Sara tradutor Português
6,258 parallel translation
Sara, babanı, hayatta yanlış yol seçtiği için terk ettim.
Sara abandonei o seu pai porque ele escolheu o caminho errado na vida.
Git ve annene söyle, Sara...
Vou dizer à sua mãe Sara.
Anne, Sara'nın annesiyle birleştiğini sana söylemedim.
Mãe eu não lhe disse? Que ia unir Sara com a mãe dela.
Sara sonunda onu sevdiğimi kabul etti.
Sara finalmente admitiu que me ama.
- Bu Sara değil mi?
Aquela não é Sara?
Sara'nın evlendiği kişi.
Aquele com quem ela está a casar.
Sara'nın sana anlattığını söylemiştin.
Disse que Sara contou-lhe tudo.
Sara, onunla hayatını birleştirmek için söz verdi.
Ela fez um compromisso com a sua vida.
Sen Sara Rana, Mark'ı yasal kocan olarak kabul ediyor musun?
Você Sara Rana aceita Mark como seu marido legalmente casado?
Sarah.
Sara.
Sarah Harvey.
Sou a Sara Harvey.
Sarah'nın arkadaşlarıyla tanışmıştım hatırladınız mı?
Eu conheci as amigas da Sara, lembram-se?
Yaz - Only you. Tegan and Sara
Ok, "Only You", Yaz.
- You Wouldn't Like Me.
"You Wouldn't Like Me", Tegan e Sara.
Evet, Sara Rice buradan kaçar.
A Sara Rice vai sair daqui. Sem restrições.
- Adın Sara değil miydi?
Não te chamas Sara? Sim.
Görüşürüz, Sara.
Adeus, Sara.
"Sara Rice" otobüsten inmiş.
Já deixaram a "Sara Rice" na rodoviária.
Bir şeyler oluyor baba ve sanırım Sara Patrell ile ilgisi var.
Passa-se alguma coisa, pai, e acho que tem que ver com a Sara Patrell.
Tıpkı Sara Patrell gibi onun da senin yardımına ihtiyacı var.
Ela precisa de ajuda, como a Sara Patrell precisou da tua ajuda.
- Tıpkı kemiğin kaynaması gibi. - Peg. - Hayır, hayır.
Como um osso que sara.
Baban Sara Patrell'i bulamadı ve sen ona yardım etmek istedin, değil mi?
O teu pai não conseguiu encontrar a Sara Patrell e tu querias ajudá-lo, não querias?
Özellikle Sara'nın ailesinin. Ve bu bir ailenin yaşayabileceği en üzücü şeydir.
Especialmente aos pais da Sara, que têm de lidar com a pior coisa com que um pai tem de lidar.
Hala Sara'yı görüyor musun?
Continuas a ver a Sara?
Malmö Emniyeti'nden Saga Noren.
Sara Noren, Polícia de Malmo.
Ama hiç mantıklı değil, Arrow gitti Sara mı geldi yani?
Mas não faz sentido. O Arqueiro se foi, mas a Sara voltou?
Sara mı dönmüş?
Espera. A Sara voltou?
Thea Sara konusunda hiçbir şey bilmiyor.
A Thea não sabe nada sobre a Sara. - E nunca saberá.
- Bu Sara'nındı.
- Era da Sara. - Roy!
- Sara'yla konuştunuz mu?
- A Sara falou contigo?
Sara'nın yerine geçmenin daha az acı vereceğini düşünmüştüm.
Achei que virar... Virar a Sara faria com que doesse menos.
Sara adına savaşmak için yeterince güçlü değilim.
Não sou forte o suficiente para lutar pela Sara.
Belki de konu Sara, Oliver veya önemsediğimiz ve kaybettiğimiz kişiler değildir.
Talvez isso não se trate da Sara, ou do Oliver, ou outros que gostamos e perdemos.
Bildiğimiz kadarıyla Oliver ölmüş olabilir, Sara da kesinlikle öldü.
Até onde sabemos, Oliver pode estar morto e a Sara com certeza está.
Sara. Sara, nerelerdeydin?
Sara.
- Senin için çok endişelendim.
Sara, onde estiveste? Estive preocupado contigo. Desculpa.
Sembolik algoritma yardımıyla Sara'nın sesinin kaydını oluşturdum.
Passei gravações da voz da Sara por um algoritmo simbólico.
Bu geceki siyahlı kadın Sara değildi.
Aquela mulher que andava por aí de cabedal preto não era a Sara.
Ra's peşime düşecek ve Sara hakkındaki gerçeği öğrenecek.
O Ra's virá atrás de mim e saberá a verdade sobre a Sara.
Sara...
Sara...
Sara, lütfen. Lütfen.
Sara, por favor...
Sara'yı özlediğini biliyorum. Ve dışarı çıktığında bütün bu acının yok olduğunu da biliyorum.
Compreendo que sentes falta da Sara e compreendo que, quando estás assim vestida, toda essa dor desaparece.
Son zamanlarda Sara'dan haber aldın mı?
- Tens tido notícias da Sara?
Siyahlı kadının Sara olmadığını söyledi.
Disse-me que a mulher de preto não era a Sara.
Sadece onunla konuşmak istiyorum, Sara olsun olmasın.
Só quero falar com ela, sendo a Sara ou não.
Sara!
- Sara!
Sara Rice?
Sara Rice?
- Sara Rice'tan bir haberin var mı peki?
E a Sara Rice?
Niyetinin kimseye zarar vermek olmadığını biliyorum ama Sara'yı görebildiğini veya..
Sei que não tinhas intenção...
... hayaleti ile konuşabildiğini söylediğinde bu insanların canını çok yaktı.
de magoar ninguém, mas quando dizes que consegues ver a Sara ou o fantasma dela e falar com ela, causas aos outros um grande sofrimento.
Sara'yı öldürttün.
Fizeste-a matar a Sara.