Sî tradutor Português
70,866 parallel translation
"Kendi içinde parçalanan bir yuva, ayakta kalamaz."
"Uma casa dividida contra si mesma não subsistirá."
Senin için değeri demek istedin.
O valor dele para si, quer dizer.
Fortitude'u senden kurtarmayı seçiyorum.
Escolho salvar Fortitude de si.
Onu sana getirmemi mi istiyorsun?
Pois, quer que o traga até si?
Artık sana ihtiyacım yok.
Não preciso de si.
Benden istediğin şeyi yapmayacağım. Bu konu senin için kapanmıştır.
Não vou fazer o que pediu e este assunto termina aqui para si.
Sana onay verdim.
Intercedi por si.
Burada işin yok.
Não há nada para si aqui.
Kendinden utanmalısın.
Devia ter vergonha de si mesma.
Sana güveniyorum.
Eu confio em si.
Tam anlayamadım ama...
Percebo as palavras em si.
"Irk" ve "skandal" kelimelerini işittiğimde nedense aklıma siz geldiniz.
Quando ouvi as palavras "raça" e "escândalo", lembrei-me logo de si.
- Sen de al.
- E para si.
O dövmeleri kendin mi yaptın?
Fez essas tatuagens em si próprio?
Dediğim gibi kimsem yok ve senden hoşlandım.
Tal como disse, todos partiram e eu gosto de si.
Yeni Taurus'u bayilerde görebilirsiniz.
Veja o novo Taurus num concessionário perto de si.
Kıyametin Karanlık Binici'si,... seni çağırıyorum.
Cavaleiro Tenebroso do Apocalipse, eu conjuro-o.
Bu iblislerin de o varà ® si aradığına inanıyorum.
Acredito que estes malditos também estão à procura.
Göreceğiniz üzere, çerçeve zarar görmüş durumda fakat kapının kendisinde bir sorun yok.
Como irá ver, a estrutura foi remendada, mas a porta em si está intacta.
Yaptığım işi senin için yapmadım.
O que fiz, não fiz por si.
Bay McGill, ortam size uygun mu?
- Mr. McGill, isto está bem para si?
Anlaşmanın sizi ilgilendiren kısımları şunlar James.
Os termos do acordo, para si, James, são :
Sen olmasan yapamazdık. Umarım önümüzdeki süreçte çok daha fazla çalışacağını fark etmişsindir.
- Não o teríamos conseguido sem si e espero que perceba que isto significa que vem aí imenso trabalho.
Yedi uyar mı?
Às 19 horas é bom para si?
İçinde iyilik var.
Ele tem bondade dentro de si.
Tabii ki bu kasetin güçsüz bir kanıt olduğunu biliyordum ama başlangıçtı.
Por si só, sabia que a cassete seria um quanto frágil, mas era um começo.
Tahminimce Jimmy bu kasetin asıl kanıt olduğunu düşünmüştür.
Creio que o Jimmy achou que a cassete era uma prova decisiva por si só.
Bay McGill, size sadece tek bir sorum var.
Mr. McGill, tenho apenas mais uma pergunta para si.
Eğer batırırsa, ki ne denli muhtemel olduğunu biliyoruz PPD'si geçersiz olacak ve o bir yıl sonsuza kadar uzanacak.
E, se ele fizer asneira, o que ambos sabemos que é provável, o PPD dele termina. E esse único ano pode tornar-se numa eternidade.
Sizi bir yıldıza dönüştüreceğim.
Vou fazer de si uma estrela.
Televizyon reklamları senin için çok pahalı diye mi düşünüyorsun?
Achava que a publicidade televisiva era muito cara para si?
Kendine bir bak.
Olhe para si.
Bütçene uygun bir fiyata seni TV yıldızı yapabilirim!
Posso fazer de si uma estrela de TV por um preço acessível.
Artık dünyaya seni ve işini duyurmamız gerek.
O mundo precisa de conhecê-lo a si e ao seu negócio.
Biz buraya muhteşem Albuquerque şehrine fayda olsun diye geldik, senin için değil.
Estamos aqui pelo bem da grande cidade de Albuquerque. Não por si.
Yedi tane daha çekip seni tüm evlerin unutulmayacak bir ismi hâline getirebiliriz.
Podemos gravar mais sete e dar-lhe uma exposição que vai fazer de si um nome de referência.
Seni sevdim ve yardımım dokunsun istiyorum.
Gosto de si.
Sanıyorum senin için de uygundur?
Presumo que, por si, esteja tudo bem?
Sana şanslı mavilerden verelim.
Aqui está um três sortudo para si. Muito bem.
Tamamdır, al bak bu benden sana özel.
Aqui está um por minha conta. Só para si.
Nancy'nin N'si.
N de "Nancy".
Güzel Genlerin G'si.
G de "grande geração".
Belki de konu para değildir.
Bem, talvez não seja pelo dinheiro em si.
İki baş parmağı, bir şişe Zafiro'su ve ortak fonun % 20'si kimde?
Quem tem dois polegares, uma garrafa de Zafiro e 20 por cento do fundo comum?
Ben sadece kendini zorlamamanı tembihliyorum.
Estou apenas a pedir para se precaver e não exigir demasiado de si mesmo.
Bir telefon kullanmak senin için çok zor olmalı.
Usar um telefone deve ter sido difícil para si.
Bu ne hissettirdi peki?
O que é que significa para si?
Seni de Howard. Nasıl gidiyor?
- Também a si, Howard.
- Sana da Howard.
Para si também, Howard.
Seni dava edeceğim!
Vou processá-lo a si, pessoalmente.
Ama senin için çok pahalı olur.
Mas, para si, é caro.