Sabredin tradutor Português
120 parallel translation
Sabredin, birazdan anlayacaksınız.
Tenha um pouco de paciência e já perceberá.
Biraz sabredin, her şey yoluna girecek.
Tenham calma, não haverá problemas.
- Lütfen sabredin.
- Por favor, tenha calma.
- Sabredin kraliçem, aldatacak değilim sizi.
- Sim senhora, esperai, serei conciso.
Biraz sabredin.
Dêem-me tempo.
- Bu arada biraz sabredin yeter.
Ao mesmo tempo, seja paciente.
Sabredin, Efendim.
Paciência, alteza. Espere.
Biraz daha sabredin.
Tenham paciência, por favor.
- Biraz sabredin lütfen.
- Tenha um pouco de paciência.
- Sabredin lütfen!
- Ouçam, por favor!
Biraz sabredin, Başçavuşum.
Tenha paciência.
Her zaman dediğim gibi sabredin ve kağıtları karıştırın.
Como eu sempre digo, paciência e baralho.
Her yere telefon ettim cevap veren olmadı. Biraz daha sabredin.
Senhor prior.
"Biraz sabredin lütfen." dediğini hatırlıyorum. Ve tak!
"Comandante, tem que ter paciência".
- Sabredin biraz.
- Tem de ser paciente.
Sabredin biraz!
Aguentem os cavalos!
Sabredin.
Espera um minuto.
Sabredin!
Um momento.
Sabredin!
Um momento!
Madem kim olduğumuzu sadece yaptıklarımız gösteriyor, beni yaptıklarımla yargılamak için sabredin. Ve sakın yersiz endişelerinizin sizi yönlendirmesine izin vermeyin.
Já que só as acções nos dão a conhecer, esperai ao menos por elas antes de me julgar e não me acuseis injustamente por uma lastimável previdência.
Sabredin, komiser Frücke geliyor.
O Comissário Fricke vai chegar aqui rapidamente. Simon!
Görene kadar sabredin, cennet köşesi gibi olacak.
- Vai ver que ficará maravilhosa.
- Sabredin!
- Paciência!
Biraz sabredin bayan.
É só um minuto, por favor. Espera, meu.
Ama sabredin Kadim Pistol. Servet güzel bir moraldir.
Se me permites, porta-bandeira Pístol... a fortuna é uma óptima moral.
Bir dakikaya çıkıyorum, sabredin be!
Eu já saio.
Sabredin Odo, sizi en kısa sürede çıkaracağız oradan.
Tenha paciência, Odo, vamos tirá-los daí logo que possamos.
Biraz daha sabredin.
Fica um pouco contente.
Bekleyin Sayın Başkan. Sabredin.
Espere, Sr. Presidente.
Sabredin kraliçem, aldatacak değilim sizi.
- Ouvi, lerei com fidelidade.
Bütün bunları araştıracağız. Siz şimdilik sakin olun, sabredin. Bize biraz zaman tanıyın.
Vamos investigar isto tudo mas, por agora, descontraia-se, fique quieto, que nós vamos...
- Sabredin!
- Tende paciência!
Yarına kadar sabredin!
Esperem por amanhã!
Endişelenmeyin, sadece ilk yarıya kadar sabredin.
Não se preocupem, vamos esperar pelo fim da primeira metade do jogo.
- Sabredin lordum. - Sabır mı?
- Paciência, senhor.
Çocuklar sabredin.
Tudo o que vocês têm que fazer é aguentar.
Biraz sabredin.
Mantem a calma.
BiRAZ SABREDiN, KESiNLiKLER iSE YARAYACAKTIR.
Com o tempo, sempre dá resultado.
Duyana kadar sabredin, beyler!
Esperem só até ouvirem, pessoal!
O yüzden biraz sabredin.
Por isso, tenham paciência.
- Sabredin biraz.
- Aguentem aí.
Biraz sabredin, içeri girip ne olduğunu tespit edelim.
Dêem-nos tempo de entrarmos e investigarmos o que aconteceu.
Sabredin kardeşlerim, geliyorum! Sabredin.
Sejam paciente irmãos, estou quase a chegar!
Sabredin.
Segurem-se bem gente.
Bir matematiksel hikayenin başlangıcı için uygun olmayan bir sahne olarak gözükebilir, ama benimle birlikte sabredin.
Pode parecer um cenário improvável para o início duma história matemática, mas fiquem comigo!
Beni seviyorsanız, yükümü patlatana kadar sabredin!
Se estão a gostar de mim, esperem pelo meu "pop".
Diagur'la konuşana kadar sabredin.
Não entremos em paranóias antes de falarmos com o Diagur.
Biraz daha sabredin olacak gibi.
Dêem-me mais uns segundos. Estou quase a conseguir.
Köpükleri altımızda hissedinceye kadar sabredin. - Haksız mıyım? - Hazır olduğumdan emin değilim.
Não sei se estou preparado.
Sabredin.
Cada coisa no seu tempo.
Biraz sabredin.
Não se alarmem.