English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Oyalanmayın

Oyalanmayın tradutor Português

101 parallel translation
Oyalanmayın! Dağılın!
- O assassino!
Hadi için bakalım çocuklar, ama fazla oyalanmayın olur mu?
Muito bem, podem beber e não demorem o dia todo.
Hadi hadi, oyalanmayın, Lordum.
Depressa, milorde!
Oyalanmayın.
Vamos andando.
Haydi oyalanmayın artık.
Vamos, daqui a pouco já não neva.
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
gostamos tanto dele que voltaremos depressa ele paga ao gaiteiro e a música é nossa adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho e não demorem já sinto saudades vossas como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus não demorem, voltem depressa quero vê-los outra vez recordem esta canção e voltem depressa vão e voltem depressa voltem com os bolsos cheios carteiras recheadas, não queremos lixarada façam o trabalho depressa e tragam carteiras cheias enriqueçam esta tarde e voltem depressa temos um relógio de ouro que nos dá as horas certas
Fazla oyalanmayın.
Não demorem muito.
Oyalanmayın.
Não brinquem.
Oyalanmayın!
Despachem-se!
Oyalanmayın, dar zaten!
Não fiquem aí especados. Isto é apertado.
Oyalanmayın!
Ei! Nada de roubar.
Oyalanmayın.
Não fiquem lardeando.
İşte banyo. İçeride fazla oyalanmayın.
E aqui está o banho, mas não demore muito tempo.
Oyalanmayın!
Não discutas!
- Oyalanmayın.
- Não demorem.
- Kamera sokmak yasak. Oyalanmayın!
- Não são permitidas câmaras.
Oyalanmayın! Gidelim!
Vire-se!
- Oyalanmayın!
- Pára de ser parvo.
Gidiyoruz. Oyalanmayın.
Preparem-se para partir, rapazes.
Oyalanmayın, fazla vaktimiz yok.
Parem de brincar, não temos muito tempo!
- Haydi, oyalanmayın.
- Vamos lá, não olhe.
Brian, çok oyalanmayın. Tamam mı?
Brian, não te demores muito.
Oyalanmayın!
Parem de perder tempo!
Fazla oyalanmayın.
Não demore.
Oyalanmayın, gitmemiz gerek!
Sem querer apressá-los, mas temos que ir! Vamos!
Geçiş için tek yolunuz bu, sakın oyalanmayın.
E a tua unica saida Nao a desperdices
Bugün erken kapatıyoruz, fazla oyalanmayın.
Nós fechámos mais cedo hoje, por isso não demorem muito.
Hadi çocuklar, oyalanmayın hadi.
Vamos rapaz, mantém-te em linha.
Oyalanmayın. Alt tarafı eski bir kilise.
Não parem para olhar, é só uma antiga igreja.
Muhafız taramalarını geçmek için, talihsizlik, bu taklitler çabucak bozuluyor, yani fazla oyalanmayın.
Para passar pelos sentinelas. Infelizmente, a falsificação acaba rapidamente, portanto, não hesitem.
Oyalanmayın.
Depressa!
Oyalanmayın.
Não atrasem.
Oyalanmayı bırakıp Church'ü arar mısınız?
Parem de perder tempo e comecem a procurá-lo.
- Hadi hadi, oyalanmayın.
O javali governa a todos na Inglaterra. Vamos de uma vez!
- Haydi. Oyalanmayın artık.
Estás a ficar tenso.
Jean hakkında Her şeyi biliyor olmalısın... buralarda oyalanmayı kes doğru yerlerde aramaya başla... ölümünden kim sorumluysa
Pela Jean, devia ficar a saber de tudo. Parava de perder tempo por aqui e quem quer que tenha sido responsável pela morte dela.
Hadi oyalanmayın.
Vamos ao trabalho.
Oyalanmayı bırakın!
Não percam mais tempo!
Al Bundy, oyalanmayı bırakır mısın?
Al Bundy, importas-te de parar com as brincadeiras?
Oyalanmayın!
Não se demorem!
Babanın ne istediğini biliyorsun Oyalanmayı bırak!
Ei, você sabe o que quer que seu pai.
Oyalanmayın!
Não se distraiam.
Hadi gidelim. Oyalanmayı bırakın.
Deixa-te de histórias.
Oyalanmayı bırakın ve toparlanın!
Parem de se lamentar e despachem-se!
Hadi. Oyalanmayı bırakın.
Nós não temos todo o dia.
Oyalanmayı bırakın. Döndüğümde gemi tamir edilmiş olsun.
Kaylee, quero a nave "nos trinques" quando voltar.
Oyalanmayı bırakın.
Pára com isso. Anda.
Artık oyalanmayı bırakın ve işinizin başına dönün. Herkese teşekkürler.
Vamos parar com a moleza e voltar ao trabalho.
- Hadi eşyaları taşıyın, oyalanmayın
Podem pelo menos saírem do caminho.
Oyalanmayı bırakın.
Pára de andares ás voltas!
Bak, git şu meclis üyesine söyle küçük topları ve sopasıyla oyalanmayı bıraksın da içeri gelsin.
Olhe, diga ao Vereador que pare de ferrar as... bolas com seus golpes idiotas e mande-o entrar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]