Kapatmak zorundayım tradutor Português
124 parallel translation
- Öyle mi? - Kapatmak zorundayım.
Quero fechar.
Kapatmak zorundayım.
Tenho que desligar.
Bay Hall... Camı kapatmak zorundayım.
Agora Sr. Hall, terei que fechar a janela.
Ve artık, sevgilim kapatmak zorundayım.
E agora, minha querida, tenho que terminar.
Özür dilerim, kapatmak zorundayım. İncelemem gereken çok önemli bir dosya var.
Lamento ter de deixá-lo mas ainda tenho dois dossiers muito urgentes para estudar.
Yorgunum. Gözlerimi bir süreliğine kapatmak zorundayım.
Tenho que dormir um bocado.
Paul, üzgünüm kapatmak zorundayım beni çağırıyorlar.
- Tenho de ir. Estão a chamar-me.
Tamam. Seni kapatmak zorundayım.
Certo, eu vou ter que desliga-lo.
Vi, artık kapatmak zorundayım.
Estaremos aí dentro de uma hora...
Bak kapatmak zorundayım.
Alguém me chama.
Dinle, kapatmak zorundayım Neler olduğunu öğrenir öğrenmez seni arayacağım.
Telefono assim que souber algo.
Kapatmak zorundayım.
Não posso falar mais. Tenho que desligar.
Telefonu kapatmak zorundayım.
Tenho de desligar.
Onu kapatmak zorundayım!
Eu tenho que desligá-los!
Onu kapatmak zorundayım, yoksa hiçbir şey farklı olmayacak.
Tenho de fechá-la, senão nada mudará.
300 yıllık açığımı kapatmak zorundayım.
tenho 300 anos de aprendizagem a recuperar.
Yedi bine kadar onun kayıplarını kapatmak zorundayım.
Tenho de cobrir as perdas dele até sete mil.
Bak Ann, kapatmak zorundayım.
Tenho de desligar.
Tamam, şimdi kapatmak zorundayım.
Ok, tenho de ir.
Çok özür dilerim ama şu anda kapatmak zorundayım.
Sinto muitíssimo, mas terei que desligar agora.
Kapatmak zorundayım. Karım geliyor.
Vou desligar, minha mulher está vindo.
Kapatmak zorundayım.
Tenho de ir.
Kapatmak zorundayım.
Tenho de sair.
Kapatmak zorundayım.
- Que remédio.
Bunu size yapmaktan nefret ediyorum ama şu an kapatmak zorundayım.
Detesto fazer-lhe isto, mas tenho de desligar já.
Bu deneydeki ilk 11 denemede başarıya ulaşamadım... Bu benim Pentagondaki ahmaklar gibi olmamam için son şansım olacak... Aksi takdirde bu yeri Pazartesi sabahına kadar kapatmak zorundayım.
Visto que as minhas primeiras 11 tentativas desta experiência provaram-se mal sucedidas, esta será a minha última oportunidade... sendo que os idiotas do Pentágono, irão fechar completamente este lugar na manhã de segunda-feira.
Bu deneydeki ilk 11 denemede başarıya ulaşamadım... Bu benim Pentagondaki ahmaklar gibi olmamam için son şansım olacak... Aksi takdirde bu yeri Pazartesi sabahına kadar kapatmak zorundayım.
Visto que as minhas primeiras 11 tentativas desta experiência provaram-se mal sucedidas, esta será minha última oportunidade... sendo que os idiotas do Pentágono... irão fechar completamente este lugar na manhã de segunda-feira.
Çok güzel ama kapatmak zorundayım.
Isso é muito bom, mas eu quero fechar.
Kapatmak zorundayım.
Preciso desligar.
Tamam, kapatmak zorundayım.
Bem, tenho de ir andando.
İyi denemeydi çocuklar. Ama dükkanı kapatmak zorundayım.
Foi um bom esforço, rapazes, mas vou ter de fechar a loja.
Kusura bakma, kapatmak zorundayım.
Desculpa, tenho de desligar.
Kapatmak zorundayım. Sonra görüşürüz tamam mı?
- Adeus, depois falamos.
Seni kapatmak zorundayım.
- Desactivando-o.
Tamam. Kapatmak zorundayım.
Está bem. tenho de desligar.
Kapatmak zorundayım.
Tenho que fechar a loja.
Sizi ayrı odalara mı kapatmak zorundayım?
Tenho de po-los em quartos separados?
- Kapatmak zorundayım.
- Tenho que desligar.
Kapatmak zorundayım.
Desculpe, Sr. Tapia. Tenho de desligar.
- Kapatmak zorundayım.
- Tenho de desligar.
Kapatmak zorundayım, tamam mı?
Tenho de desligar.
Kapatmak zorundayım.
Vou andando.
Kapatmak zorundayım.
Vou voltar ao jogo.
Kapatmak zorundayım anne Walter'ı benim için öp.
Tenho que ir. Dá um beijo ao Walter.
Kapatmak zorundayım.
Tenho que ir.
O halde parçacık akımını kapatmak zorundayız.
A expansão da onda seria crítica, mas poderia funcionar.
Siz istediğinize inanabilirsiniz, Leydi Hester. Fakat sizi uyarmalıyım eğer İtalya savaşı kabul ederse biz konsolosluğu kapatmak zorundayız.
Pode pensar o que quiser, Sra. Hester, mas devo avisá-la que se a Itália declarar guerra, teremos de encerrar o consulado.
Kapatmak zorundayım.
Tchau.
Dinle, kapatmak zorundayım.
Preciso desligar. O café está chegando.
Talyn'i kendi iyiliği için kapatmak zorundayız, ve yemin ederim... sana onu aynen geri getirmek için elimden geleni yapacağım.
Nós temos de desligar Talyn, para o próprio bem dele. E eu juro... que tentaremos trazê-lo de volta, como ele era.
Kapatmak zorundayım!
Vou desligar.
zorundayım 57
kapat 275
kapatın 81
kapatıyorum 105
kapattım 30
kapattı 55
kapat kapıyı 36
kapat çeneni 171
kapat onu 35
kapatma 86
kapat 275
kapatın 81
kapatıyorum 105
kapattım 30
kapattı 55
kapat kapıyı 36
kapat çeneni 171
kapat onu 35
kapatma 86