Quincy tradutor Português
370 parallel translation
Profesör Quincy Adams Wagstaff!
Professor Quincy Adams Wagstaff!
Bana Quincy diyin!
Chame-me Quincy!
Tıpkı Dr. Johnson'ı açgözlülüğü için anlamaya çalışacağım gibi. De Quincy'yi uyuşturucu kullandığı için ve Baudelaire'i önüne gelenle ilişkiye girdiği için.
Tal como tentaria compreender a gula do Dr. Johnson de Quincy pelo seu uso das drogas, e Baudelaire pela sua promiscuidade neurótica.
Quincy Jones gibi mi gözüküyorum?
Achas que sou o Quincy Jones?
Quincy-6859 lütfen.
Quincey-6859, por favor.
- Sen Emmett Quincy misin?
- É Emmett Quincy?
- Emmett Quincy'yi tanımıyoruz.
- Não conhecemos Emmett Quincy.
- Yarası olan Quincy değil.
- Quincy não se aborreça.
Quincy, bana doktor gerek.
Quincy, necessito de um médico.
Quincy'yi boşuna orada bekleme.
Não conte com o Quincy.
Quincy?
Quincy?
Quincy!
Quincy!
Haze'i, Moon'u, Quincy'yi ve de bir delikanlıyı hakladım. Dışarıdalar.
Matei um jovem que se juntou a Haze.
Quincy.
Quincy.
- Quincy'yi ve Moon'u o mu hakladı?
- Matou Quincy e Moon?
Biliyor musun Quincy, 17 yaşındayken teyzeme onunla evlenmemesini söylemiştim.
Sabes, Quincy, quando tinha 17 anos, disse à minha tia para não casar com ele.
Eğer seni en başından beri bu kadar şımartmasaydı Ne kadar eğlenceli değil mi Quincy?
Se não tivesse feito tudo para te estragar com mimos, quando te acolheu, em miúdo...
Onunla evlendi ama onun hisse senetleriyle evlenemedi.
Quincy, ele não é engraçado? Casou com a minha tia, mas não conseguiu casar com as acções dela.
Quincy.
Quincy...
- Devam et. - Madde ;
- Continua, Quincy.
Şu gizli mikrofonların çalışmıyor mu yoksa Quincy?
Diz-me, o que é? Qual é o problema? A tua escuta não está a funcionar?
Biliyor musun D.L., bir süredir senin ve Quincy'nin ne iş çevirdiğinizi biliyorum... ama sonunda beni köşeye sıkıştırdın.
Sabe, DL, sei perfeitamente o que você e o Quincy andaram a tramar, nos últimos meses, e...
Quincy'yi üstüne saldırtmadı henüz.
Ainda não pôs o Quincy a investigar-te.
- Evet. - Bay Quincy, bu akşam Bay Buckner'in arabasını kullanan kişi mi?
O Sr. Quincy, o fulano que ia a conduzir o carro do Sr. Buckner, esta noite?
Quincy şu torpidoya baksana... Torpido?
Quincy, procura aí no tablier, sim?
- O nedir, şoför Quincy mi?
- É o Quincy, o motorista?
Şoförün yaşadığı evin arkasındaki çöpte bulduğum birşey sanırım bir nevi rapor.
Encontrei isto no balde do lixo, no apartamento onde vivia o motorista. Parece uma espécie de relatório do Sr. Quincy para o Sr. Buckner.
Bay Quincy Bay Buckner için hazırlamış görünüyor. İddiasına gore, Quincy halanızı etkileyebilmek için, sizi komik bir sebeple kızdırmanın bir yolunu bulmuş.
O Quincy afirma que o Sr. Logan, por algum motivo estranho, tentava aborrecê-lo a propósito da questão da venda, usando-o para manipular a sua tia.
Bu arada, Benson bana Bay Quincy'nin eski bir polis olduğunu söyledi.
A propósito, o Benson mencionou que o Quincy foi polícia...
Bu notun yazıldığı daktiloyu bulamadım. Benson, Quincy'nin belki bir yerlerde gizli bir yeri daha olabileceğini ima etti.
Não encontrei a máquina de escrever em que foi escrito este relatório, e o Benson achava que o Quincy talvez tivesse um esconderijo, algures.
Ve kazayla cüzdanındaki bir... kağıdı gördüm, üstünde Quincy değil de O'Neill yazıyordu.
Por mero acaso, vi um papel que ele tinha na carteira. Não dizia "Quincy". Dizia... "O'Neill".
Quincy'nin gizli yerini bilmediğinizi söylemiştiniz diye hatırlıyorum.
Pensei que me tivesse dito que não fazia ideia de onde era o esconderijo do Quincy. Mas, depois, lembrei-me de um vendedor de carros amigo do Quincy, e ele sabia onde era. E não fazia.
Ama sonra Quincy'nin tanıdığı bir araba satıcısını anımsadım. - Komiserim, sizinle birkaç dakika yalnız konuşabilir miyim?
Tenente, se pudesse falar consigo a sós, uns minutos...
- Quincy'den mi?
- Do Quincy?
- Yaktım Komiser. Nihayet anladım ki... David, Quincy'yi yöneticileri gözlemek için kullanıyormuş.
Percebi finalmente que o David usava o Quincy para investigar os directores.
Quincy sağlam adammış.
Sim. Bela peça, este Quincy.
Bu da onu yakaladığımda çocuğun cebinden çıkanlar.
Foi o que tirei ao miúdo, quando o apanhei. Foi a única coisa que tentou tirar do apartamento do Quincy.
Quincy'nin birşeyler sakladığını biliyordum.
Eu sabia que o Quincy teria algo assim.
Quincy'nin birşeyler karıştırmaya başladığını farkedeli çok olmadı.
Só recentemente percebi que o Quincy começava a bisbilhotar.
Bay Quincy, Bay Buckner'a raporunda yazmış bunları.
- A sério? O Sr. Quincy escreveu isso num relatório para o Sr. Buckner.
O zaman Quincy bunları uydurmuş. Bunlar gerçek değil.
- Então, o Quincy inventou tudo isso!
Mesela o raporları sen yazmış olabilirdin...
Como aqueles relatórios em casa do Sr. Quincy.
Bay Quincy'nin banka hesabını bile başkası açmış olabilirdi, sen bile.
E até a nova conta do Sr. Quincy. Poderia ter sido aberta por qualquer um. Até por si.
Senin gibi, Quincy, Massachusetts'te oturan birine bir tırı, Burlington'dan Portland'a sürmesi için bir sürü telefon geliyor olmalı.
Um homem como tu, que vive em Quincy, Massachusetts... deve receber muitas chamadas para levar um camião de Burlington a Portland.
Yerinde olsam Quincy'e sürer ve şüphe uyandırmadan süratli gidebileceğim yolları seçip Morrissey Bulvarına çıkardım.
Se eu fosse a ti, ia para Quincy... ia por caminhos em que possamos ir rápido sem ninguém suspeitar... e ir até à Morrissey Boulevard.
Quincy, makineli tüfeği taşımamıza yardım et.
Vamos, levem as Vickers para o outro lado da pista.
- Sanırım Quincy'nin oturma odasındayım.
Acho que estou na sala do Quincy.
Onca yolu tepip Pittsburgh'dan gelmek! Anne! Baba!
Os Lewis, os Quincy-Brown e os Gaylord.
Quincy de var içeride onunla birlikte.
Roger, ele tem o Quincy com ele.
Quincy sen müthişsin.
Quincy, devo dizer que és magnífico!
Bir de Quincy'nin banka defteri...
É a caderneta do banco dele.