Sabre tradutor Português
456 parallel translation
Kılıcınızı rica edeceğim, yüzbaşı.
Preciso do seu sabre, Capitão. O meu sabre?
Kılıcınız bayım.
O seu sabre, senhor.
Yogi Berra hakkında ne biliyorsunuz, Bayan Deverich?
O que sabre sobre o Yogi Berra Sra. Deverich?
İçeride "Kılıç-Kalkan" oynanıyor sandım.
Lá de cima soava como "A Dança do Sabre".
Hemen aşağıda, bıyığı, kılıcı, silahları ve atlarıyla Vali'nin bir heykeli.
E, embaixo, fica a Estátua do Governador... com seus bigodes, seu sabre, seu fuzil, seus cabelos.
Sanırım kadınlar hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Acho que não sabia nada sabre mulheres.
Bu senin mi? Yoksa senin mi?
Esse é o seu sabre?
Kılıcı bir oyuncaktı.
E o sabre era um brinquedo.
Bir fare kadar cesaretin olsaydı, o kılıcı eline alırdın. Ve onu bifteğe sokar gibi sana sokmama izin vermezdin.
Se tivesses a coragem dum rato, pegarias naquele sabre, e não me farias espetar-te, como a um pedaço de carne.
Yaklaşık 20 dakika kadar önce bir kılıcı karnına soktum.
Enfiei-lhe um sabre na barriga, há cerca de 20 minutos.
Bir kılıç, ha, Bill?
Um sabre, Bill?
Bir kılıcı vardı.
Ele tinha um sabre.
Bir kılıcı vardı.
Tinha um sabre.
- Ne ihtiyarı? Tek gözü kısık bir adam. Belinde bir kılıç var.
Só tinha um olho e trazia um sabre.
Hani şu kılıcı olan adam.
O do sabre.
- Elinde kılıcıyla onu gördüm.
Vi o brilho do sabre.
Vay be! Daha önce kılıçla öldürülen birini görmemiştim.
Nunca tinha visto um homem ser morto com um sabre.
Kazak, elinde kılıcı, başında tüylü kalpağı olan at üstündeki adamdır.
Um Cossaco é um homem a cavalo... com um chapéu de pêlo e um sabre na mão.
Kedi hayvanların en acımasızıdır, kama-dişli kaplandan beri.
O gato é o mais cruel dos animais, desde o tempo do tigre-dentes-de-sabre.
Ah, evet.
Ah, sim, o sabre.
- Bir kılıç istemem gerekecek.
- Terei de pedir um sabre emprestado.
- Kılıç mı?
- Um sabre?
- Bir gece kılıçla kapına dayanmasını istemem
Não quero que venha sobre ti uma noite com seu sabre.
- Kılıcımla karşılaşır, sıradan bir İspanyol o
Minha espada faz frente a qualquer sabre espanhol.
Babanın ışın kılıcı.
É o sabre de Luz do teu pai.
Her yıl okulun ruhunu en iyi temsil eden öğrenciye bu tören kılıcı ödül olarak verilmektedir.
A mais alta honra, o Sabre de Oficial, é concedido todos os anos ao cadete que melhor exemplifica o carácter e espírito da academia.
Sen Cyrano'yu oynarken, koltukaltıma kılıcı batırdığında hiçbir şey söylememiştim.
Quando fizemos o "Cyrano" e me cravaste um sabre na axila eu não disse nada.
Isin kilicini gelistirmissin.
Vejo que construíste um novo sabre de luz.
lşın kılıcıma uzanabiliyor musun?
Consegues alcançar o meu sabre de luz?
Yeni bir ışın kılıcın var.
Vejo que construíste um novo sabre de luz.
lşın kılıcı.
O sabre de luz dele.
Herkes shaolin kung fu'sunun 1 numara olduğunu söyler.
sabre, lança, vara e o fortificação.
Sanırım kılıcımı çıkarmalıyım.
Acho que é melhor tirar o sabre.
O bir Sabertooth.
- Ele- - Ele tem um dente de sabre.
Sabertooth mu?
Dente de sabre?
Sabertooth için hataya yer yoktur.
Não à que enganar com aquele dente de sabre.
- Ortadoğu'daki filomuza ulaşın.
- O Esq. Sabre para o Medio Oriente.
- Süngü ve kın kullanma kılavuzu.
'Como usar a baioneta e o sabre'.
bir alet kemeri, bir ışın kılıcı...
Vejamos, temos um cinto de utilidades, cordas, um sabre de luz.
Kılıç kullanmakta çok mahirdi. Ama ayakkabı giymeyi hiç sevmiyordu.
Ele é muito rápido com o sabre,... mas ele não gosta de usar sapatos.
Artık kılıç kullanabileceğimi sanmıyorum.
Acho que não posso mais usar o meu sabre.
Kılıç kullanmana gerek yok.
Não precisa de usar o seu sabre.
Bele takılan bir hançer midir, yoksa?
O que se usa a cinta é uma adaga ou um sabre?
REZERVASYON KONTROL PROGRAMI
RESERVAS SABRE RESERVAS RÁPIDAS
- Aklıma gelmişken, bana testere lazım olacak.
E vou precisar de uma serra de sabre.
- Testere mi?
Uma serra de sabre?
Bütün Sabre elemanları, Sabre-6 konuşuyor. Harekete geçin.
Sabre 6 a todas as unidades Sabre.
Hangi uçtan tutacağımı bilirim.
Como é com o sabre?
Kılıç...
Sabre!
- Onun isin kilici.
O seu sabre de luz.
Kılıç dişli Kaplan!
Tigre-de-dentes-de-sabre!