novo, isto fica entre nós.
Teşekkürler. Kalinda, sana bir şey sorabilir miyim?
Kalinda, posso perguntar...
Kalinda ne?
- Kalinda o quê?
Kalinda Smith.
- Kalinda Smith.
Peki. Meseleye gösterdiğin hassasiyet için teşekkürler Kalinda.
Obrigada, Kalinda, pela sua discrição neste assunto.
Kalinda yarın kontratının üzerinde tekrar pazarlık edelim.
Vamos falar amanhã sobre a renegociação do seu contrato.
Gerekirse Kalinda'dan destek alın, tamam mı?
Usem a Kalinda, se for preciso.
Kalinda, bununla ilgilenmeni istiyorum.
Kalinda, preciso que investigues isto.
- Peki, Kalinda'yı görevlendireceğim.
- Vou meter a Kalinda e o Cary nisto.
Benim adım Kalinda, kocam ve ben bu mahallede ev almayı düşünüyoruz.
O meu nome é Kalinda e o meu marido e eu estávamos a pensar em comprar uma casa nesta área.
- Kalinda.
- Kalinda?
Kalinda, Kozko adında birini duydun mu hiç?
Kalinda, conheces alguém chamado Kozko?
Kalinda, plakanın bir kısmını görmüş...
E viu um bocado da matrícula :
Kalinda görgü tanığını saf dışı bıraksın.
E ponham a Kalinda a investigar a testemunha.
- Kalinda? - Evet.
- Kalinda?
Kalinda, ihtiyacımız yok.
Kalinda, não é preciso.
Kalinda ile beraber bir şeyin peşinde değil miydi?
- O queres dizer? - Está a trabalhar com a Kalinda?
Hey Kalinda. Bu adam Mayıs 2003'te onu soymuş ve... -... yeri öpmesini mi söylemiş?
O homem que o roubou mandou-o beijar o chão em maio de 2003?
İki saate avukatla buluşacak Kalinda'yı da al ve dosyadaki yerini kap, tamam mı?
- Sim. Não o deixes fazer asneira.
Kalinda, sen Alicia'ya talebi için belge araştırmalarında yardım et ve Bay İstatistik'ten de yardım alın.
Kalinda, ajuda a Alicia com os dados para a moção e usa aqui o Mr. estatísticas.
Pekâlâ, Cary, Kalinda durum şimdi gerçekleri bulma davasına döndü.
Cary, Kalinda, isto tornou-se num caso de procura de factos.
- Kalinda, seni özledik.
- Kalinda, temos saudades tuas.
Cazibenden etkilenmeyen yegâne polise çatmışsın gibi görünüyor Kalinda.
Parece que encontraste um polícia que resiste ao teu encanto.
Cary ve Kalinda'ya başka işler verdik.
Já transferimos a Kalinda e o Cary.
Kalinda, burada ne işin var?
Kalinda. O que fazes aqui?
OLAY MAHALLİNDE ESRAR BULUNDU
Kalinda ( Telemóvel ) ERVA ENCONTRADA NO LOCAL
Kalinda güvelik görevlisinin suyunun kaynadığını düşünüyor.
Mas a Polícia pode interpretar mal o que encontrar. E a Kalinda acha que o guarda está a aquecer.
- Hadi Kalinda, umurunda mı ki?
- Vá lá. Por que se importa?
- Kalinda. Yemin altındayım Bay Childs.
Eu fui intimada, Mr.
Kalinda, sen veri taramasına devam et.
Kalinda, continua a procurar.
Alicia, bu sabah Kalinda ile buluşmamız gerek.
Alicia, precisamos de nos reunir esta manhã com a Kalinda.
Kalinda Stern-Lockhart'ta çalışıyor.
A Kalinda trabalha na Stern, Lockhart.
Ben avukat değilim Kalinda.
Não sou advogado, Kalinda.
Kalinda bir şey buldu sanıyordum.
Pensei que a Kalinda tinha descoberto alguma coisa.
Kalinda, bir problemimiz var.
Kalinda, temos um problema.
Pardon, Kalinda ile.
Desculpe, da Kalinda.
Selam.
- Kalinda.
Hayır, sen git, Kalinda.
Não. Você vai, Kalinda.
Bunu yapamayacağını biliyorsun, Kalinda.
Sabe que não pode fazer isso, Kalinda.
Kalinda.
- Kalinda.
- Kalinda keşfetti.
- Foi a Kalinda.
Alicia.
Ela vai encontrar-se com o advogado daqui a duas horas. Leva a Kalinda.
İtiraz ediyorum! Kalinda, duruşmanın ortasındayım.
Estou no meio de um julgamento.