Kaçırmam tradutor Português
797 parallel translation
Kaçırmam merak etme.
Claro que não.
Bu sefer elimden kaçırmam onu.
Desta vez não me escapa.
İyi bir şey görünce hiç kaçırmam.
Sei distinguir o que é bom.
Bu gösteriyi dünyada kaçırmam.
Não perderia este show por nada.
Onu kaçırmamız kötü oldu.
É um pena ter escapado.
Av sezonu çok yakında başlayacak. İlk günü hiç kaçırmam.
A época da caça começa em breve e nunca falho o primeiro dia.
Afedersiniz. Sevgilim, korkarım seni kaçırmam gerekecek.
Acho que vou ter de te roubar.
Kaçırmam, lordum.
Meu senhor, eu não perderei.
Kaçırmam, lordum.
Eu não perderei, meu senhor.
Kaçırmam...
Eu não perderei.
Şöleninizi kaçırmam.
Eu não perderei tua festa.
Dedeme söz verdim.Hiçbirini kaçırmam dedim.Sadece bir günümüz var.
Disse ao meu avô que iria a todos. E nós só temos um dia.
Hiç kaçırmam.
Raramente falho.
Karşıma çıkan hiçbir fırsatı kaçırmam.
Não deixo escapar nada do que me aparece.
Merak etme, kaçırmam.
Não te rales, não o perderei.
Eğer iş bana kalsa, kaba da davransa müsteriyi kaçırmam.
Posso fazer sem os da classe dele, se depende de mim.
Asla kaçırmam, biliyorsun.
Nunca perco isso, sabe.
Geliyorum. Bunu kaçırmam doğrusu. Nasıl hazırlandığımızı görmesini istiyorum.
Quero que ele veja como a cadeia é bonita.
Kaçırmamız herkesin hayrına olabilir. Özellikle de oyun yazarının.
Pode ser uma bênçäo para todos, especialmente para o dramaturgo.
Komplo mükemmel... ama umarım kadını benim kaçırmamı önermiyorsundur!
O plano é excelente... mas espero que não estejas sugerindo que eu rapte a mulher!
Kaçırmamız imkansız.
Não há por onde falhar.
Demek ki kadını Seibei kaçırmamış.
Isso significa que Seibei não a raptou.
Sırlarından hiçbirini ağzımdan kaçırmam.
Eu nunca revelarei um segredo teu!
Neredeyse üç yıldır içerideyim ve aklımı kaçırmam yakındır.
Olhe, senhor, já estou preso faz quase três anos quase que já estou dando em louco.
Ucuza. - Hiç kaçırmam.
- Nem se pergunta.
Hayatta kaçırmam.
Não o perderia por nada.
Detayları kaçırmamışsın, öyle mi?
Reparas em tudo, não é?
Şimdi onu kaçırmamız gerekecek.
Agora temos que libertá-lo.
- Hiçbir şeyi kaçırmam.
- Não perco nada.
Bayat bir tavukla iştahımı kaçırmam.
Não vou estragar tudo com frango velho.
Allah'tan, Donanma'da aklını kaçırmamış... en azından bir kişi olduğunu biliyordum.
Eu sabia que havia pelo menos um homem nesta Marinha que não tinha perdido o juízo.
- Kaçırmam Lordum.
- Não faltarei, senhor.
Programını hiç kaçırmam.
Ouço-o sempre.
Onlar kaçırmamış olabilir.
Se eles não a têm, tudo bem.
Uçağı kaçırmamış. Az önce hava yollarından kontrol ettim.
- Não perdeu, falei com a companhia.
Vay, atışı kaçırmam olanaksız.
Esta tacada era certa.
Oh, atışı kaçırmam olanaksız.
Não posso falhar esta tacada.
Bunu elden kaçırmamız utanç verici olurdu.
- Seria uma pena perdê-la.
- Sabah 7 : 00'de - Bunu asla kaçırmam.
Não vou perder isso por nada.
Sanki o kısmı kaçırmam mümkünmüş gibi.
Como se eu não pudesse perder aquilo.
Treni kaçırmamız kimin umurunda?
Estou-me nas tintas se o perdermos.
"The Late Show" da, onu hiç kaçırmam.
Não perco um filme dela.
Kaçırmam umarım.
Não o farei, espero eu.
Bunu hayatta kaçırmam.
Não a perderia.
Bobby Maxwell hiçbir semineri kaçırmamış.
O Bobby Maxwell não perdeu uma única sessão.
Biliyor musun Max, belki de sandığın gibi aklını kaçırmamıştır. Belki de içine giren özel bir ruhla kutsanmıştır.
Existe uma possibilidade de ele não estar louco, de que ele, de facto, esteja ligado a um espírito especial.
Hemingway'i görme fırsatını kaçırmamızdan korkuyor.
Podes pedir-lhe para se acalmar, por amor de Deus? Ele receia perdermos o Hemingway.
Oh endişelenmeyin, bunu hiçbir şey için kaçırmam.
Não se preocupe, não ia perder isto por nada.
Ve bir dahaki sefere, onu kaçırmam!
Na próxima vez, não falho!
Araştırmamın, üç yoldaşımızın şampanyada... aşırıya kaçıp kaçmadıklarını ortaya çıkarmaktan... daha önemli olduğundan eminim.
A minha pesquisa é mais importante... do que descobrir se três dos nossos camaradas têm... bebido uns copos a mais de champanhe.
Burma'yı elimizden kaçırmamız çok küçük düşürücü.
Tivemos que fugir de Burma e é humilhante como um raio.