Pasa tradutor Português
351 parallel translation
Peki sonra, Groggy?
Que se pasa, Groggy?
Paşa paşa katledilmeye gidecek değilim.
Eu não vou humildemente para ser executada.
Karaga Paşa.
Karaga Pasha.
Harry. Bu Karaga Paşa. Bir zamanlar Kordofan bölgesinin valisiydi.
Harry, este é Karaga Pasha.
- Bir pasa vakitleri var.
- Há tempo para um passe.
- Birmingham, Glasgow, Manchester? - Paşa gönlün bilir.
Birmingham, glasgow, Manchester, tudo.
Tellerden çıkıp her yeri incelememi ve eğer yakalanmazsam, sadece siz gereken bilgileri alın diye paşa paşa dönüp yeniden teldolaba tıkılmamı önerirken şaka yapıyordun, değil mi?
Não estão a sugerir que se eu passar aquele arame e escapar a tudo e não ser apanhado tenho de entregrar-me e voltar à prisão para que vocês tenham a vossa informação?
Zübeyir Paşa'nın nerelerde olduğunun bildirilmesi. İmza Gordon.
Localize imediatamente o paradeiro de Zobeir Paxá.
Senden kötü fikirler bekliyordum, Gordon, ama Zübeyir Paşa!
Esperava de si ideias estapafúrdias, mas não Zobeir Paxá!
Anlıyor musun, Gordon Paşa, maaşın yıllık sadece 6,000 paund olacak?
Compreende que o seu salário será apenas de 6.000 libras por ano?
Zübeyir paşa, iyi misiniz?
Zobeir Paxá, como está?
Oğlunuz var mı, Gordon Paşa?
- Tem filhos, Gordon Paxá?
- Ali İbrahim! - Gordon Paşa!
Ali Ibrahim.
Hicks Paşa'nın uğragığı korkunç felaketten beri, tüm silahlara sahipler gibi görünüyor.
As espingardas vieram do Mahdi? Desde o terrível desastre de Hicks Paxá, toda a gente tem espingardas.
Bir yol bulacaksın, Gordon Paşa.
Não tenho exército.
Hoş geldin, Gordon Paşa.
Bem-vindo de novo, Gordon Paxá.
Gordon Paşa kısa bir müddet sonra bizimle olacak.
Gordon Paxá vai chegar dentro em pouco.
- Gordon Paşa kısa bir müddet sonra bizimle olacak.
- Gordon Paxá vai chegar em breve.
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Diz que Gordon Paxá, governador-geral do Sudão, está no seu acampamento.
O Gordon Paşa değil!
Não é Gordon Paxá.
Abdullah! Gordon Paşa burada!
Gordon Paxá está aqui.
Gordon Paşa.
É Gordon Paxá.
Gordon Paşa, bir kafir olman nedeniyle mi, kötülüğün varlığını hissediyorum?
Será por seres um infiel que me sinto na presença do mal?
Zübeyir Paşa ile buluşmanızdan inanıyorum ki daha az hoşnut kalmışsınızdır.
A tua reunião com Zobeir Paxá foi menos agradável, ao que sei.
Sana saygı duyuyorum, Gordon Paşa.
Tenho respeito por ti, Gordon Paxá.
Gordon Paşa, peygamberin, Allah'ın iyiliği üzerine olsun, Hartum'da ki camide dua ederken bana emir verdiğine inanıyor musun? Hayır.
Acreditas que o profeta, bendito seja, me ordenou que rezasse apenas na mesquita de Khartum?
Gordon Paşa, böyle büyük görevler büyük eylemlere gereksinim duyar.
Para tamanhas tarefas, são necessários grandes feitos.
Fark nedir, Gordon Paşa?
Não lamentas nada.
Fısılda bana, Gordon Paşa.
As vidas de milhões serão poupadas. Diz-me em segredo, Gordon Paxá.
- Anladın mı? - Anladım, Gordon Paşa.
- Compreende?
Gordon Paşa sığır ve tahıl sürüsüyle şehirden 15 km ötede.
Gordon Paxá está a 16 km da cidade com um comboio de cereais e gado.
Malzememiz yok, Gordon Paşa. Ama eğer saraya gelecekseniz, Size B ve S yaparım.
Não tenho aqui os ingredientes mas, se voltar para o palácio, faço-lhe um B e S.
Gordon Paşa, açılmaya hazırız.
Estamos prontos.
- Biz niye gitmiyoruz, Gordon Paşa? - Niye gemide değil miyim?
- Porque é que não vamos, Gordon Paxá?
- Az var, Gordon Paşa.
- Há pouco.
Üzgünüm, Stewart Paşa.
Não.
Sana gelmedik, Gordon Paşa, ağlayıp sızlayarak...
Não vimos com gritos e gemidos :
Stewart Paşa'yı nehrin aşağısına gönderdim mümkün olan en hızla harekete geçecektir.
Mandei Stewart Paxá rio abaixo para apressar as coisas o mais possível.
Nil'in suları daha yükselmedi, Gordon Paşa.
O Nilo vai baixo, Gordon Paxá.
Gordon Paşa, kendimiz ve halkımız adına sizin korumanızı kabul ettiğimizde,
Quando aceitámos a vossa protecção para nós e o nosso povo,
Yineliyorum, bizi sıkıştırdın. - Gordon Paşa.
O senhor tem-nos presos.
Gordon Paşa, polis... Tahılları çalan adamı yakalamışlar.
A polícia apanhou o homem que roubou os cereais.
- Barutu iyice doldurdunuz mu? - Evet, Gordon Paşa.
A pólvora está bem apertada?
Emredersiniz, Gordon Paşa.
Temos que minar todos os acessos à cidade.
- Ya Stewart Paşa? - Güvende, Ekselans.
- E Stewart Paxá?
"Stewart Paşa hala ona verdiğiniz yüzüğü takıyor."
"Stewart Paxá ainda tem o anel que lhe destes."
Eğer yalan söylüyorsa, Stewart Paşa'ya verdiğim yüzüğü nasıl bilebilir?
Se estava a mentir, como podia saber do anel que dei a Stewart Paxá?
Hoşgeldin, Gordon Paşa.
Bem-vindo, Gordon Paxá.
Önerim, Gordon Paşa, Hartum'u hemen terketmelisiniz.
Preferia, Gordon Paxá, que abandonasses Khartum já.
Oh, biraz bilgelik, Gordon Paşa, Sahte bir umut ile birkaç güneşli saati olan bir adam sağlamak için, ve gece çökünce, Ümitsizliğinin gerçekliğini çok daha iyi içsel kavramasını sağlayacaktır.
Às vezes convém, Gordon Paxá, dar a um homem algumas horas de falsa esperança, para que, quando a noite caia, ele tenha uma melhor ideia do seu desespero.
Fakat, Gordon Paşa, niye hatırlanmalı?
Mas, Gordon Paxá, porque serias tu lembrado?