Li tradutor Português
12,524 parallel translation
Amerikalıların Kardashian Şov'u izlerken ne kadar çok zaman harcadıkları ile ilgili ilginç bir yazı okumuştum.
Li um artigo interessante sobre o tempo médio que um americano gasta a ver o programa das Kardashians.
Gittikçe daha çok Kiev'li geldi. 15.000 kişi olmuştuk.
Foram chegando cada vez mais pessoas de Kiev até sermos uns 15 000.
Eskiden bir sürü Casti'li çocuğunu büyülemiştim ve hepsi senin kadar güzel ve zekiydi.
No meu planeta natal, enfeiticei meninos e meninas Castithan uns atrás dos outros, e todos tão bonitos e espertos quanto tu.
Hepsini okudum.
Eu li tudo.
En iyi pilotlarımızdandı ama o bile ABD'li sivillerin kaybını hazmedemedi.
Ele foi um dos nossos melhores pilotos, mas, nem ele conseguiu gerir a perda de Civis Americanos.
Sosyal Güvenlik dosyanı okudum.
Li o seu processo de Serviços Sociais.
Yani evet, buradaki her dosyayı okudum. Sonra onları beş risk aşamasına göre dosyaladım.
Sim, li todos os processos e dividi-os em cinco níveis de risco.
Elbette anlıyorum.
- Claro, li o seu processo.
Daha tutkulu iyi niyet kartları gördüm.
Já li cartões de presente melhores. Precisas de ajuda.
Pekâlâ, 12'li dört çıkışlı kablolara bakmak lazım ; bunlar hareket bulucular temas algılayıcılar, kızılötesi ve sistem entegrasyonu içindir, her biri 300 voltluk.
Procura um fio de calibre 12 com quatro sulcos, para detectores de movimento, sensores de contacto, infravermelho e sistema de integração, de 300 MRV cada.
Ben de şu Milwaukee'li üçüzlerle yaptığı röportajdan ötürü çok perçinlemiştim.
E fiquei tão fascinado com a entrevista dela aos trigêmeos de Milwaukee...
Renk değiştiren yeni bir oje çıkmış. İçeceğe damlatıldığı zaman bayıltıcı etki... - Sıradaki.
Estou tão orgulhosa de ti e sei que vais alcançar grandes feitos e li sobre um verniz novo que muda de cor se o meteres numa bebida com droga.
Makaleni okudum, Cat.
Eu li o seu artigo, Cat.
Tıbbi kayıtlarını okudum.
- Li a ficha médica.
Dosyanı gördüm.
Li o seu ficheiro.
Tahminimce 80'li yıllardan kalma gibi.
Melhor palpite seria meados dos anos 80.
Laura'nın annesi Peggy Waipahu bir kafede garsondu Harrison u70'li yıllarda sürekli oraya giderdi.
A mãe da Laura, Peggy era uma empregada num café em Waipahu. Harrison costumava frequenta-lo na década de 70.
Başvuru formunu inceledim.
Li a tua candidatura,
- Almayayım. Oedipus okudum.
Li Édipo.
Ne? "Grinin Elli Tonu" okudum açıkça Peter'da okumuş.
O que foi? Li o "Cinquenta sombras" e é claro que o Peter também.
Hazırladığı bombayla ilgili şeyler okudum. Onu kurup patlatan insanların herkesten daha çok zehirlendiği yazıyordu.
Li sobre aquela coisa que ele está a construir e dizia que as pessoas que as montam e acionam, inalam mais veneno do que qualquer outra pessoa.
Sürüş stilimle ilgili bir beyanatını okudum. Ama bilemiyorum. Bence yanlış şeyler söyledi.
Li algo que ele disse sobre o meu estilo de conduzir, mas acho que ele disse umas coisas erradas, porque ele disse que eu lhe toquei e ele ia caindo.
Bu virüsün doğma büyüme Çin'li olduğu anlamına gelir.
O que significa que o vírus é chinês, de facto.
Bakın, dosyanızı okudum.
Olhe, li a sua ficha.
" Iliad'ı okumadım.
" Eu não li a Ilíada
- Miles master tezini Cengiz Han'la ilgili genetik kalıtım üzerine yazdın.
Miles... A sua tese de mestrado era sobre o marcador genético do Gengis Khan. Eu li-a.
Bir dergide okumuştum.
Li sobre isso numa revista.
Bende kitabın yarısına çoktan geldim.
E já li metade dele.
Ne zaman bir magazin dergisi okusam...
Sabes, quando li uma revista...
20'li yaşların başında kadın kafa travması.
Mulher, 20 anos, traumatismo craniano.
Her soygun, MAC-11'li beş motor sürücüsü tarafından gerçekleştiriliyor.
Cada roubo foi executado por uma equipa de cinco motociclistas armados com "MAC-11".
"CIA'li eleman bizi uçak bulmaktan daha tehlikeli bir şeye bulaştıracak."
O tipo da CIA vai pedir uma coisa pior do que encontrar um avião.
- Aklını okudum.
Li-lhe a mente.
Şehirden ayrılmadan önce Fiddler's Neck adası hakkında bir şeyler okudum.
Antes de sairmos da cidade, li algo sobre uma ilha. Fiddler's Neck.
Gazeteden okuduğuma göre, adamınızın aleyhine ifade verecek kişiyi arardım.
Pelo que li nos jornais, iria estar à procura do tipo contra quem a sua vítima ia testemunhar.
Bay Holland, "Milner's Brook" u altı kez okudum.
Sr. Holland, já li "Milner's brook" seis vezes.
Navid, Orta Doğu barış zirvesinde Bandari'li yetkililer için tercüme yapmış... Londra, Paris, Moskova gibi yerlere gitmiş.
Navid traduziu para dignitários Bandari na cimeira de paz no Médio Oriente, nas visitas a Londres, Paris, Moscovo.
Etraflıca okudum.
Li-o totalmente.
Onunla aynı zamanda orada olan herkesin dosyasını okudum.
Li os processos de toda a gente que esteve lá naquela altura.
Wonton Çorbasi o kadar güzel ki yasadisi olmali..... diyen bir makale okudum.
Eu li um artigo que dizia que a sopa Wonton era tão boa, que devia ser ilegal.
- Okumuştum bu konu hakkında.
Já li sobre isso.
O çalışmayı okumadım.
- Não li esse estudo.
Hayır, ama bunun hakkında bir şeyler okudum.
Não, mas li sobre isso.
İnternette bu durumunuzu gördüm ve 500 cupcake sipariş etmek istiyorum.
Eu li sobre a vossa situação na internet, e quero encomendar 500 cupcakes.
1950'li yıllardaki savaş sırasında, zaten filmlerden de bildiğiniz gibi
Durante a guerra dos anos 50, como já sabem dos filmes, os americanos queriam conquistar o nosso país
Oradaki bütün dosyaları okudum ben.
Já li todos os arquivos daquele sítio.
Notlarını okumuştum.
Li as anotações dele.
Okuduğum yirmiden fazla makalenden bahsederdim.
Perguntar-lhe-ia sobre os 20 e tal trabalhos seus que li.
Hepsini okudum.
Li-os todos.
Iki sonuc da rakip siyasi parti fikirleri kadar zit!
Li ao detalhe os relatórios de ambas as equipas.
Ben okudum.
Eu li-as.