English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Karma

Karma tradutor Português

5,162 parallel translation
Ama karma her zaman başarılı olmuyor.
Mas nem sempre o karma se encarrega.
- Ve sen... çıtını bile çıkarma.
- E você... Fique quieta.
- Çöpü çıkarma zamanı!
- Altura de deitar o lixo fora!
Çöpü çıkarma zamanı geldi!
É altura de levar o lixo!
- Çöpü çıkarma zamanı geldi!
- Altura de deitar o lixo fora!
Marti, Iütfen bana sorun çıkarma tamam mı?
Marti, por favor, não me faças ficar preocupado contigo, sim?
Bunların hepsi kader.
Chamam a isso karma.
Kader hakkında ne biliyorsun ki?
Que raio é que tu percebes de karma?
Hayır, Nick'in söylediğine göre bizim bölgede işten çıkarma olmayacakmış.
Não...
Yaptığın şey yüzünden beni suçlu çıkarma.
Não mande culpes para o meu lado.
Salya çıkarma!
Salivação!
- Öyle mi? - Özellikle de karma yurtsa.
- Sobretudo se for misto.
Çıkarma üstünden. Fotoğraf makinesi getirir misin?
Arranjas uma máquina fotográfica?
Ses çıkarma.
Está calada.
- Şu ceketi giy, sakın çıkarma.
- Veste o casaco, não o tires.
- Sakın çıkarma.
- É bom que não o saques para fora.
Aklından çıkarma.
Não te esqueças.
İkisi de birbirinden farklı karma havuzlarında birbirlerinin farklı kaderlere doğru süzülüşünü izliyorlardı.
Cada um deles sintonizou um veio cármico distinto e assistiu o outro deslizar para um destino diferente.
- Ayrıca fazla gürültü çıkarma!
E baixem o volume! Está bem!
Paltonu çıkarma.
O casaco fica.
Genellikle ya bir erkek arkadaşları ya da bir kocaları oluyor. ve Allah biliyor ki bu kör talihin tüm hayatımını mahfetmesinden usandım
normalmente têm namorado ou marido... e Deus sabe que já tive mau karma que chegue para durar toda a vida.
Evet, karma.
Pois, karma.
Sen de sesini çıkarma.
Nem tu vais contar.
Hayır, bak onu ben bulduğumda bu kaderin bir cilvesi olacak, karma olacak.
Não... Olha, se encontrar... então será o destino, o Karma.
Yangın çıkarma sorunun varsa af dilersen eğer...
Ajuda se tiveres um ódio ardente, se me permites a expressão.
- Şeytan çıkarma şeylerinden biri.
- Um exorcismo de merda.
Yüzümüzü kara çıkarma.
Deixa-me orgulhoso.
- Sakın çıkarma.
- Não faças isso.
- Şeytan çıkarma mı?
- Um exorcismo?
Sakın aklından çıkarma bir güle karşılık bir can vereceksin.
Lembra-te bem disso. Uma vida... Por uma rosa.
- Sadece kötü şans.
- É apenas mau karma.
- Yüzümü kara çıkarma.
- Não me desiludas.
İnsanlık başından beri tüm kültürlerde ve dinlerde şeytan çıkarma uygulanmıştır.
Todas as culturas, todas as religiões.
Günah çıkarma, itiraf, arınma, terapi. Adını sen koy.
Você pode chamá-lo de confissão, admissão, limpeza, a terapia, o que quizer.
Bu adamın üzerinde tam bir şeytan çıkarma ayini yapmalıyız.
Precisamos realizar um exorcismo ritual completo sobre este homem,
Şeytan çıkarma yapacağız.
Vamos realizar um exorcismo agora.
Ses çıkarma.
Não faças barulho.
Kafasının bu kadar karma karışık olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que ela estava tão confusa da cabeça.
Öfkeni benden çıkarma.
Não descarregues a tua raiva para cima de mim.
Bu benim için sadece bir soygun değil benim için babamı temize çıkarma fırsatı! Bu yüzden 8 yıldır kendimi tutuyorum.
Para mim, não é apenas um assalto, é uma homenagem ao meu pai, que tenho negado durante oito anos.
Karma kullanımlı yapı.
Empreendimento misto.
Bu gece yarısına kadar, götümden yetişkin bir dişi zürafa çıkarma ihtimalim altı bin dolar bulma ihtimalimden daha yüksek!
Mais depressa cago uma girafa adulta do que arranjo seis mil dólares até à meia-noite!
Hatta evren bana borçlandı diyebiliriz.
De certeza que o karma me deve uma.
Gürültü patırtı çıkarma.
Não armes confusões.
Hayır, Çıkarma.
- Não, fica com isso.
Çıkarma.
- Fica com isso.
Kama lanet!
É o karma.
Bu yüzden Doğu'nun ve Batı'nın önemli isimleri bir araya gelip bir şeytan çıkarma ayini düzenlemeye karar verdiler.
Por essa razão, reuniram-se as figuras mais importantes do Ocidente e Oriente e decidiram celebrar uma gigantesca cerimónia de exorcismo.
- Zaten en başta çıkarma fikri de senindi.
Para começar, a ideia de trazer isto foi tua.
Ses çıkarma. Hakkımda söyledikleri güzel şeyleri duymaya çalışıyorum.
Estou a tentar ouvir os elogios deles.
Yüzümü kara çıkarma.
Não me decepciones, ok?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]