Kapandı tradutor Português
3,214 parallel translation
Büro kapandı.
O escritório está fechado.
Bürosu artık telefon görüşmelerine kapandı.
O escritório dele não está a receber chamadas.
Her şey kapandı.
Está acabado.
Galiba kapandığında buradaki sonuncu insan olacak o yüzden gidelim. Bunlara ihtiyacımız yok.
Acho que é provável que vai ser esta a última vez, de modo que vamos-nos, não os precisamos.
Kalkış yapacağımız yer kapandı.
- Oi!
Hat kapandı efendim.
Aguarde. Ficou mudo, senhor.
Bir dosya kapandı sandığın anda, bir bakmışsın tekrar açılmış.
Quando achamos que fechámos um caso, abre de novo.
Yine kapandı. Harika...
Fechou novamente.
Artık o dönemin kapandığını söyleyebilirim. Ve diğer müdahalelerden daha çok bundan Anonymous sorumluydu.
Diria que esse tempo passou, e que o Anonymous mais do que ninguém é responsável por isso.
Hatırlıyorum çünkü, oranın kapandığını sanıyordum.
Lembro-me disso porque... Achei que estava fechado.
Hoşgörü devri kapandı.
O tempo para a tolerância acabou.
Mutfak kapandı, ama çok istiyorsan bir şeyler ayarlayabilirim.
A cozinha já fechou, mas posso fazer alguma coisa se estiver desesperado.
Özür dilerim ama mutfak servisimiz kapandı.
- Lamento, a cozinha fechou.
- Evet, bu dava da kapandı.
- Para este caso, sim.
Tünel bir süreliğine kapandı.
O tunel está fechado por enquanto..
- Dava kapandı.
Uma conclusão.
Tatlım, döndükten sonraki ilk davan kapandı bile.
Querido, o primeiro caso depois de voltares, já encerrado.
Her salı borsa kapandıktan sonra kulübümde buluşuyoruz.
Todas as terças-feiras depois do mercado fechar, encontramo-nos no meu clube.
Bu defter kapandı mı yani?
Significa que isto acabou?
Defter kapandı mı?
se isto acabou.
LaGuerta'nın soruşturması kapandı mı diyorsun?
Achas que a investigação da LaGuerta está encerrada?
Bu defter kapandı mı? Hayır.
- Isto significa que acabou?
Çünkü, çocuklar bir kapı kapandığında...
Porque, crianças... quando uma porta se fecha...
Ancak ofis penceresinin açılıp kapandığını net bir şekilde duyduk.
Embora tenhamos ouvido a janela do escritório dele a abrir e fechar.
Tam açılmaya başlamıştın ki tekrar içine kapandın.
E quando começas a abrir-te...
Bu defter kapandı mı yani?
- Isso significa que acabou?
- Bu dava kapandı ama.
- Assassino! - Mas o caso já está encerrado.
- Saatlerce yerleşkeye kapandılar. - Tetikleyiciler için mi görüştüler?
Permaneceram no complexo durante horas.
Telefonum kapandı.
O meu telemóvel descarregou-se.
Dava kapanmadan önce anlaşmak için bir şansımız var ama kapanıyor ve kapandığı zaman onlara ayı bile teklif etsek boş.
Temos uma janela para entrar em acordo antes de termos de divulgar. Mas curta. Assim que acabe, até podemos dar-lhes a lua.
Dava kapandı artık.
O caso está encerrado.
Işıklar kapandıktan sonra oradan çıkmak çok kolay olur.
Sair de lá sem ser detectado depois das luzes se apagarem, era fácil.
Kapandı.
Desligaram a rede.
Olay kapandığına göre... Ne hakkında konuşmak istiyordun?
Agora que o caso acabou... sobre o que querias falar?
O dava kapandı, Alec.
Este caso está encerrado, Alec.
Öyle göründüklerini farkettim çünkü sorunlara karşı çok kapandık, seni ne kadar çok sevdiğimi anlamamı engelliyorlardı.
E eles impediam-me de ver o quanto eu te amo.
Üzgünüm, ahbap imza standı kapandı.
Desculpa lá amigo. Já não dou autógrafos.
Tüm monitörlerim kapandı.
Os monitores apagaram-se.
O dava kapandı. Kayıtları mühürlendi.
Os registos selados.
Olay kapandı bak.
Boa!
Işıklar kapandığında hepimiz aynı görünürüz.
Quando as luzes se apagam somos todos iguais.
Evet, cephanelik kapandı.
- Foram muito atingidos.
Bay Haverford, Kontes'in evindeki bir müşteri soygununun kurbanı olmuş. Dava kapandı.
Sr. Haverford foi uma vítima do jogo de painéis, caso encerrado.
O dava kapandı.
Esse caso está encerrado.
Kapandı, ha?
Fechada, é?
- Hayır, bütün kameralar kapandı.
- Todas as câmaras estão sem imagem.
Dosya kapandı ki.
- Merda.
Dava kapandı.
O caso foi encerrado.
- İştahım kapandı.
- Não estou com fome.
Dava kapandı.
- O caso está encerrado.
Kapandı mı?
- Encerrado?