Ne biliyor musun tradutor Português
20,148 parallel translation
Senin sevdiğim yanın ne biliyor musun, Ray her zaman olayın iyi tarafından bakıyorsun.
Sabes, aquilo que eu gosto em ti, Ray, é que, tu consegues encontrar sempre o lado positivo.
Ne biliyor musun?
Sabes que mais?
Sorunun ne biliyor musun?
Sabe qual é o seu problema?
- Benim canımı sıkan ne biliyor musun?
Sabes o que me atormenta a mim?
Fazla alanımız yok, işsizlik var, başkaldırma var. Ancak en büyük sorun ne biliyor musun?
Falta de espaço, desemprego, mau comportamento, mas sabes qual é o maior problema que temos?
Ünlü olmaktan daha güzel olan şey ne biliyor musun?
Sabes o que é melhor do que ser famosa?
Kötü olan şey ne biliyor musun, arkasına saklanacağım bir Hawaili güç grubu yok.
É uma pena não haver um grupo de poder havaiano para me esconder atrás dele.
Tuhaf olan ne biliyor musun?
Sabes o que é estranho?
Bu ne biliyor musun?
- Sabes o que é aquilo?
Ökseotunu özel kılan ne biliyor musun?
Sabes o que tem de especial este azevinho?
Ne var biliyor musun? En kötü ihtimalle..
E sabes que mais?
Onun ne olduğunu biliyor musun?
Sabes o que isso é?
- Tahnitin ne olduğunu biliyor musun?
Compreende o que é embalsamar?
Ne yaptığını biliyor musun?
sabes o que ela anda a fazer?
- Ne düşünüyorum biliyor musun?
- Sabes o que eu acho?
Hakkında ne düşünüyorum biliyor musun kahraman bey?
Sabes o que penso de ti, herói?
Fark edemediğin tek şey ne, biliyor musun?
Sabes o que não consegues ver?
- Ne yaptın, biliyor musun?
- Sabes que cara fizeste?
Ne yapacağız biliyor musun?
Sabes uma coisa?
Ne var biliyor musun?
Sabes que mais?
- Hayır, ne var biliyor musun?
- Não. Sabes?
Bak, baş keskin nişancısının ne olduğunu biliyor musun?
Sabe o que é um atirador-furtivo?
İniş alanına geldiklerinde ne gördüler biliyor musun?
Vão para a zona de aterragem e o que veem?
- Ne düşündüğümü biliyor musun?
- Sabes o que acho?
Sana baktığımda ne görüyorum biliyor musun?
Sabes o que vejo quando olho para ti?
Ne var biliyor musun?
Sabes uma coisa?
Senin gibilerden ne kadar az var, biliyor musun?
Digo, sabes o quão raro tu és?
- Ölünce ne oluyor, biliyor musun?
Sabes o que acontece quando morres?
Bu ünlü fotoğraflarından paparaziler ne kadar kaldırıyor biliyor musun?
Sabes quanto dinheiro ganham os paparazzi com uma foto destas celebridades?
Çete liderlerine ne yaparız, biliyor musun Ruiz?
Sabes o que fazemos aos líderes de gangues, Ruiz?
Müzikobur ne demek biliyor musun?
"Gargantuano". Sabes o que significa?
Gerçeği şu an öğrenirlerse ne olur biliyor musun?
Sabe o que vai acontecer se descobrirem?
Gidersek ne olacağını biliyor musun?
Se partirmos, sabes o que vai acontecer?
Beni ne azdırır biliyor musun?
Sabem o que me excita?
Babama ne oldu, biliyor musun?
Sabes o que aconteceu ao meu pai?
Ne duyduğumuzu biliyor musun?
Sabes o que ouvimos?
Size saldıran şeyin ne olduğunu biliyor musun?
Sabes o que era a coisa que vos atacou?
Ne yapacağız biliyor musun?
Sabes que mais?
Kocam gerçekte ne, biliyor musun Rick?
Sabes o que o meu marido realmente é... Rick?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Sabe qual é o seu problema?
Ne düşünüyorum biliyor musun?
Sabes o que é que eu estava a pensar?
Bu sıralar, New York'a başka ne iyi gelirdi biliyor musun?
Sabes o que era bom para Nova Iorque entretanto?
Anahtarı üzerinde ve deposu dolu bir araç bulmak ne kadar zor biliyor musun?
Sabes como é difícil encontrar um carro com gasolina e chave?
Beni için ne iyi olurdu biliyor musun?
Sabe o que seria melhor para mim?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Sabeis o que é isto?
Sistemde ne var biliyor musun?
Mas sabe o que está no sistema?
Hey, biliyor musun ne diyeceğim Acele etme.
Sem pressa.
Connavers beni almaya geldiğinde ne yaptı biliyor musun?
Sabem o que fizeram quando os Connavers me levaram?
Benim için çalışmak ne demek biliyor musun?
Sabes o que significa trabalhar para mim?
- Ne dediğini biliyor musun?
- E sabe o que ele disse?
- Ne olduğunu biliyor musun?
- Espere, sabe o que é? - Não.