Oldu bile tradutor Português
954 parallel translation
İyi ve güzel, Bay Jennings, ama nasıl becereceksiniz? - Oldu bile.
tudo bem, Sr. Jennings, mas e como é que vai fazê-lo?
Oldu bile.
Mas isto já aconteceu.
Oldu bile mi?
Já aconteceu?
Arkadaşlarımın çoğu üniversiteden mezun oldu bile.
A maioria dos meus amigos já terminou faculdade.
Herkesin haberi oldu bile.
Já todos sabem sobre isto.
Ama olan oldu bile.
Vocês já arriscaram!
Sana öğlen demiş. Saat 6 oldu bile.
Disse que o faria ao meio-dia e já são seis.
Gece oldu bile.
Já é meia-noite.
- Oldu bile.
- Já ajudou.
İyi, şimdiden iki kişi oldu bile!
Certo, já temos duas!
- Bizim tanışma şerefimiz oldu bile.
- Já tivemos o prazer.
Teoride, oldu bile.
Teoricamente, já aconteceu.
Oldu bile, değil mi?
Estive bem perto, não estive?
- Oldu bile.
- Está decidido!
oldu bile, artık çok geç
Ainda podes, cancelar essa ordem
Sarı saçlı Apollo, kardeşim Germanicus büyük bir asker oldu bile.
O Apolo de cabelos dourados é Germânico, o meu irmão. Há época já um grande soldado.
Hava kararalı iki saat oldu bile.
- Já anoiteceu há duas horas.
Seni görmek bile yeterince düşünmeme neden oldu.
Pensei muito desde que chegaste.
John oradaydı ve Jim'de öyle ve Georgie çavuş oldu kısa sürede ordu kim olduğuna bakmıyordu bile ve bizi sınıra sürdü, kuzeye askerler yaşarlar topların gürültüsünde Ümit Burnundan Cooch Behar'a kadar bir gece yağmur altında çıkarsa karşılarına farklı bir ırk...
Marcha o John e o Jim mais além E o Georgie, um sargento forte Mas o exército Não sabe quem é quem
Öleli 20 dakika oldu ve ağlamak, sızlamak 20 yıl sonra bile onu şu andakinden daha ölü yapmaz.
Está morto há 20 minutos, e o choro e os lamentos não o farão ficar mais morto daqui a 20 anos.
Ben kocana 2 dolarını geri verdim. Ve bu işte bir sent bile kaybetmemiş oldu.
Devolvi ao seu marido, os dois dólares... e vocês não perdem um cêntimo no processo todo.
Buraya gelmek bile sandığımızdan zor oldu.
Chegar aqui já custou muito mais do que pensávamos.
Büronun en küçük bir bilgiyi bile özenle eleme ve kayìt etme sistemi çok yararlì oldu.
O sistema infinitamente incansável do FBI de registar todo o pedaço de potencial informação rendeu grandes dividendos.
Yüzü gülmez oldu kimsenin, olan biteni bilmeyenden başka. Ahı gökleri tuttu milletin, duyan yok. Ölüm çanları çaldığı zaman kilisede... kimin için çaldıkları sorulmuyor bile.
Não pode ser chamada de nossa mãe, mas de nossa cova... onde nada sorri, a não ser aqueles que nada sabem... onde soluços, gemidos e gritos cortam o ar, mas não são notados... onde o violento pesar parece uma emoção banal... quando o sino dobra por um morto quase não se pergunta por quem é... e as vidas de bons homens expiram antes das flores em seus chapéus... eles morrem antes de ficarem doentes.
Herkesin bir katkısı oldu, çavuş Hochbauer'in bile.
Todos contribuíram, até o Sargento Hochbauer.
Dün gece nasıl oldu da uyuyabildin, ben gözümü bile kırpmadım.
Não sei como conseguiste dormir. Não preguei olho.
Tam beş gün oldu fakat hasta olduğunu söylemek için bile aramadı.
Isto foi há cinco dias, mas ele não disse que estava doente.
Neredeyse üç ay oldu ve daha nişanlanamadık bile.
Já passaram quase três meses e nem sequer ficámos noivas.
Aslında neredeyse bana ait olduğunu hissettiğim bile oldu.
De facto, houve alturas em que quase sentia que você me pertencia.
Bir sürü kocam oldu ama bir tanesi bile iyi çıkmadı.
Todos aqueles maridos e nem um que valesse a pena.
Evlenip, çocukları bile oldu.
Eles casaram-se. Têm filhos.
Senden küçük tüm kardeşlerin evlendi, çocukları bile oldu.
Todos os seus irmãos estão casados e têm filhos.
Ve böylece, Hawkins tekerleğin tamirini bile bitirmeden önce, Jean ve değerli şarap arabası kaleye götürülmüş oldu.
E assim Jean e a sua preciosa carga foram levadas para o castelo antes mesmo que Hawkins consertasse a roda da carroça.
Toplu kaçış oldu diyemezsiniz, çünkü bir çoğu yürüyemiyor bile.
Nunca poderá alegar que foi uma fuga em massa. A maioria não pode andar.
Bak, sen bile, "bu sefer ne oldu?" diyorsun.
Vês? Também perguntas "O que foi desta vez?"
Bak, hata yapmışsa bile, o senin planını uyguladı, ardından da onu öldürürdünüz, iyi mi oldu?
Olhe, o que ele fez estava errado, mas o que você fez não é melhor. Está certo matar?
Birisi Kapo bile oldu.
Até uma foi feita de Kapo.
Tek bir ağır saldırı birliği gelmedi,... şu durumda bile 2,000 adam oldu.
Nem uma unidade de tropas de assalto, e ainda perfaz 2000 homens.
O kadar çabuk oldu ki not bile bırakamadım.
Foi tão rápido, nem pude deixar um recado.
İkinci Bayan Crain'in ölümü, halefinin ölümünden... daha bile ilginç oldu.
A morte da segunda Sra. Crain foi ainda mais interessante... do que a morte anterior.
- Dilediğin oldu. Geldi bile.
Desejo concedido.
Ne olduğunu bile bilmiyordum, sonra Plaza'da harika altı gün geçirdim ve ne oldu?
Há uma semana nem sabia o que era, até passar seis dias de sonho no Plaza. Sabe o que aconteceu?
Kışı bulandırdılar,... ve medenileştirdiler, kar için bile fazla medeni oldu...
Enlameiam o Inverno E civilizam-no num lugar Pouco civilizado até mesmo para neve
Kaptan'ın kaybolduğunu bile bile en iyi önerileri bu mu oldu?
Com o Capitão perdido, é o melhor que podem fazer?
Mr. Spock, kafaya bile bile darbe almak, sanıyorum bu bilerek oldu, Kral Solomon'un taktir edeceği bir metod sayılmazdı.
Sr. Spock, deixar que lhe batessem na cabeça e estou a supor que se deixou bater na cabeça, não é propriamente um método que o rei Salomão teria aprovado.
Yaşadığımız bir tek andan bile pişman değilim çünkü Dick'e olan duygularımı onaylamış oldu.
Não lamento nem um só momento do que aconteceu, porque isso reforçou os meus sentimentos por Dick.
Taci Almolup, Kral Süleyman'ın oğlu öyle yakışıklı bir adam oldu ki onu gören herkes büyülendi. Şiirlere esin kaynağı oldu en edeplisi bile aşkından edepsiz oldu.
Tagi Almoluk, filho do rei Suleiman... quando chegou à adolescência era tão belo que... quando saia por algum motivo fascinava a todos... a ponto de poesias terem sido escritas em seu louvor... e por amor a ele até as pessoas mais puras... perdiam o pudor, tal era sua esplêndida beleza.
yok oldu. Yalnız kaldık... Hatta Ga-lu tarafından bile reddedilmiştik.
Estamos sós... repelidos até pelos maiores, os Ga-lu.
- O gün en sonunda gelmişti. - O sıralar bir domuzdan farksızdım. Dişlerimi ağaç kabuğu ısırarak denediğim bile oldu.
Chegou finalmente o dia em que me tornei uma porca lavava os dentes na casca das árvores,
Atlar bile yardımcı oldu!
Cagavam, cagavam!
Bebeğin seçimi ise tam bir sürpriz oldu. Islık çalmaya başladı tek kelime bile konuşamadı.
"Incapaz de falar, ele começou a assobiar."
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
oldu mu 547
öldü mü 447
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
oldu mu 547
öldü mü 447