English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sayın

Sayın tradutor Português

25,515 parallel translation
Jüriye Kanıt A ve B'yi sunmak isterim Sayın Yargıç.
Meritíssimo, a Defesa gostaria de apresentar as provas A e B ao júri.
Jüriye Kanıt C'yi sunmak isterim Sayın Yargıç.
Meritíssimo, gostaria de apresentar ao júri a "Prova C".
- İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
Meritíssimo, protesto.
Asıl olaya geri dönsek nasıl olur Sayın Yargıç?
Agora, porque é que não voltamos àquilo que estava previamente agendado, Juiz?
Müvekkilimi soruya yanıt vermesi için uyarın Sayın Yargıç.
Juiz, por favor, instrua o meu cliente a responder à pergunta.
Tanığa başka sorum yok Sayın Yargıç.
Não tenho mais perguntas para a testemunha, Meritíssimo.
Öte yandan son dönemde olanlardan sonra sizin sayınız epey azaldı.
Já vocês, depois do que tem acontecido... São cada vez menos.
" Sayın Castle, hizmetinize ihtiyaç duyuluyor.
" Sr. Castle, precisamos dos seus serviços.
Sayın Wood, lütfen.
Sr. Wood, por favor.
Daha fazla ilgi çekici olmaya devam ediyorsunuz, Sayın Castle.
O senhor está a ficar cada vez mais interessante, Sr. Castle.
Sayın Başkan.
Sr. Presidente.
İyi dilekleriniz için sağ olun, Sayın Başbakan.
Obrigada pelas suas orações, senhora Primeira-ministra.
Sayın Başkan.
- Faça favor.
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama sanırım yanlış bilgilendirilmişsiniz.
Sr. Presidente, peço desculpa, mas acredito que tenha sido mal informado. A sério?
- Sayın Başkan, ben...
- Sr. Embaixador.
- Bakın Sayın Büyükelçi. Beni pek tanımıyor olabilirsiniz.
Pode não saber muito sobre mim.
Sayın Büyükelçi, muhriplerinizi çekin yoksa sabah manşetlerde bizim Meclis'imize düzenlenen saldırı değil sizinkini yerle bir eden saldırı olacak.
Sr. Embaixador, retire os contratorpedeiros. Ou o cabeçalho nos jornais de amanhã não será sobre o ataque ao nosso Capitólio, mas sobre o ataque devastador contra o vosso.
Lütfen Sayın Büyükelçi ilişkilerimiz en başından, daha bu geceden bozulmasın.
Por favor, Sr. Embaixador, quero arrancar com o pé direito esta noite.
Sayın Başkan, hükümetimizle görüşeceğim.
Sr. Presidente, vou falar com o meu governo.
Sayın Başkan, yayına son beş, dört, üç...
Sr. Presidente, entra em direto dentro de cinco, quatro, três...
Sayın Yargıç, savunma dava için 11 numaralı jüri üyesinin reddini talep ediyor.
Meretíssimo, a defesa rejeita a pré-jurada número 11 por justa causa.
Sayın Yargıç, iddia makamı gizli jüri üyesi 22 numaranın dava için reddini talep ediyor.
Meretíssimo, a acusação rejeita o pré-jurado número 22 por justa causa.
Sayın Yargıç.
Meretíssimo...
Sayın Yargıç, bunu konuşabilir miyiz?
Meretíssimo, podemos falar?
Sayın Yargıç, eğer Dr. Masters cinsel sapkınlık suçlamalarını ve 500 dolar para cezasını ödemeyi kabul ederse Bayan Johnson'a yöneltilen suçlamalardan vazgeçecek.
Meretíssimo, a acusação deseja retirar as acusações contra Mrs. Johnson se o Dr. Masters concordar dar-se como culpado da acusação de desvio sexual e pagar uma multa de 500 dólares.
Sayın Yargıç, suçlu olduğumu kabul edeceğim.
Meretíssimo, eu declaro-me culpado.
Sayın Yargıç, ben cinsel sapkınlık suçunu kabul etmeye razıyım çünkü ben bir cinsel sapığım çünkü hepimiz cinsel sapığız.
Meretíssimo, estou disposto a declarar-me culpado de desvio sexual, porque eu tenho desvio sexual, porque todos temos desvio sexual.
Sayın Yargıç, size soruyorum :
Meretíssimo, pergunto-lhe :
Çok derken, Sayın Avukat, tam olarak neyi kastediyorsunuz?
E quando dizes, "muitas", Sr. advogado, a quantas te referes?
Asıl mesaj tarihte altı çizili sayının gösterdiği cümlede gizli.
A verdadeira mensagem está escondida numa única frase indicada pelos números sublinhados na data.
Ofisinizde size bir telefon var, sayın Başkan.
Telefonema para si, Sr. Presidente. No seu gabinete.
Senatör önceki başkanın kendisini pek adam yerine koymamasından hoşnut sayılmaz.
O Senador não gostava, particularmente, da forma como o último Presidente o utilizava como uma marioneta.
Tıpkı gazinoların kart sayıcıları çok iyi olduğu için dışarıda tutabileceği gibi.
Como os casinos com os contadores de cartas.
Dinleyin, tek söylediğim krakerler, ki cesaret cezası için tamamlayıcıydı,... uluslararası suçlularca çalınırsa cesaret cezasını kaybetmiş sayılmam.
Só estou a dizer que não perdia o desafio se os biscoitos, que eram do desafio, não fossem apanhado por bandidos internacionais.
NSA'de bir harekât merkezinde dijital izlerini kulübe dek izlememizi sağlayacak sayıda anahtar kelimeyi birleştirene kadar arkadaşlarının telefonlarını PRISM'den izledik.
Abrimos um centro de operações na NSA, analisámos os registos telefónicos dos teus amigos através do PRISM, até identificarmos as palavras-chave que revelaram o teu rasto digital até à discoteca.
Bir suç dehâsı sayılmazsın.
Não és nenhum génio criminoso.
Sayın Büyükelçi.
Sr. Embaixador.
Sayın Büyükelçi.
- Sr. Embaixador. - Sr. Presidente.
Sağ olun Sayın Büyükelçi.
Obrigado, Sr. Embaixador.
Bu taraftan Sayın Büyükelçi.
Sr. Embaixador, faça favor.
Sayın Başkan.
Sr. Presidente. Os seus óculos.
Ben pek riske girmem ve sen de pek radikal sayılmazsın.
Então, eu não sou muito de arriscar, e tu não és nada radical.
Ben pek "seks gurusu" sayılmam Louise ve bu alan pek benim uzmanlığımın içinde de değil.
Estou longe de ser um "Guru do Sexo," Louise, e difícilmente essa é a minha área de especialidade.
Bill ve Virginia planlamak istediğimiz takip randevularının sayısına itiraz edebilirler mesela.
Tais como o facto de o Bill e a Virginia poderem não concordar com o número de consultas ESTAMOS A ROUBAR-LHES O TRABALHO que gostariamos de agendar.
Bill ve Virginia planlamak istediğimiz takip randevularının sayısına itiraz edebilirler mesela.
O Bill e a Virginia podem não concordar com o número de consultas.
Hatırı sayılır ölçüde kollarını ve bacaklarını kullanabiliyor zihni tam anlamıyla hassas görünüyor.
Não só tem uso considerável dos seus braços e pernas, a sua mente parece ser totalmente responsiva.
38 %'i sayılan oylara göre, Channel 8 Sean Renard'ı Portland'ın yeni belediye başkanı olarak ilan eder.
Com 38 % dos votos, o Canal 8 já declarou Sean Renard o novo Presidente da Câmara de Portland no que parece ser uma maioria.
Zaten az olan sayımızın eksilmesi trajik bir olay.
É trágico perder qualquer um dos nossos poucos membros.
Biraz sıkıcı sayılır. 12 tane falan kitabı var ve her şeyi delicesine tasvir etmeye bayılıyor ama konuya girdiği zaman sanki bir kurabiyeden ilk ısırığını almış gibi hissediyorsun.
É muito entediante, são uns 12 livros e ele tem de descrever tudo, mas, quando ele acerta...
Açıklanamayan kayboluşların sayısı...
A causa de desaparecimentos sem explicação conspirações andam a circular pela Internet.
... oyların nihayet sayılmasıyla Winston Churchill bir kez daha Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda'nın başbakanı oldu.
... depois da contagem dos votos, Winston Churchill é o primeiro-ministro da Grã-Bretanha e da Irlanda do Norte mais uma vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]