Kanıtlayabilirim tradutor Português
558 parallel translation
- Bunu kanıtlayabilirim.
- Eu vou encontrar-te. - Posso provar isso.
Kanıtlamak mı? Evet. Kanıtlayabilirim.
- Sim, posso provar.
O gün hipodroma gitmedim, kanıtlayabilirim.
Não estava nem perto da pista, nesse dia, e posso prová-lo.
Bunu kanıtlayabilirim.
Eu posso provar isso.
İsterseniz size kanıtlayabilirim.
Isso é que é falta de educação.
Yanıldıklarını kanıtlayabilirim.
Eu posso provar-lhes que estão errados.
Kanıtlayabilirim.
Posso prová-lo!
Sana bunu nasıl kanıtlayabilirim?
Como to hei-de provar?
Bay Weems'in çok hasta biri olduğu hakkında söylediklerimi kanıtlayabilirim.
Posso provar o que disse sobre ele estar doente.
Sadece söylemem yetmez, Bay Courtney, kanıtlayabilirim de.
Eu não só o posso dizer, S.r Courtney, como posso prová-lo.
- Gömleği sakladım kanıtlayabilirim.
- Tenho a camisa para provar.
Kanıtlayabilirim, bak.
A prova...
Evlat! Şaka yapıyorsun, Siringo. Max De Winton'ın Bennet'ın Haydutları ile işbirliği yaptığını kanıtlayabilirim,... ve Beau'yu yakalayabirim.
Posso provar que Max De Winton trabalha com o Salteadores de Bennet e capturar o Beau.
- Ama kanıtlayabilirim...
- Mas eu posso provar...
İsterseniz kanıtlayabilirim de.
Se desejar, tenho provas.
- Kanıtlayabilirim.
- Pode verificar-se.
- Nasıl kanıtlayabilirim ki?
- Mas como queres que to prove?
Beni rahatsız ettiğinizi kanıtlayabilirim. Beni soruşturduğunuzu gösteririm.
Posso mostrar que o senhor me acossou, que me perseguiu maliciosamente.
Kanıtlayabilirim.
Posso provar.
Bunu ona kanıtlayabilirim.
E pretendo provar. Daria um belo epitáfio.
Bir süredir bu kişiyi izliyorum... ve kanıtlayabilirim ki... üzerinde izinsiz olarak gizli hükümet... külodu bulunduruyor.
Eu venho seguindo os passos desse indíviduo há algum tempo e posso provar...... que ele está de posse não autorizada de secretas... roupas íntimas do governo.
Kanıtlayabilirim.
Vou provar-te.
İstersen, sana kanıtlayabilirim.
Posso provar-te se quiseres.
Kanıtlayabilirim.
Posso prová-Io.
Buraya daha önce geldiğimi kanıtlayabilirim! Bu daireyi tanıyorum!
Posso provar que jà aqui estive.Conheco o apartamento.
Bunu sana böyle mi kanıtlayabilirim?
É isso que é preciso para to provar?
İyi niyetimi kanıtlayabilirim. Sizi Cylon'a benim esirimmişsiniz gibi götürebilirim. Ama aslında o şeytanlara karşı saldırıya geçeceğiz.
Posso provar as minhas boas intenções, de vos levar até lá, supostamente como meus prisioneiros, mas, na realidade, com o intuito de lançar uma ofensiva devastadora contra aqueles demónios.
Bunu kanıtlayabilirim.
Posso prová-lo.
Başkan Marc Jary'e yapılan suikastın hükümete bağlı olmayan askeri bir grup tarafından özenle ve dikkatlice hazırlanan bir komplo sonucu gerçekleştirildiğini kanıtlayabilirim.
Posso provar que o assassinato do Presidente Marc Jary foi preparado por um grupo de oposição que, me parece, não ter ligação com o governo.
Kanıtlayabilirim, gerçekten!
E posso prová-lo, a sério!
Bu senin fikrin, ama şimdi rövanşa hazırım, böylece bu şansı yaver giden sıradan boksörün benim karşımda beş dakika.. .. dayanacak yeteneği olmadığını kanıtlayabilirim.
É a vossa opinião, mas agora estou disposto a uma desforra, para provar que este boxista de meia tigela não tem competência para se aguentar cinco minutos no ringue com um atleta superior.
Bu dediklerimi kolaylıkla kanıtlayabilirim.
Não estou a dizer nada que não possa provar.
Siyasi olmadığını size kanıtlayabilirim.
Posso imediatamente provar-lhe o contrário.
Sana kanıtlayabilirim Bunu anlayıncaya kadar
Eu posso provar Até veres que é verdade
Kanıtlayabilirim.
Posso prová-lo. Vejam.
Ben Juan Vilas, bunu kanıtlayabilirim. Doğum yeri Caracas, Doğum tarihi 15 Ağustos 1950
Eu posso provar que sou Juan Vilas, nascido em Caracas, a 15 de Agosto de 1950.
Radyoaktif olduklarını kanıtlayabilirim.
Posso provar que eram radioactivas.
Onlar Şimdi Kaçak Konumunda ve Ben Bunu Kanıtlayabilirim.
Agora são fugitivos. Acusados de crimes capitais. E nós podemos prová-lo.
- Yalan söylediğini kanıtlayabilirim!
- Posso provar que ele está a mentir!
Zaman verirseniz, suçsuzluğumu kanıtlayabilirim.
Posso provar minha inocência, se me der tempo.
İnanılmaz bir şey, biliyorum, ama kanıtlayabilirim.
Sei que parece inacreditável, mas posso prová-lo.
Bunu kanıtlayabilirim.
Ele está vivo!
Bunu size kanıtlayabilirim.
Aqui vai um. Como que por magia.
Neesbeck'den geldiğimi kanıtlayabilirim.
Eu posso provar que sou de Neezback.
Hayır, değil ve kanıtlayabilirim.
- Não é e posso prová-Io.
Sanırım bir yargıca her iki adamın da mens rea içinde olduklarını kanıtlayabilirim.
Creio poder provar em tribunal que estes dois homens têm mens rea.
Kanıtlayabilirim.
Está bem, eu vou-te provar.
Sana söylüyorum, arazinin haklarını elinde tutuyor ve ona ulaşabilirsem, Jake'in toprağı kullandığını kanıtlayabilirim.
Estou-te a dizer, ela continua a ter direitos sobre o terreno, e se a encontrar, posso provar que o Jake se aproveitou das terras.
Ona ulaşabilirsem, Jake'in toprağı kullandığını kanıtlayabilirim.
Se a encontrar, posso provar que o Jake se aproveitou das terras.
Krusty'nin masumluğunu kanıtlayabilirim, ama yardımına ihtiyacım var.
Acho que posso provar a inocência do Krusty, mas preciso da tua ajuda.
Sanırım bunu kanıtlayabilirim.
E depois?