Keşke öyle olsaydı tradutor Português
207 parallel translation
- Keşke öyle olsaydı.
Sangue? - Quem me dera.
Değerli hanımefendi, bu benim işim değil ki. Keşke öyle olsaydı.
Minha senhora, não é a minha profissão, quem me dera.
Keşke öyle olsaydı.
Gostaria que fosse.
Keşke öyle olsaydı.
Quem me dera.
Keşke öyle olsaydı.
Se fosse isso...
Keşke öyle olsaydı.
Oxalá fosse.
Keşke öyle olsaydı.
Gostaria que fosse algo assim tão bom.
- Keşke öyle olsaydı.
- Oxalá fosse assim.
Keşke öyle olsaydı.
Gostaria que sim.
Keşke öyle olsaydı.
Isso quisesse.
Keşke öyle olsaydım.
Oxalá estivesse.
Keşke öyle olsaydım.
Quem me dera.
- Keşke öyle olsaydı.
- Quem me dera.
Keşke öyle olsaydı.
Não. Quem me dera.
- Keşke öyle olsaydı.
- Quem me dera...
Keşke öyle olsaydı.
Quem dera fosse o caso.
Keşke öyle olsaydı.
Quem dera que sim.
Keşke öyle olsaydı, Claudia... ama detaylı incelemeden sonra... tartışılması gereken birkaç nokta bulduk.
Bem, eu gostaria de poder enganá-la, Cláudia... mas após um exame mais detalhado, eu acho que há alguns pontos que precisam de ser discutidos.
Keşke öyle olsaydı.
Antes estivesse...
Keşke öyle olsaydı.
Desejava que o quisessem!
Keşke öyle olsaydı, Rod.
Antes fosse isso, Rod.
- Keşke öyle olsaydı.
Quem me dera estar.
Keşke öyle olsaydı.
Oxalá isso fosse verdade.
Keşke öyle olsaydı.
E se tivesse?
Ah, keşke öyle olsaydı.
- Quem dera!
- Keşke öyle olsaydı.
Gostaríamos que fosse só isso.
Keşke öyle olsaydı.
Quem me dera sabê-lo.
- Hayır, ama keşke öyle olsaydı.
- Não, mas preferia estar.
- Keşke öyle olsaydı.
- Sim, era melhor que estivesse.
Üzgünüm. Keşke öyle olsaydı ama...
Lamento, quem me dera que fosse, mas...
Keşke öyle olsaydı.
- Só queria que isso fosse verdade.
Keşke öyle olsaydı.
Eu gostaria que sim.
Keşke öyle olsaydı.
Quem me dera que fosse verdade.
Keşke öyle olsaydı. Sorun, senin yaptığın.
Trata-se daquilo que fizeste.
Keşke öyle olsaydı.
Isso queria eu.
Keşke öyle olsaydı, Bay Smith.
- Quem me dera, Sr. Smith.
Keşke onun yaşındayken ben de öyle olsaydım.
Gostava de saber assim tanto quando tinha a idade dela.
- Keşke ben de öyle olsaydım.
- Quem me dera.
Keşke doğru olsaydı, ama öyle değil.
Gostava que fosse verdade mas não é.
- Keşke bu doğru olsaydı. - Öyle.
- Seria bom se fosse verdade.
- Keşke öyle olsaydı.
- Oxalá fossem.
El yazım öyle kötü ki, bazan keşke doktor olsaydım, diyorum.
A minha caligrafia é tão má que devia ter ido para médico.
Keşke ben de öyle olsaydım.
Quem me dera ter sido tão corajosa.
- Keşke ben de öyle olsaydım.
Quem me dera!
Keşke haklı olsaydın Nigel. Hayal gücüm bunun yarısı kadar bile yok. Sonuçta öyle olsa, yazıya dökerdim.
Quem me dera que tivesses razão, mas não tenho uma imaginação tão fértil, ou há muito já teriam publicado coisas minhas.
Keşke öyle bir kız arkadaşım olsaydı sorunlarla boğuşurdun.
Meu, quem me dera que ela fosse a minha namorada! Sim, e terias que aguentar com muitos problemas.
Ah, keşke burada da öyle olsaydı Cinque.
Como eu gostaria que isso cá fosse verdade, Cinque!
Keşke öyle olsaydım.
Rezei para que estivesse.
Hastalık bulaşıcıdır. Güzellik de öyle olsaydı keşke.
Fosse a formosura contagiosa como uma doença.
Keşke ben de öyle olsaydım, ama olamıyorum.
Gostava de fazer isso, mas não consigo.
- Keşke öyle olsaydın ama değilsin.
Oxalá fosses.