Keri tradutor Português
164 parallel translation
Keri. Bin.
Keri, entra!
Packard biri Keri'ye yan gözle baksın kıskançlıktan delirir.
Fica louco de ciúmes quando alguém olha para a Keri.
Keri!
Keri!
Keri, seni akşama alacağım.
Keri, venho buscar-te à noite.
İşte o ahmak gidiyor. O aptal, Keri ile!
Lá vai aquele idiota com a Keri!
Ben de.
- Eu também. Keri, ouve.
- Keri'nin bindiği hiç bir motoru görmedik.
- Nenhuma moto com Keri, Packard...
Şey, öldürüldüğü gece... Keri Johnson ile birlikteydi.
Na noite em que foi morto, estava com Keri Johnson.
Şimdi sesini kesen iyi edersin, Keri.
- Cala-te, senão...
Birbirimiz için yaratılmışız, Keri.
Estávamos destinados a ficarmos juntos, Keri. - Tenho mais uma coisa a fazer.
adım Keri Tate değil.
O meu nome não é Keri Tate.
- Keri. - seni bırakmıyorum.
- Não te deixo!
Keri'nin eşyalarını taşımak zorunda kaldın, zor bir şey sanki.
Tiveste de levar algumas das coisas da Keri. Grande coisa!
Bu daha çok Keri Russell-stili, bilirsin, Felicity.
É estilo Keri Russell, Felicity.
İki çocuk, Kevin ve Keri.
Dois filhos, Kevin e Keri.
Mercury Körfezi'nde.
- Keri's Bay.
Sean'in karısı ile görüştüm, Keri bizim gibi o da çok şaşkın.
Falei com a Keri, a mulher do Sean. Está arrasada. Estamos todos.
Keri Derzmond?
Keri Derzmond?
Sevgili Keri
Querida Keri
Merhaba, ben Keri Derzmond.
Olá, sou a Keri Derzmond.
Bu kadın Keri Derzmond.
Esta é a Keri Derzmond.
Keri'ye vücudunun belli kısımlarını gösteriyor.
Ele controla as partes do corpo que lhe mostra.
Mektuplarında Keri'ye birlikte geçirecekleri günlerden çocuklarından, yaşlılıklarından bahsediyor.
Nas cartas que manda à Keri fala do seu futuro juntos, de terem filhos, da velhice.
Keri'nin kendisine aşık olduğuna ama henüz bunu bilmediğine inanıyor.
Ele acha que a Keri está apaixonada por ele, só que ainda não sabe.
Keri, Maryland'de ilk mektubu aldığında polisten koruma istemiş.
Quando a Keri recebeu a primeira carta em Maryland, pediu protecção à Polícia local.
Bir ajanla birlikte Keri'nin ofisinde.
Ela e outra agente estão no escritório da Keri.
Keri'nin yaşında kız kardeşim var ve herifin biri aynı şeyi ona yapsa ve adamı yakalasam... Beni yanlış anlamayın. -... muhtemelen polislikten atılırım.
Tenho uma irmã da idade da Keri e se um tipo lhe fizesse isto e lhe pusesse as mãos em cima, provavelmente, seria expulso do corpo.
Pekâlâ, Keri, Atlanta'da yaşarken ilk mektup işteyken gelmiş ama sonradan daha özel şeyler yazıp evine göndermeye başlamış.
Quando a Keri vivia em Atlanta, recebeu as primeiras comunicações no escritório. Mas tornaram-se mais pessoais e começou a recebê-las em casa.
Bu tarihin takipçi için önemini öğrenebilirsek Keri'yle aralarındaki bağı bulabiliriz.
Se percebermos o que a data significa para o perseguidor, poderemos ligá-lo à Keri.
Her salı Keri'nin firmasında personel toplantısı oluyor ve pek çok farklı restorandan yemek geliyor.
Todas as terças, a firma da Keri tem uma reunião de pessoal e são vários restaurantes a servir.
Bir Keri'nin Maryland'de aldığı yeni fotoğrafa, bir de Atlanta'da aldıklarına bak.
Olha a nova foto que a Keri recebeu em Maryland. Agora vê as antigas, de Atlanta.
Görünüşünü düzeltmeye çalışıyor ve bunu muhtemelen Keri'yi etkilemek için yapıyor.
Está a melhorar a sua aparência e deve ser para impressionar a Keri.
Keri'yi eve getirdiğiniz için teşekkürler.
Agradeço terem trazido a Keri.
- Keri, içeri girmemiz gerek.
- Keri, temos de ir para dentro.
Keri'nin hoşlandığı şeyleri kopya etmeye çalışıyor.
Está a tentar reproduzir o que atrai a Keri.
Keri'ye ilanlar astırdık.
Dissemos à Keri que colasse panfletos.
Köpeği geri vermek için Keri'yi aramasını sağlayabiliriz.
Pode ser que ele ligue para devolver o cão.
Keri'ye değer veriyor.
Ele gosta da Keri.
Görünüşünü değiştiriyor ama Keri'yle konuşacak cesareti toplasa dahi Keri kendini 12 yaşında bir çocukla konuşuyor gibi hissedecek.
Está a melhorar fisicamente, mas mesmo que consiga sentir-se confiante para falar com a Keri, para ela seria como falar com um miúdo de 12 anos.
Keri'nin peşinden Maryland'e gelmesiyle saplantısı ve mektuplardaki detay miktarı arttı.
A obsessão dele aumentou, como indica o tê-la seguido para Maryland e a quantidade de pormenores nas cartas.
Jayj, Amerika'nın korkunç suçlularına bunu sürekli yapıyorum ama Keri'nin hayatını bu şekilde araştırmak kendimi iğrenç hissettiriyor ve...
JJ, estou habituada a fazer isto aos piores horrores, mas revirar a vida da Keri assim faz-me sentir nojenta e...
Keri Johnson.
- Keri Johnson.
Anlıyor musunuz, o yada Billy'i Keri'nin çevresinde...
Se o verem, ou ao Billy perto da Keri, quero saber.
Hey, bu ızgaranın dumanı, Keri. Bu aklıma takılıyor.
O fumo da grelha dá-me cabo da cabeça.
Merhaba, Keri.
Olá, Keri.
Hey, Keri.
Keri... conheço um Lugar em Willow River.
Keri Johnson, ha?
Keri Johnson.
Keri.
Keri.
Gitmiyorum.
- Vais sim, Keri.
Keri, ne yapıyorsun?
- Keri, que estás a fazer?
Keri. ne yapıyorsun?
- Vou procurar o John.