Sizde tradutor Português
4,763 parallel translation
- Sizde irtibat bilgileri var mı?
Tem o contacto dele? Não, desculpe.
Sıra sizde!
Bem, � a tua vez!
Dosyalar sizde.
Você tem os arquivos.
Ama sizde pankreatik sıvı kaçağı var ve ben de diyaframı ağırlaştıracak bir şey olabileceğini, bunun da omza yöneleceğini düşündüm ve bam!
Mas tem uma fuga do fluido pancreático. Então, pensei que talvez houvesse alguma coisa a agravar o diafragma, que está a refletir no ombro, e toma!
Şu an sizde bir terörist oluyorsunuz.
É isso o que você é, uma terrorista.
Yaptığı iğrençlikleri sizde burada duydunuz.
Ouviu as coisas nojentas que ele fez.
Efendim sizde... geçmişi geçmişte bırakmamız gerektiğine inanmıyor musunuz?
Acha... que podemos deixar o passado para trás, senhor?
Taktik ekibi, sıra sizde.
Equipas tácticas, entrem em acção.
sizde herşeyi biliyorsunuz, değil mi?
Vocês sabem tudo, não é?
Sizde de Thomas'ın hastalığından varsa nasıl böyle iyi olabiliyorsunuz?
Como é que estão bem, se têm a mesma doença que Thomas tem?
Tabii, daha iyi fikriniz varsa kulağım tamamen sizde.
A menos que tenha um método melhor. Nesse caso, sou todo ouvidos.
O yüzden elmaslarınız sizde kalsın.
Então fica com os teus diamantes.
Sizde kimsiniz?
Quem diabo são vocês?
Ve sizde birkaç şeyle ilgilendiniz.
E então, os dois trataram das coisas.
Onlar hala sizde değil mi?
Vocês ainda os têm, correcto?
Sizde istediğimiz bir şey var ve açıkça görülüyor ki bizde de sizin istediğiniz, kısacası birbirimizle anlaşmamız gerek.
Voce tem alguém que eu quero, e temos alguém que voce quer, vamos ver como nos entendemos.
Sizde sıkıntı yok.
Deixe-se estar.
Sizde bu?
É só o que tens?
Çay var mı sizde?
Vocês servem chá?
Para sizde kalsın istemez misiniz?
Não querem ficar com o dinheiro?
Herkes... - Sizde dahil.
É toda a gente, a contar consigo.
- Kayıt sizde mi?
- Tem o ficheiro?
Sizde onu ayıracak güç var.
Você tem o poder para o poder arrancar.
Sizde güzel bir izlenim bırakmak istedim ama görünen o ki, asıl sorun kıyafetim değil.
Eu queria causar uma boa impressão, mas, obviamente, que a minha t-shirt não é o problema.
- Ne yaptığını anladım. - Bu konuyu konuşacağız. Tamam, telefonum sizde var.
Bom, têm o meu número, posso começar amanhã.
Fakat eminim ki sizde hiç kimsenin beklemeyeceği bir hikaye vardır.
Certamente que esconde uma história que ninguém espera.
Ben haber verirken sizde imzanızı atar mısınız?
Pode assinar enquanto ligo?
- Kısacası komuta tamamen sizde olacak.
Estará totalmente no comando.
- Benny sizde mi?
- Sim.
Artık bir aileyiz. Benim de sizden bir ricam olsa eminim sizde anlayışla yardımcı olurdunuz.
Mas agora somos uma família, tenho a certeza que se alguma vez precisar de um favor... vais estar disponível.
Evet, Hope bir daha sizde kaldığında yatak odamızda onun kutusunu yağlayacağım.
Da próxima vez, vou lhe dar um bom tratamento na arca dela.
Sıra sizde.
É a tua vez.
Şimdi sizde de olan şişman hastalığınla ilgili bir reklam var.
Agora aqui vai um anúncio sobre um doença de obesos que têm.
Tamam, dedektifin dosyası sizde,... artık ikiniz yalnız çalışıyorsunuz.
Tem os arquivos do caso do detetive, agora trabalhem nisso sozinhos.
Sizde Noel vardı, değil mi?
Um rabugento. Comemoravam o Natal, certo?
Sizde adet mi?
A vossa tradição?
Ama sizde Ben Judah'ın fotoğrafı olduğundan siz daha iyi bilirsiniz.
Mas sabe disso, tem uma foto de Ben Judah na sua agenda.
Neden telefonu sizde?
Porque está com o telemóvel dela?
Etkilendim. Sizde doğal bir yetenek var.
Estou impressionada.
Eğer sizde Jordan Belfort'un Doğrusal İkna Sistemi Semineri'ne katılma cesareti yoksa nasıl para kazanmayı bekliyorsunuz ki?
Se não têm coragem de ver o Jordan Belfort nos seus seminários de persuasão, como é que querem ganhar dinheiro?
Masaj yapma sırası sizde artık, hanımlar.
Minhas senhoras, está na hora de participarem.
Kocam sizde omurilik zedelenmesi olduğuna dair bahse girdi ama benim gibi olanları bir mil öteden bile tanırım.
O meu marido apostou que tinha uma lesão na coluna vertebral, mas consigo reconhecer uma como eu à distância.
Sizde...
Tem...
Bir arkadaşım domuzları topluyordu ve sizde gerçek bir domuz dışında gördüğüm en büyük domuz vardı.
Um amigo estava a coleccionar porcos e o senhor tinha o maior que já tinha visto, sem ser um verdadeiro.
Bak, Luther'ın dosyaları sizde.
Têm os ficheiros do Luther.
-... ki bunların hepsi de sizde görülüyor.
- Tudo comportamentos que exibem.
Sizde olmayan ruhdan bahsediyorsunuz.
- Que vocês obviamente não têm.
Şimdi sıra sizde.
Agora é a sua vez de fazer a entrega.
Sizde de değişik olmaz mı?
E não seria estranho?
Sizde kalabilir.
Pode ficar com ele.
Pekala, sizde ne var ne yok?
E vocês?