Keşke bilsem tradutor Português
205 parallel translation
- Keşke bilsem.
- Quem me dera saber.
Doktor, keşke bilsem.
Quem me dera saber.
Keşke bilsem.
Quem me dera saber.
Keşke bilsem.
Eu também me pergunto.
- Keşke bilsem!
| - Você me pegou!
Keşke bilsem, Bay Weiss. Ama artık onu görmüyorum.
Oxalá eu soubesse, Sr. Weiss... mas já não a vejo...
Keşke bilsem!
Se soubesse...
Keşke bilsem.
Oxalá eu soubesse.
Keşke bilsem, Bubba.
Gostaria de saber.
- Keşke bilsem.
- Como o saberei!
Keşke bilsem.
Só queria conhecer, mais nada.
Keşke bilsem.
Isso gostava eu de saber.
Hayatım, keşke bilsem.
Meu querido, se eu soubesse...
Ancak zamane çocukları... Keşke bilsem.
Mas com os rapazes de hoje, não sei.
Keşke bilsem.
- Quem me dera saber.
- Keşke bilsem.
- Gostava de saber.
Çocuklara ne yaptığını keşke bilsem.
Só queria saber o que ele estava a fazer com estas crianças.
Keşke bilsem.
Quem sabe?
Keşke bilsem.
Oxalá soubesse.
Kim yazmış? Keşke bilsem.
- Quem o escreveu?
- Keşke bilsem.
Sei lá.
- Keşke bilsem evlat.
- Gostava de saber isso, miúdo.
Keşke bilsem.
Gostaria de saber.
Keşke halhalınızda ne yazdığını bilsem.
O que leva aí gravdo?
Çok üzgünüm. Keşke ne zaman döneceğini bilsem.
Quem me dera saber quando é que vai voltar.
Keşke ne düşündüklerini bilsem.
Quem me dera saber o que pensam.
Keşke ben de kim olduğumu bilsem.
Queria saber quem eu era.
Keşke bunu senin kolaylaştıracak bir yol bilsem.
Queria que fosse mais fácil para você.
Neler oluyor? - Keşke bilsem.
Quem me dera saber.
Keşke ne diyeceğimi bilsem.
Gostava de saber o que dizer.
"Keşke ne diyeceğimi bilsem" dedim.
Disse que gostava de saber o que dizer.
Keşke nasıl yapacağımı bilsem.
Gostava de saber fazer aquilo.
Keşke onun bildiklerini ben de bilsem. Anlıyor musun?
Se eu soubesse o que ele sabe?
Yıllar önümde uzanıyor. Keşke onları nasıl dolduracağımı bilsem.
Os anos estendem-se diante de mim, soubesse eu só preenchê-los.
Keşke ne diyeceğimi bilsem.
Quem me dera saber o que dizer-te.
Keşke onu neyin memnun edeceğini bilsem.
Gostava de saber o que lhe agradaria.
Keşke ilk iğneyle birlikte hemen öleceğimi bilsem.
Ainda se eu soubesse que morria logo.
Bu kadar mı? Keşke bilsem mi?
Só isso : "Quem me dera saber"?
Keşke ne kastettiğini bilsem.
Quem me dera saber o que queria ele dizer.
Keşke nedenini bilsem.
Gostava de saber porquê.
Keşke nedenini bilsem.
Só quero saber porquê.
Keske bilsem.
Oxalá soubesse.
" Ne yapacağımı bilsem keşke
" E ainda assim estou desolado
~ Keşke sevgilimin nerede olduğunu bilsem... ~... ona bir şemsiye göndermek isterim.
Quem me dera saber aonde está o meu amor, para lhe poder enviar um guarda-chuva.
Keşke Breen'in enerji emicilerini nasıl etkisiz hale getireceğimizi bilsem.
Gostava de saber como neutralizar os dissipadores de energia dos breen.
- Keşke bilsem.
- Sei lá!
Keşke bunun yardımcı olduğunu bilsem.
Quem me dera saber se ajudei.
Keşke o taksi şoförünün adını bilsem.
Gostava de saber o nome do taxista.
Keşke kafeinsiz kahve ile kalorisiz latte arasındaki farkı bilsem.
Só me falta saber distinguir entre um descafeinado e um galão magro.
Keşke bu şehirden nasıl çıkılacağını bilsem.
Quem me dera conhecer os caminhos para sair da cidade.
- Keşke kimin gözü olduğunu bilsem.
- Queria saber através de quem ela vê.