Kutsal tradutor Português
10,173 parallel translation
Mesele benim kahrolası kutsal kaderim değil.
Isto não trata do meu maldito destino sagrado.
Kamyon durağında bir düzine yılan var. Senin insanların, acıkmış efsane kutsal kanla beslenmeyi bekliyorlar.
Umas dúzias de culebras na paragem de camiões, a tua gente, agora, estão famintas, à espera para se alimentarem do lendário santa sangre.
İmparatorluktaki en kutsal işe!
Ao trabalho mais importante do Reich.
Kitap diyor ki... Tanrı inancı olmadan yaşayanlar ve kutsal şeylere saygısızlık yapanlar ölümle cezalandırılacak.
A Bíblia diz, que os que vivem de maneira anticristã e em pecado, devem ser condenados à morte.
Kutsal bir şey kalmadı mı artık?
Já não há nada sagrado?
- Kutsal emanet sandığımız boşaltılmış.
O nosso relicário foi roubado.
En temiz kalpli şövalye için ayrılmıştır kaderinde en kutsal görevleri yerine getirecek şövalye için.
Reservada para o cavaleiro com o coração mais puro, que está destinado a levar a cabo a mais sagrada das missões.
Bu, bizim kutsal emanet sandığımız.
Este... é o nosso relicário.
İçinde, şövalyelerimizin bulduğu kutsal sihirli objeler var.
Que contém os nossos sagrados... objectos mágicos, que os nossos cavaleiros recuperaram.
Kutsal emanet sandığı, Majesteleri.
O relicário, Vossa Majestade.
Kutsal kadehten içmek için sıraya girin.
Façam fila para poderem beber do cálice sagrado.
Yuvarlak Masa'nın kutsal güvenini bozdun.
Quebraste o vínculo sagrado da Távola Redonda.
Kutsal kaseyi buldum.
Encontrei o Santo Graal.
Kutsal kase mi?
O Santo Graal?
Kutsal kaseyi mi buldun?
Encontraste o Santo Graal?
Kutsal yanılsama yavaş yavaş karanlıkta yok oluyor.
Lentamente destruindo a ilusão do santuário das trevas.
Efendim evet bunun çok değerli ve hassas bir kutsal emanet olduğunu biliyorum.
Não, senhor, estou consciente do facto de que esta é uma relíquia delicada e valiosa.
Kutsal emanetlere karşı sandığınızdan çok daha fazla saygılıyım efendim.
Tenho uma maior admiração por artefactos históricos do que você jamais poderia imaginar.
Şu an o kutsal kalbiniz tarafından kutsandık.
Bendito seja.
Britanya Halkı, Cadılar Bayramı gecelerinin kaybettikleri sevdiklerinin ruhlarının Dünyaya indiği, yüz boyayarak ve sahte kana bulanarak değil dualarla onurlandırıldıkları kutsal bir gece olduğunu düşünürlerdi.
Os celtas acreditavam que All Hallows'Eve era sagrado quando as almas dos seus amados andavam na Terra e eram honrados com preces, não com pinturas faciais, melado e sangue falso.
Kutsal yağlarının nüfuz etmesine izin verip bütün ateşi ve hastalığı alıp götür.
Senhor Deus, permite que os teus óleos penetrem e levem toda e qualquer febre e doença.
Eğer beraberinde kutsal kanla dönerse, onun neler yapabileceğini kimse tahmin edemez.
Se ele trouxer o santa sangre, será capaz de tudo.
Peki, bunun kutsal yağ olduğunu biliyorum ama lütfen bunu şimdi yapmasak?
Eu sei que é um óleo sagrado, mas podíamos não fazer isto agora?
Aileden sanki kutsal bir şeymiş gibi bahsedip yine de hiç evlenmemiş olmanı ilginç buldum.
- É interessante que fale da família como algo sagrado, embora nunca se tenha casado.
Cennetin kutsal Tanrı'sı bizi büyük ve kızgın okyanustan geçirip tüm tehlike ve sefaletin arasından buraya ulaştırdın.
Abençoado Senhor do céu, que nos trouxeste pelo imenso e furioso oceano, e nos protegeste dos perigos e misérias do percurso,
Şimdi de kutsal babasının, Tanrı'nın yanına gitti.
E agora foi-se juntar ao Pai Celestial.
İnsan hayatı kutsal ve korumaya değerdir.
"O primeiro : a vida humana é sagrada " e digna de protecção.
Cennetteki babamız! Kulun Uhtred'i kutsal azizlerinin arasına ve en parlak meleklerinin saflarına kabul et!
Deus-Todo-Poderoso, recebei o vosso servo Uhtred, no meio dos vossos Santos, e nas fileiras dos anjos mais brilhantes.
İzin ver ki kutsal suyun onu temizleyip kutsamana layık hâle getirsin.
Que a vossa água santa o limpe e que o tornem digno da vossa bênção.
Roma'daki kutsal rahip tarafından kutsanıp seçilmiş olan, Tanrı'nın kralı olacaksınız.
Foi abençoado e escolhido pelo Santo Padre, em Roma, seria o rei de Deus.
Hilesiz ve kutsal düşünceleri olmasına imkân ver. Kralımız olarak bu dünya üzerinde senin işlerini yerine getirecek kudreti ona sağla.
Concede-lhe pensamentos puros e sagrados, e o poder para realizar o Teu trabalho na terra, como nosso rei.
Bu kutsal yağla Alfred'in iradeni sağlamasına imkân ver.
Permite que esta unção de Alfredo facilite a Tua vontade.
Gerçek şu ki bir yıl boyunca hizmet edeceğine dair kutsal emanetler üzerine ant içmeni isterim.
Gostava que fizesses um juramento sobre relíquias sagradas, prestar um ano de serviço.
İsa'nın huzurunu bozdun ve kutsal bir yere silahla girdin.
Acabaste com a paz de Cristo e trouxeste armas para um espaço sagrado.
Onlar da karşılığında şükredip hamd ettiklerinden emin olarak her bir günü Tanrı'nın kutsal sözlerine göre yaşasınlar.
E que eles agradeçam e deem graças, e vivam cada dia segundo a Sua palavra sagrada.
Bu katiller hiçbir şeyi kutsal görmüyor.
Nada era sagrado para estes assassinos.
Kutsal topraklara izinsiz giriş yaptınız.
Estão a invadir solo sagrado.
Kutsal topraklar olduğunu falan bilmiyorduk ki.
Não sabíamos nada sobre qualquer coisa ser sagrada.
Baba, kutsal uçurumlara gelebilirsiniz.
Pai, ainda podemos conseguir chegar até ao penhasco sagrado.
Burası da kutsal topraklar. Ruhu milyonlarca zombiden bile güçlü!
Este lugar também é sagrado, é mais forte do que um milhão de zombies.
Kutsal uçurumlara gidiyoruz.
Vamos para o penhasco sagrado.
Bu kutsal birleşmeye karşı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Se alguém se opõe a este matrimônio fale agora ou cale-se para sempre.
Diğerlerinin üzerindeki kutsal hakkımızı kutlamalıyız. Bizi var eden etlerinin yardımıyla.
Temos de celebrar o nosso direito divino sobre todos os outros, pois é a sua carne que sustém a nossa.
Kutsal kan, yılanları masumları avlamaktan alıkoyabilir, bunu anlarsın.
Compreendes que a Santa Sangre podia evitar que os culebras atacassem inocentes.
Bu kutsal bonolar iki kardeşin arasını bozmuş olabilir mi?
Terá este laço sagrado entre irmãos sido quebrado?
Baba, oğul ve kutsal ruh.
A Santíssima Trindade.
Kutsal kan.
- O quê?
Kan, bütün o kutsal aile bağlarınızdan konuşmanız ne fark yaratıyor.
O que interessa o sangue?
Bir erkeğin ilk müstehcen dergiler ve filmler koleksiyonu onun kutsal varlığıdır.
A primeira colecção de revistas de nus de um rapaz e filmes de miúdas são uma coisa sagrada.
Kutsal haç kiliseye iade edilecek.
É uma cruz sagrada. Vai voltar para a igreja.
'Ebeveynlerine hizmet et... onlari dort kutsal tapinaga gotur' 'Inek beslemek evdeki seytani ruhlari defetmene yardimci olacaktir'
Serve os teus pais, leva-os para os quatro templos sagrados.
kutsal kase 23
kutsal ruh 32
kutsal isa 22
kutsal babamız 19
kutsal bok 19
kutsal kan 19
kutsal meryem 64
kutsal kitap 17
kutsal bakire 17
kutsal ruh 32
kutsal isa 22
kutsal babamız 19
kutsal bok 19
kutsal kan 19
kutsal meryem 64
kutsal kitap 17
kutsal bakire 17