English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kaçırdım

Kaçırdım tradutor Português

8,003 parallel translation
Bunu nasıl gözden kaçırdım?
Nem acredito que me escaparam.
Ama bir şekilde iniş noktasını kaçırdım.
O que foi aquilo?
Hayır, o fırsatı kaçırdım.
Sim, não. Perdi esse barco.
Acaba başka neleri kaçırdım?
Agora, estou a imaginar o que mais me terá escapado.
- Tamam. - Burada ne kaçırdım?
O que foi que perdi?
Hayatının altı ayını kaçırdım.
Perdi seis meses da vida dela.
- Kızı korkutup kaçırdım galiba.
Parece que te assustei.
- Ne kaçırdım?
- O que perdi?
Birşey mi kaçırdım?
Está a escapar-me alguma coisa?
Yemeği kaçırdım gibi gözüküyor.
Parece que perdi o jantar.
Ne kaçırdım?
O que perdi?
- Ne kaçırdım?
O que perdi?
On iki yıl Taco Bell'e gitmeyi kaçırdım ha?
Doze anos que passei sem ir ao raio, ao catano, à treta do Taco Bell?
Kaderimi kaçırdım.
Perdi o meu destino.
Chloe ve Dan'in çocuklarını kaçırdım.
Não o fiz com a Chloe e o Dan, pois não?
Güçlü olmam gereken bir noktadaydım ama olamadım ve beraber olmam gereken insanı kaçırdım.
Tornei-as mais complicadas. Estava num ponto em que... Devia ter sido forte e não fui e perdi a pessoa com quem era suposto ficar.
Okuldan sonra girmem gereken sevgili vizelerimi kenara bırakırsak ne kaçırdım? - Çevrilmemiş altyazı -
Certo, então além dos adoráveis testes do meio semestre que terei que fazer após as aulas, o que perdi?
Otobüsümü kaçırdım da.
Perdi o meu autocarro.
Neler oluyor? Bir şey kaçırdık mı?
Perdemos alguma coisa?
Utanç verici şekilde işleri batırdın, şimdi ise seni bırakmamı istiyorsun böylece tekrar deli gibi kaçıp işimi bir daha berbat edebileceksin. - Hayır almayayım.
Estás a engraxar-me desavergonhadamente para eu te libertar, andares por aí à solta e estragares-me os planos outra vez.
Charlie'yi ben kaçırmadım, o kaçırdı.
Um rato. Foi ele que levou o Charlie, não eu.
Akılını mı kaçırdın, Joshua!
Perdeste a cabeça, Joshua!
- Sen aklını mı kaçırdın?
- Perdeste o juízo?
Ama gidip karımı kaçırdı.
E sequestrou, a minha mulher.
Karımı kaçırdığında kızımı yapayalnız evde bırakmak plânının bir parçası mıydı?
O teu plano era raptares a Lyla e deixares a minha filha sozinha?
Doğum gününü kaçırdığım için kendimi kötü hissettim
Porque me senti mal em ter perdido o teu aniversário.
Aklını mı kaçırdın sen?
- O quê, estás maluco?
Kaçırdığım bir nokta olabilir ama bütün oklar Trent'i gösteriyor gibi.
Talvez me esteja a escapar algo, mas parece-me que todos os indícios apontam para o Trent.
Gördüğün o Meksikalılar karımı kaçırdı.
Esses mexicanos que viu raptaram a minha mulher.
Carter'ın sorunları etrafında o kadar çok, o kadar uzun bulundum ki, gözden kaçırdığım şey onu "benim nedenim" diye çağırmaya başladım.
Tenho-me ocupado tanto com os problemas do Carter há tanto tempo que aquilo que tenho perdido é... Comecei a chamar-lhe "a minha causa", e ele não é, apenas, uma causa.
- Wesenrein bir arkadaşımızı kaçırdı.
Eles raptaram um amigo nosso.
Aklını mı kaçırdın?
Perdestes o juízo?
Olan o zaten. Kaçırdığım bir ayrıntı mı var?
Foi o que aconteceu, estou a deixar passar algo?
Hâlâ Zalman'la ilgili bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyorum.
Ainda acho que nos está a escapar qualquer coisa com o Zalman.
Aklınızı mı kaçırdınız?
Você está louca?
Konuşmanı kaçırdığım için kusura bakma.
Desculpa se perdi o teu grande momento.
Ajan Mackenzie'nin yaraları stabilize edildi. Ama bir kontrol edip gözden kaçırdığımız bir şey var mı diye bakmanı istiyorum.
O agente Mackenzie estabilizou, mas veja se nos escapou algo.
Gözden kaçırdığım buymuş demek.
Era isto que me faltava.
Yemeği kaçırdığım için üzgün olduğumu söyleyin.
Que sinto muito... por ter perdido o jantar.
Aklını mı kaçırdın?
Enlouqueceste?
Yardım etkinliğini kaçırdığım için kusura bakma.
- Obrigado por teres vindo. - Desculpa não vos ter ajudado.
Aklını mı kaçırdın sen?
Perdeste completamente o juízo?
Beni kızdırmayı bıraktığın zaman Sandbrook'ta kaçırdığın her şeyi anlatacağım.
Eu digo-lhe o que lhe falhou em Sandbrook quando parar de me chatear.
Bir şeyler kaçırdığımızı bulmak için dosyanın üzerinden geçiyor.
Ela está a rever o caso, a ver se nos escapou algo.
Gözden kaçırdığım bir şey var.
Está a escapar-me alguma coisa.
- Dansı kaçırdığım için kusura bakma.
Desculpa ter falhado o baile. Não te preocupes.
Sen Finch'i kaçırdığında makine seni bulmama yardım etmişti.
Quando raptaste o Finch, a Máquina ajudou-me a achar-te.
Onu kaçırdığımı düşündün.
E que eu o tinha raptado. Porque é que eu faria isso?
Düşme anını kaçırdın mı?
Perdemos o desmaio?
Yardım etmek için şansını kaçırdın.
Eu só queria ajudar. Tiveste uma oportunidade para ajudar.
Gözden kaçırdığım bir şeyi.
Alguma coisa que tenha negligenciado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]