Muhteşem tradutor Português
15,453 parallel translation
Bu en muhteşem şeydi!
Foi a cena mais espectacular de sempre!
O şeyler oldukça muhteşem, değil mi?
Estas coisas são bestiais, não?
Gönderdiğin giysiler incelendi ve 18.yüzyıl otantik İskoç kadın kıyafetlerinin muhteşem bir örneği olduğu anlaşılıyor.
" Examinei a roupa que me enviaste. Parece ser um exemplar maravilhoso de roupa autêntica de mulher escocesa do século XVIII.
Owen'ın başına o başlığı takmak muhteşem bir numaraydı.
Colocar aquele capacete na cabeça de Owen foi um chamariz brilhante.
Biliyorum o muhteşem Gerekiyor onu görmem
Sei que ela é requintada Por isso, tive de visitar
Muhteşem fikirlerle dolu.
Simplesmente cheios de pensamentos incríveis.
Benim muhteşem beynimin
O meu cérebro espectacular
Muhteşem biri olabilirdi.
Ele podia ter sido importante.
- Muhteşem bir toplantıyı kaçırdınız.
Perdeu um comício fantástico.
Muhteşem bedeniyle hayatımı kurtardı. Bazı güçleri var.
Ele salvou-me a vida com o seu corpo fantástico e ele tem estes poderes, e são o único motivo para eu estar de pé hoje,
Çok eski muhteşem ağaçlarımız var.
Temos a mais belas árvores antigas.
Yani bu muhteşem fırsatı kaçıracak mısın?
Quer dizer que você vai passar fora esta oportunidade maravilhosa?
Muhteşem bir akşamdı.
- Foi uma noite maravilhosa.
Muhteşem olmuş.
Está demais.
Birincisinde, muhteşem.
Na primeira vez... espectacular.
Bu gece, bu muhteşem ülkenin liderleri olarak ruhlarımızı günahla yıkayıp, ovalayıp, temizleyip, tertemiz olacağız!
Nesta noite... Nós, os líderes, deste grande país, pecaremos, arrependeremos, limparemos e esterilizaremos as nossas almas até sermos livres novamente.
Muhteşem ülkemizi daha fazla zehirlemesine mani olmalıyız. Özgürlüklerimizi elimizden almasına mani olmalıyız!
Devemos impedi-la de envenenar o nosso grande país a tentar tirar a nossa liberdade!
Muhteşem!
Isto é lindo!
- Muhteşem.
- Magnífica.
- Vay, bu muhteşem.
- Isto é espantoso.
Muhteşem bir evin olduğunu duymuştum fakat burası gerçekten ünlü Neverland Çiftliği gibi.
Ouvi dizer que tinha uma casa fantástica, mas isto aqui é quase o raio de Neverland Ranch.
Yani sen şimdi bu muhteşem hatuna haftada dörtten fazla girmiyor muydun?
Estás a dizer-me que só entravas nesta linda criatura 3 ou 4 vezes por semana?
- Nick, sence de muhteşem bir hatun değil mi?
Nick, ela é uma deusa ou quê?
Muhteşem motivasyon konuşman için sağ ol.
Obrigada pela conversa tão inspiradora.
Bu muhteşem.
- Está bem.
Çünkü senin ruhun olmadığı için müthiş muhteşem bu şarkıyı sevmedin?
Porque não tens alma e não gostas de música espetacular?
Muhteşem bir şey.
Mas é incrível.
Muhteşem, muhteşem evin.
A tua lindíssima terra.
- O muhteşem.
- É lindíssima.
Ve muhteşem antreyi de gördünüz.
E já viram a nossa bela entrada.
Muhteşem olacak!
Vai ser demais!
Muhteşem!
Deslumbrante!
Hep hayat hakkında vahiy geldiği o muhteşem anı bekliyorum.
Mas estou sempre à espera desse bonito momento de revelação acerca da vida.
Joanne muhteşem olduğunu bilmeni istiyor.
A Joanne quer que saibas que estás linda.
Ofiste muhteşem bir gün daha.
Mais um belo dia de trabalho.
Onu muhteşem korudunuz.
Fizeram um excelente trabalho a protegê-lo.
Aman allahım muhteşem.
Oh, meu deus. É fantástica.
Bu muhtemelen şimdiye kadar damıtılmış en muhteşem whiskey.
Talvez esse seja o maior uísque que já foi destilado. Isso é bom?
Ben Perry Miller. Parti veriyorum? Muhteşem bir parti, ara beni.
Estou a dar uma festa radical hoje, liga-me.
Bu muhteşem odayı tutmuşsun ne yapacaktık.
E vamos jogar scrabble?
Bu görüşmemizi düşündüğümde muhteşem bir avukat olabileceğini görebiliyorum.
Com base nesta entrevista, acho que estás destinado a ser um excelente advogado.
- Sen de muhteşem.
Estás maravilhosa.
Bu gece dört muhteşem konuğumuz olduğu için çok şanslıyız.
Temos a sorte de receber quatro convidados fantásticos.
Antik insanları hiç merak etmez misin? Bu muhteşem şeyleri nasıl yaptıklarını?
Não estás curiosa sobre humanos antigos e em como constroem estas coisas incríveis?
Muhteşem.
Deslumbrantes.
Muhteşem geçti.
Entrei logo em modo diabólico.
Fakat gerçekten muhteşem bir şehir.
Mas é uma cidade maravilhosa.
Muhteşem.
Espectacular.
Elf halkı baban elimizden alındığında muhteşem bir kraldan mahrum kaldı.
O povo élfico foi privado de um grande rei, quando nos foi tirado.
Kadeh kaldıralım! Burada kaydettiğimiz muhteşem ilerleme için...
Um brinde ao progresso incrível que fizemos aqui.
Evet, muhteşem.
Sim, é incrível.