Monte tradutor Português
11,417 parallel translation
Sana birkaç menü getirmelerini söylerim böylelikle istediğin yemeği seçebilirsin.
Eu faço-os trazerem um monte de menus, para que possa escolher.
O adamın masum insanları öldürmesine izin veremem.
Não posso deixá-lo matar um monte de pessoas inocentes.
Bu adam bir tutkal yığınından başka birşey olmamalı.
O tipo devia ser um monte de gosma.
Bir sürü hap alıp, onları bir grup bilimkurgu ve fantezi klişeleriyle mideye indirip 2 bin sayfalık kalın bir dışkı çıkarmışsın!
Tomaste apenas muitos comprimidos, juntaste um monte de clichés de ficção cientifica e fantasia e saiu de lá um cagalhão de 2000 páginas.
Sadece birkaç yaban mersini mi var?
Só um monte de mirtilos?
Ted R, bir bok parçasının yaşaması gereken yerin, burası olduğunu söyledi.
O Ted R. diz que é aqui que um monte de merda tem que viver.
Hayır, gençken yaptığım porno zulamı düşünüyorum.
Não, estou a pensar no meu monte de pornografia de adolescente.
Asıl soru ne olduğu, ve neden bir suikast timi doğu da, bunu korumak için insanları öldürüyor?
Quero saber o que é, e porque andam mercenários a monte na costa leste, a matar pessoas para o proteger?
Asıl soru ne olduğu, ve neden bir suikast timi doğu da bunu korumak için insanları öldürüyor?
Quero saber o que é, e porque andam mercenários a monte na costa leste, a matar pessoas para o proteger?
Değilse, kaçmış demektir.
Se não estiver, anda a monte.
Loksat'ın başındaki kişi halen dışarıda, ve büyüyor.
A pessoa responsável pelo Loksat ainda anda a monte, - e continua a prosperar.
Bir çiftlikte bir sürü süper kahramanın olması ha?
Um monte de heróis numa casa de quinta?
Bilesin diye söylüyorum, iyi arkadaşın Damien Darhk bu sabah Star City koyuna saldırdı.
Só para que saibas, o teu amigo Damien Darhk atacou a baía de Star City, hoje de manhã. Feriu um monte pessoas.
Kim gidip tatil sırasında insanları vurur ki?
É só que... Quem atira num monte de pessoas no Natal?
Kötü oldu çünkü Lily o çevredeki baz istasyonunda gözüken aramalar yapmış. Ve içimdeki ses bahar tatili için plan yapmadığını söylüyor.
É uma pena, porque a Lily fez um monte de telefonemas que foram ter a uma torre de lá, e algo me diz que ela não anda a fazer planos para as férias.
Daha çok bir sürü kayıp vampir ruhunu barındıran doğaüstü bir hücre gibi içlerinden birini de yanlışlıkla Jo'nun bedenine soktun.
Parece que é mais uma prisão sobrenatural com um monte de almas vampiras perdidas, uma das quais vocês acidentalmente enfiaram no corpo da Jo.
Bir sürü ruhu barındıran bir çeşit kapan.
É uma espécie de armadilha para um monte de almas.
Neden yüz yıldan yaşlı bir vampir birkaç cadı grubuyla birlikte Midlothian şehir haciz mallarında toz toplayan bir şeyi bulmak istesin ki?
Por que um vampiro secular com um monte de groupies bruxa ser tão desesperada para encontrar nada de coleta de poeira na impound Midlothian County?
Hey, Space Needle var Büyük kahve Mount St. Helens.
Eles tem o Space Needle, ótimo café, Monte St.
Siz ve arkadaşlarınız bir grup canlı boğadan kurtulmak için koşabilirsiniz ve çoğu zaman memesi gözüken bir çıtır da orada olur!
Tu e os teus amigos podem fugir de um monte de touros a sério e muitas vezes há uma miúda que deixa mostrar uma mama.
- Evet, Skor : 2-2. Garcia, yine tümsekten iniyor. Bu gidişle eve gittiğimde karımın mışıl mışıl uyuyor olacağı garanti diyebilirim.
Garcia sai do monte de terra, outra vez, garantindo virtualmente que a minha esposa vai estar a dormir quando chegar a casa.
Başvurudan önce yapmamız gereken bir sürü evrak, tasdik işi var.
Há um monte de papelada e verificações a fazer, mesmo antes de começarmos o recurso.
Asec'in Tepesi denilen yeri seçerdim Lordum.
Um sítio chamado Monte de Asec, senhor.
- Bence bu adam da... - Odda. -... yanındaki üstü başı dökük kadın da sahtekâr.
- Acredito que este homem e este monte de trapos que o segue são impostores.
Ayrıca düz arazi yerine tepenin zirvesinde olmayı tercih ederim.
E preferia estar no cimo de um monte a estar em terreno plano.
Asec'in Tepesine gidelim derim.
Voto em marcharmos para o Monte de Asec.
Aethelwold siz de tepede miydiniz?
Aethelwold. Estiveste no monte?
Beklediğimizden çok daha erken yürüyüp tepedeki konumlarını aldılar.
Marcharam antes do previsto, e posicionaram-se muito bem no monte.
Tepedeki zaferimizde bedelini tamamen ödedin.
Que já pagaste integralmente, a nossa vitória no monte.
Ancak tepedeki gibi kaybettiklerinde ne yaparlar?
E quando perdem, como no monte, o que fazem?
Yardım ettin Uhtred fakat zafer Wessex'in erkekleriyle kazanıldı.
Dei-lhe a vitória no monte. Ajudaste, Uhtred. A vitória foi ganha pelos homens de Wessex.
Ancak kaçtığın zaman yakman için tepeye bir işaret ateşi yaptıracağım.
Mas construirei um farol no monte. Quando escapares, acende o fogo.
- Evet. Gözüm ister istemez hemen arkandaki şu keskin bıçaklara takılıyor.
Não posso evitar reparar que, atrás de ti, há um monte de facas muito afiadas.
Eğer şimdi geri çekilerek sonsuza dek rahat yaşayabileceğini ya da kokain dağı falan alabileceğini görebilseydi...
Se ela conseguisse ver que, se recuar agora, poderá viver confortavelmente para sempre, comprar um monte de "crack", seja lá o que for...
Harika burada bir sürü ceset var---Joel Brown?
Óptimo, um monte de corpos.
399 ile başlıyor, orta kısımda birkaç harfle devam ediyor ve 7 ile bitiyor.
Começa com 399, tem um monte de letras emaranhadas, e depois acaba com um 7.
Askerlik kayıtlarına göre Gibson Irak ve Afganistan seferlerindeki F-22'leri kullanıyormuş. Gümüş Yıldız dahil bir tekne dolusu madalya kazanmış. Sonra bir yaralanma, uçuş kariyerini bitirince ülkeye geri dönmüş.
Portanto, de acordo com os registos de serviço dele, o Gibson pilotou F-22 em missões no Iraque e no Afeganistão, ganhou um monte de medalhas, incluindo a Estrela de Prata, e depois uma lesão pôs de lado a sua carreira de piloto
Birisi, bizimle konuşmasını engellemek için çok fazla zahmete girmiş.
Alguém passou por um monte de problemas para impedi-lo de falar connosco.
- Yetimhanede bir sürü çocuk evlat edinilmeyi bekler.
Uma casa de acolhimento... um monte de crianças à espera de serem adoptadas.
Gül yaprakları ve karanfilden bu süper yumuşak yığına indik!
Aterrámos neste monte confortável de pétalas de rosa e trevos!
Sesli müzik, birsürü insan ve birkaç tane sarhoş davetli.
Música alta, um monte de gente e um bando de convidados bêbados.
Bu da katiliniz halen dışarıda demektir.
O que significa que o vosso assassino ainda anda a monte.
The Planet bir yığın mail daha yayınladı.
O "Daily Planet" postou outro monte de "e-mails".
Bunu yapamazsın. Ordunun ihtiyacı olan son şey, saat 9 haberlerinde çıkan bir grup yaralı sivil.
A última coisa que o Exército precisa é de um monte de civis feridos no noticiário das 21h.
Güvenlik dronlarını etkisiz hale getir. Seni geri zekâlı pislik.
Desativar os drones de segurança, seu monte de shtak!
Sam bir sürü insanı öldürecek ve sonra da kendi ölecek.
O Sam vai matar um monte de gente e vai morrer.
Beni birkaç kez alt etti. Ben de onu birkaç kere.
Ele imobilizou-me um monte de vezes e eu imobilizei-o umas quantas.
Hızına güvendi ve şampiyonayı kazandı.
Ganhou um monte de corridas e ganhou o campeonato.
Ben ve Monte dünyayı ele geçireceğiz.
Eu e o Monty vamos dominar o mundo.
- Tepenin kralı.
- Ao Rei do Monte.
- Hâlâ kaçak durumundalar.
Ainda andam a monte.