Sayın başkanım tradutor Português
557 parallel translation
Sayın Başkanım.
Assessor do presidente, senhor.
Siz böyle söylüyorsunuz sayın başkanım, fakat işte bu da benim düşüncem.
Isso é o que você diz assessor, mas isto é o que eu acho.
Sayın Başkanım? Özellikle Katolik kilise ve okullar bir de siyahların oturduğu bölgelerde çatı gözetlemesi ve helikopter devriyeleri ayarladık.
Sr. Mayor mandámos vigiar os telhados por helicópteros principalmente junto a igrejas, escolas e bairros negros.
Sayın Başkanım, Bayan Maggi ile nasıl... tanıştığınızı duymak için sabırsızlanıyorum.
Caro presidente, estou verdadeiramente ansioso por saber como é que travou conhecimento com a Sra. Maggi.
- Sayın Başkanım, acaba...
- Sr. Presidente, não podemos...
Sayın başkanımızın değerli eşi doğum yapmış...
A adorada esposa do nosso muito admirado Presidente... deu à luz uma... - Menina.
Sayın başkanım, sokaklarımızdaki suçu süpürüp atmamızda bize destek olacağınıza inanıyorum.
Assim, Sra. Mayor, talvez queira juntar-se a mim para varrer o crime das nossas ruas de uma vez por todas.
Sayın başkan, Kızıl Bela var mı?
Disparates! - Senhor Presidente da Câmara... Existe a ameaça vermelha ou não existe?
Fakat adı politik olarak kirlenen Belediye Konseyi'nde, dizginlemek için... verdiğiniz mücadeleyi düşündükçe,... ve parkın inşasının ayrımına vardıkça,... ayrılması gereken kişinin siz olduğunu düşünüyorum sayın başkan.
Mas recordando o seu próprio esforço... e tendo em conta o conhecimento da política do conselho da cidade... e constatando a construção do parque infantil... seria você, assessor, quem deveria ter escolhido.
Yeni bir sorumluluk aldım, Sayın Başkan.
Compreendo a enorme responsabilidade de minhas atribuições.
Sayın Başkan, savcı tanıkları... iddianameyi okumadan mı sorgulayacaklar?
Sr. Presidente, o promotor... interrogará as testemunhas sem a leitura do indiciamento?
Sayın Başkan, Sayın Senatör... bu benim topluluk önüne ilk çıkışım. Aranızdan bazıları... son çıkışın olsun, diyordur. Buna katılıyorum.
Sr. Presidente, Sr. Senador, esta é a minha primeira e aposto que muitos esperam que seja... a minha última, aparição em público.
Ama maalesef, sayın başkan, duruşmayı terk etmek zorundayım, kendi komitemin önemli bir toplantısına başkanlık etmek için.
Porém, Sr. Presidente, desta vez e infelizmente, tenho de deixar estes procedimentos para presidir a uma reunião muito importante do meu próprio comité.
Bay Başkan, sayın delegeler ve benim seçkin İtalyan meslektaşım.
Sr. Presidente, senhores delegados... e o meu distinto colega da Itália.
Sanırım beni anladınız, Sayın Başkan.
Sabe o que é isto, Excelência?
Sayın Başkan, sizi çok acil bir meseleyle ilgili olarak aramıştım.
Estou a ligar-lhe devido a um assunto muito urgente.
Çok az zamanımız kaldı Sayın Başkan.
Resta-nos pouco tempo, Sr. Presidente.
Kanıta ihtiyacım var Sayın Başkan.
Preciso de provas, Sr. Presidente.
Sayın Başkan, size bir şey soracağım.
Deixe-me perguntar-lhe uma coisa.
Karşılıklı şüphelerimizin bedelini ödüyoruz Sayın Başkan... farkındayım, ama aramızdaki duvar yıkılmalı.
Estamos a pagar pelas nossas suspeitas mútuas, compreendo isso, mas temos de derrubar este muro.
Moskova elçilik binasının en üst katındayım Sayın Başkan.
No piso superior da embaixada em Moscovo, Sr. Presidente.
Sayın Başkan, subaylarımı tanıştırayım.
Sr. Presidente, apresento-lhe os meus oficiais.
Sayın Başkan, bu olay doğrulandı mı?
Sr. Presidente, isso já foi confirmado?
Başka bir planımız yok Sayın Başkan.
Não há outro plano, Sr. Presidente. É só isto.
Sayın başkan, komisyon üyeleri,..... bayanlar ve baylar, benim adım Lewis Dixon.
Sr. Presidente, membros da Comissão, senhoras e senhores, chamo-me Lewis Dixon.
Bununla daha önce çok uğraştım, Sayın Başkan. Bilmiyorum.
Tenho reflectido muito, e não sei.
Size minnettarım, Sayın Başkan.
Tem que me agradecer senhor Presidente.
Sayın Başkan yabancıların tutuklanması hakkında bir yorumunuz var mı?
Sr. Presidente... pode comentar as recentes prisões de estrangeiros?
İlk olarak Sayın Başkan, emniyette kadınların katılım alanlarını genişletmeyi düşünüyor.
Por exemplo, Sua Excelência tenciona alargar a participação das mulheres na Polícia.
Sayın Başkan Yardımcısı, Başkan'a en derin saygılarımı iletin lütfen.
Sr. vice-presidente, por favor, mande cumprimentos ao Presidente.
Sayın Başkan, avcılarımızdan ikisi, saldırıya uğradı.
Sr. Presidente, dois dos meus homens estão debaixo de fogo.
Savaşçılarımız arasında, hâlâ düşmanca duygular besleyenler olabilir, Sayın Başkan.
Sr. Presidente, ainda há muita hostilidade nos nossos guerreiros.
Ve Los Angeles Seçim Kurulu Başkanından aldığımız bilgiye göre kayıtlı oyların % 42'si sayıldı.
Do registo de L. A., sabemos que 42 % dos eleitores já votaram.
Ama korkarım, böyle bir dönemde... geçici çözümler üretmeye çalışmak oldukça tehlikeli olur Sayın Başkan.
Mas creio que é muito perigoso... utilizar medidas temporárias numa altura destas.
Biliyorum, Sayın Belediye Başkanı'm. İzin verin, anlatayım.
Eu sei, eu sei, Sr. Presidente da Câmara, mas deixe-me explicar!
Abartmayalım, Sayın Başkan.
Senhor presidente, não dramatizemos.
Sayın Başkan, izin verirseniz size yardımcı olayım.
Sr. Presidente da Suprema Corte... Permite que eu o ajude?
Sayın Başkan, bu kişisel ve gizli mesajı size ithafen kayda alıyorum çünkü ulaştığım sonuçlar yürüttüğüm soruşturmanın limitlerini bir hayli aşmakta ve doğrudan ulusal güvenliğimizi ilgilendirmektedir.
Sr. Presidente, envio-lhe esta mensagem, confidencial, por um portador pois as conclusões a que cheguei estão bem além dos limites de minha investigação... e ameaçam a segurança do Estado.
Saygılarımla dikkatinize sunarım Sayın Başkan.
Que Deus o guarde, Sr. Presidente. Aceite respeitosamente meus cumprimentos,...
Sayın Başkan, sanırım artık uzlaşmaya varabiliriz.
Sr. Presidente, parece que afinal é possível chegar a acordo.
Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım.
Comissário. Sr. Presidente.
Bizi salın, Sayın Başkan gidip hepsinin kökünü kazıyalım!
Autorize, Sr. Presidente, e acabaremos com a raça deles!
Söylediğinizin kulağa ne kadar delice geldiğinin bilmem farkında mısınız sayın Başkan?
Não sei se se apercebes quão disparatado isso parece, sr. Presidente.
Sayın Başkan, henüz bütün gerçekleri inceleme fırsatım olmadı.
Sr. Presidente, eu não tive a oportunidade... de rever os factos todos ainda.
Evet Sayın Başkan. Adım Norman Kane.
Sim, Sr. Presidente, chamo-me Norman Kane.
Sayın Meclis Başkanı, kamara üyeleri, az ve öz konuşacağım. Maalesef, tam sınavlarımın ortasında Başbakan oldum.
Sr Orador, membros da Câmara, vou ser breve, porque infelizmente fiquei Primeiro Ministro exactamente durante os meus exames.
Sayın Meclis Başkanı, kamara üyeleri, az ve öz konuşacağım. Maalesef, tam sınavlarımın ortasında Başbakan oldum.
Sr. Presidente da Assembleia e Membros da Câmara, serei breve, pois tornei-me Primeiro-Ministro a meio da época de exames.
Bay Başkan sayın bakanı bu kadar demokratik olduğu ve mahkumlara demokratik bir hakları olan aç kalma haklarını verdiği için kutlarım.
Sr. Presidente, louvo o ministro por ser tão democrático que dá aos presos o direito democrático de se deixarem morrer de fome.
Sayın Başkanım, hadi biraz temiz hava alalım.
Senhor presidente, vamos apanhar um pouco de ar.
Sayılardaki hızım, sınıf başkanı olduğum onca yıl diorama da kazandığım ödüller, onlara hiçbirşey ifade etmiyor mu?
A minha velocidade com os números, os meus anos a serviço de supervisor os meus prémios em dioramas. Não têm importância para eles?
- Kayıt dışı mı sayın başkan? - Elbette.
- Ninguém nos ouve?
başkanım 138
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27