Muhtemelen öyle tradutor Português
336 parallel translation
Muhtemelen öyle.
Não, provavelmente não.
- Muhtemelen öyle.
Só isso. - Provavelmente foi.
Muhtemelen öyle ama elimden geleni yaparım.
Provávelmente não, mas farei o meu melhor.
Muhtemelen öyle. Ama bu geçecek.
Possivelmente não, mas... passará.
Muhtemelen öyle olacak.
E, provavelmente, até vai ser.
- Evet, muhtemelen öyle.
- Sim, provavelmente é.
- Muhtemelen öyle.
- Ele deve ser.
Muhtemelen öyle.
- Melhor para elas.
- Muhtemelen öyle.
- E será enforcado.
Muhtemelen öyle, çünkü Rudy onu öldürmeye çalıştı.
Talvez porque o Rudy tentou matá-la.
Bunun aptalca bir soru olduğunu düşünüyorsun ve muhtemelen öyle de.
Uma pergunta tola, concordo.
Evet, muhtemelen öyle yaptılar.
- Sim. - O grupo todo?
Ama muhtemelen öyle.
Vamos considerar que é.
Muhtemelen öyle.
Provavelmente é. Porque que esta arma apareceu hoje lá?
Bu babasının da muhtemelen öyle olduğu anlamına gelir.
O que significa que provavelmente seu pai também.
Muhtemelen öyle de işiyordur.
E, provavelmente, também mija como uma.
Bilmiyorum. Muhtemelen öyle bir kız bile yoktur.
Sei lá, se calhar nem havia nenhuma para começar!
Muhtemelen öyle söylerler.
Deve ser mesmo isso que vão dizer.
Evet, muhtemelen öyle.
Possivelmente temos.
Muhtemelen öyle utandı ki, yüzünü bile görmemizi istemiyor.
Ele deve estar tão embaraçado que nem sequer aparece.
- Muhtemelen öyle.
- É possível.
- Muhtemelen öyle olmuştur.
Por esta altura, deve ter-se tornado um.
Muhtemelen öyle olmasa bile o gemi silahlarını yüklediğin inanarak tamamen çizgiyi aştım.
Eu estava completamente fora de mim até mesmo se eu acreditasse que a outra nave estivesse carregando as armas, e que provavelmente não estavam.
- Muhtemelen öyle.
- É bastante provável.
Muhtemelen öyle, efendim, ama gerçek şu ki görünürde suçları yok.
Talvez não, meu General, mas o facto é que virtualmente eles não têm crime.
Komünsel davranışlarına bakarsak, muhtemelen öyle.
Dado o comportamento comunitário deles, diria que é provável.
Muhtemelen öyle olacak.
Provavelmente irei fazê-lo.
öyle mi? Muhtemelen.
- Provavelmente à procura de novos contratos, não?
Hiç de öyle yapmayacaksın. Muhtemelen hepsi ağır biçimde üşütmüşlerdir.
A Elvira está connosco desde que eu era pequena.
- Patronu almak için aceleniz vardı. Bu yüzden muhtemelen kapalı kapının önünden hızla geçtiniz. Ama yine de Leonard Vole'un sesini duydunuz, öyle mi?
- Você estava com pressa para apanhar um molde, então, caminhava rapidamente quando passou pela porta fechada, e ainda assim está segura de ter ouvido a voz de Leonard Vole?
Bana öyle geliyor ki, ceset muhtemelen Bayan Wilkinson olabilir.
Ocorreu-me que o corpo pode, eventualmente, ser da M.na Wilkinson.
Bana öyle geliyor ki, kan basıncımı muhtemelen lastik pompasıyla ölçecek.
Parece que ela poderia medir-me a tensão arterial com um medidor de pressão de pneus.
Karısının ölümüne öyle üzülmüştü ki, muhtemelen kendisiyle yeteri kadar ilgilenemedi.
Ficou tão perturbado com a morte da esposa, que, provavelmente, não está a cuidar de si mesmo.
Ben de öyle sanıyordum ama o kadar güzel bir hoş geldin yaptınız ki muhtemelen, kalmanın daha iyi olacağına karar verdi.
Eu pensava que ele faria isso... mas você fez ele se sentir tão bem vindo... que provavelmente decidiu ficar aqui para sempre.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Os gregos, acho, pensam em nepenthe como um estado da mente induzido pelas drogas, provavelmente haxixe.
Ah, ne haddime. Öyle bir adamın muhtemelen şişman bir karısı vardır.
Pois claro, é normal que uma burguesa seja tão gorda.
Hayır, muhtemelen bir hastanedeyim... öyle bir yerlerde.
Devo estar em um hospital francês... ou inglês.
Bir kafir olarak muhtemelen, ama öyle umuyorum ki, bir yobaz olarak değil.
Um pagão, é possivel, mas não, espero, um iluminado.
Aceleyle bir yayın hazırladık, başlığı "Tobruk Tragedy" idi. Bu gerçekten bir trajediydi, biz böyle hissetmiştik. ama öyle ya da böyle, itiraf etmeliyim ki, bu muhtemelen oylarımızı oldukça arttırdı.
Apressadamente, lançamos um folheto "Tragédia em Tobruq", pois considerávamos que se tratava duma tragédia, mas confesso que isso deve ter-nos trazido muitos votos.
Neden onlara termosun kaza sırasında yandığını söylemiyorsunuz ki muhtemelen de öyle olmuştur.
Porque não lhes diz que o termo se queimou no acidente de avião, o que é provável que tenha acontecido.
Sammy, ben muhtemelen bu vicdan olayıyla başa çıkabilirim ama çocuklar sana öyle hayran ki.
Espera, espera, Sammy, ouve. Eu poderia resistir a isto, mas os rapazes eles adoram-te tanto.
Muhtemelen sonum öyle olacak.
Provavelmente é assim que eu vou acabar.
Muhtemelen bir çocuk gibi konuşuyorum, öyle görünüyor ki Willoughby Smith kendi kaderini kendi eliyle belirledi.
Posso parecer infantil ao dizer isto, mas parece-me que Willoughby Smith morreu pelas suas próprias mãos.
Böyle bir gecenin, şu anda hayatım için önemini... muhtemelen anlayamazsın, ama öyle.
Nunca saberás o quanto uma noite destas... representa para a minha vida neste momento.
Muhtemelen de öyle olur dedik. Dinlemiyor musun?
Avisámos que isso poderia acontecer.
Muhtemelen çoktan ölmüştür öyle değilse bile Federasyon solucan deliğini mühürlüyor.
Se calhar já está morto, e mesmo que não esteja, a Federação vai fechar a fenda espacial.
Muhtemelen sanıyorsun ki ben senin kötü biri olduğunu düşünüyorum ama öyle birşey yok.
Porque tu provavelmente pensas..... que eu acho que tu és uma má pessoa, mas não é verdade..
Öyle olsaydı, Jack, muhtemelen cevaplardı.
Se fosse, Jack, provavelmente responderia.
Öyle yapmak muhtemelen ikimizi de öldürür.
Se fizéssemos isso, morreríamos os dois.
Pisliğin tekiydi, muhtemelen hala öyle.
Ele era um parvo. Se calhar ainda o é.
Muhtemelen bunu da öyle almışlardır!
Donde é que arranjam o dinheiro? Será que também é dinheiro de "luvas".
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29