Sizden tradutor Português
10,870 parallel translation
Sizden, onunla ilgilenmenizi istemiş miydi?
Então, ela queria que tomasse conta dela?
Bunu daha önce sizden duymuştum.
Ouvi-te a ti e ao Abraham dizer isso antes.
Sağlıklı olmak için mi sizden kaçtım zannediyorsun?
Pensam que fugi de vocês, por causa da minha saúde?
Şimdi bende sizden aynı tevazuda destek istiyorum.
De James Monroe a Susan Ross,
- Sizden korkmak için hiçbir sebebim yok.
Não tenho razões para ter medo de ti.
Hatırlıyor musunuz bilmiyorum ama bütün savaşçılarınızı almışlardı sizden.
Não sei se se recordam, mas eles levaram-vos os guerreiros.
Pardon bayan ama kolunuzda bilekliğiniz ve ve idari bir belgeniz olmadıkça sizden geri dönmenizi isteyeceğim.
Desculpe, senhora, mas a não ser que tenha uma pulseira ou formulário de licença, tenho de lhe pedir para se ir embora.
Kanıtı sizden alacaktır.
Ela irá levar as provas.
Sizden öğrenecek çok şeyim var General.
Tenho muito a aprender consigo, Obergruppenführer.
- Sizden bunu yapmanızı istemedim.
- Não pedi para pagar.
Böyle bir şeyi ilk defa sizden duyuyoruz.
- É a 1ª vez que ouvimos isso.
Onu geri almak için bir direniş oluşturdum ama önce sizden bir şey istiyoruz. - Ne gibi?
Criei uma resistência, e posso libertá-lo, mas... precisamos da sua ajuda.
Eğer sizden de mala asılmanızı istediyse, yapmamanızı tavsiye ederim.
- Mais doadores? Se ela pediu-lhes para se masturbarem, eu não aconselho.
Sizden bu kriz ve kaos zamanlarında insan olarak kim olduğumuzu hatırlamanızı istiyorum.
Peço-vos, durante este tempo de crise e caos, que se lembrem de quem somos como povo.
Tüm istediğim sizden oturma odasını iyice boşaltın ki Kevin'a yeni Opera dansımdan bir şeyler gösterebileyim. Niye bir şeyler gösteriyorsun ki? Dansın hepsini yap.
Eu vou, só peço que tirem a mobília da sala para mostrar alguns passos novos ao Kev.
Sizden yemeği ansızın iptal ettiğim için özür dilemek istiyorum.
Queria pedir desculpa por cancelar a festa tão abruptamente.
Böyle küçük işlerle uğraşmayı yüreksiz amip gibi, yani Charles gibi birinden beklerdim ama sizden değil, efendim.
Esperava esta mesquinhez de um invertebrado como o Charles, mas não de si. - Não sou invertebrado.
Beni vurduysa sizden birinin peşine düşmeyeceğini kim söylüyor?
Se ela atirou em mim, quem diz que não vai atrás de um de vocês?
Ancak eğer bir yanılgı yaşamıyorsanız birisinin sizden faydalanmaya çalışması muhtemeldir.
Se, no entanto, não está experienciar ilusões pode ser que alguém esteja a tentar aproveitar-se de si.
- Bay Reese, nihayet sizden bir...
Sr. Reese, que alívio ouvir... Sr. Reese?
Laboratuar deneyimim sizden fazladır.
Tenho mais treino de laboratório.
Ben! Sizden bahsediyor olmalılar Leydi Ben!
- Devem referir-se a si, senhora Eu.
- Sizden kabul edemem.
Não aceitaria isso de si.
Sizden uzakta bir yere.
Para bem longe de vocês.
Şimdi, sizden bunları aşağıdaki eksperlerden birine götürmenizi istiyorum. Beklemesi çok sürmez.
Quero que levem isto a um dos juízes ao fundo do corredor.
Miracle halkı bu kural ve düzenlemelere saygı göstererek vatan dedikleri bu muazzam yeri koruma sürecinde onlara katılmanızı sizden rica ediyor.
Os residentes de Miracle solicitam que se juntem a eles na preservação deste local extraordinário a que chamamm de lar, honrando as regras e regulamentos.
Kimse bunları sizden alamaz.
E ninguém pode tirar-vos isso.
Bu işi nasıl yapacağımdan çok daha fazla şey öğrendim sizden.
Aprendi muito mais do que apenas como fazer o trabalho.
Sizden yapmanızı istediğim, aracınızı çekmeniz.
Sabe, o que eu gostava que fizesse é que movesse o seu veículo. - Agora!
Şimdi sizden biraz sabır göstermenizi rica ediyorum.
Agora peço que tenham paciência, está bem?
Sizden izin almadan evinize gelip bazı verileri toplamamalıydı.
Ele não devia ter ido a sua casa recolher dados sem permissão.
Bayım, sizden çıkmanızı rica ediyorum.
Senhor, vou ter de lhe pedir para sair.
Sadece raporları çelişkili buldum, doğrudan sizden duymak istedim.
Bem, tem havido notícias contraditórias e eu só... queria ouvir directamente de si.
Ama daha ileri gitmeden önce, gerçekleri sizden duymasının gerektiğini düşündüm.
Mas, antes de ele ir mais longe pensei que ele deveria saber a verdade de si.
Sizden bir telefon aldıktan sonra kapıdan dışarı çıktığını hatırlıyorum.
Lembro-me de receberes uma chamada e saíres porta fora.
Bilemiyorum, istersen bana deli de ama sizden o bokları satın alanlar bana pek insan gibi gelmediler.
Não sei, é curioso... as pessoas compram-te aquelas porcarias. Chama-me maluco, mas eu nem sequer as considero pessoas.
Sizden kurtulacak olsam uyarısız olurdu bu Bay Walsh.
Se eu fosse mata-lo não avisava, Sr. Walsh.
Sizden önce varırlar oraya.
Devem chegar antes de vocês.
O beni gönderdi, size ulaşmam ve sizden... yardım istemem için.
Ela pediu-me para contactá-lo e oferecer-lhe a sua... A nossa ajuda.
Ayrıca Sybbie'yi sizden koparmıştım.
E, além disso, afastara a Sybbie de vocês.
Sizden bu konuda tanıklık etmenizi istiyoruz.
Queremos que testemunhe nesse sentido, como demonstração do caráter dele.
Tamam, başlangıç olarak sizden biri.
Muito bem, para começar, ele é um de vocês.
Bu benim kuralım. Ayrıca sizden ayrılmak zorunda kalırdım.
É uma regra que eu tenho.
Onu sizden çalmaya çalıştım ama yalnız devam ederim daha iyi dedi.
Tentei roubar-vo-lo, mas ele disse que preferia trabalhar a solo.
Ayrıca, sizden bir arkadaşınıza ihanet etmenizi istediğimizi de biliyoruz.
E também sabemos que lhe pedimos para trair um amigo.
Çünkü namınız sizden önde yürüyor, Bay Zuma.
Porque a sua reputação precede-o, Sr. Zuma.
Sizden çaldığımız için özür dilerim.
Desculpem por vos roubar.
Henry sizden başka hiç kimseden hiçbir şeyden bahsetmiyor.
O Henry não fala mais nada nem de mais ninguém.
Ama sizden o mektubu bulmanızı istiyorum.
Mas preciso que encontrem essa carta.
Sizden değil, kendimden.
Não de ti, de mim.
Bu sizden bekleyeceğim bir davranış değil.
Não é o comportamento que esperaria de si.