Sınıfta tradutor Português
2,747 parallel translation
Denedim, 7. sınıfta olmama rağmen ve hiç de iyi sonuçlanmadı, hiç kimse için.
- Já experimentei, foi no sétimo ano e não terminou bem para ninguém.
Her gün sınıfta oturup, sana Bay Fitz demek çok zor.
É demasiado difícil sentar-me todos os dias nesta sala e chamar-te "Sr. Fitz".
Ben bunu yaptığımda 9. sınıfta okuyordum, ve oraya tekrar geri dönmek için istekli değilim.
Eu saí do armário no nono ano. E eu não quero voltar para lá de novo.
Sınıfta her zaman en akıllı, en ufak en korumasız olan kişi oydu.
Ele foi sempre o mais pequeno, o mais novo, o mais esperto da classe.
Her gün sınıfta oturup sana Bay Fitz demek çok zor.
É demasiado difícil sentar-me todos os dias nesta sala e chamar-te "Sr. Fitz".
8. sınıfta her gün buraya gelirdik.
Vínhamos aqui todos os dias no oitavo ano. E até viemos depois.
Sınıfta birileriyle kâğıtla yazmışmış herkes düşmanlarınızın karşısında birilerine mesaj yollamanın ciddi sonuçları olabileceğini bilir.
Alguém que já passou um recado na sala de aula sabe que pode haver sérias consequências em enviar mensagens em frente ao inimigo.
Hepsi bizimle birinci sınıfta mı uçacak?
Vão estar todos connosco em primeira classe?
Sınıfta söyleyecektim, ama hazır buradayken söyleyeyim.
Ia dizer-te na aula, mas aqui estás tu.
Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım ilk önce bana çocuk dedin sonra da sınıfta beni korumaya çalıştın.
Nunca na vida me senti tão envergonhada. Primeiro, queixas-te por eu ser imatura e depois ages assim na aula, como se eu precisasse de ser protegida?
Sınıfta olanlar için üzgünüm.
Desculpa pelo que aconteceu na aula.
Kütüphane kitaplarını getirmedi diye mi sınıfta kalacak?
Não passa por causa dos livros da biblioteca?
Üçüncü sınıfta görüşürüz Bay Nethercott.
Vemo-nos no terceiro ano, Mrs. Nethercott.
Yoksa, ikinci sınıfta görüşürüz.
Caso contrário, vemo-nos no segundo ano.
Ya bana yardım edersiniz ya da sınıfta kalırım?
Não faço ideia. Ajudas-me ou tenho de repetir o segundo ano?
Üçüncü sınıfta kütüphaneye daha çok geleceğimizi duydum.
Ouvi dizer que os do terceiro ano vêm à biblioteca ainda mais vezes.
Sue şartsız takımına girdi. Brick üçüncü sınıfta geçti, Axl B + aldı.
A entrada da Sue para a equipa de corta-mato, a passagem do Brick para o terceiro ano e o Bom Menos do Axl.
Cuma günü sınıfta olmadığınızı da.
Nem do dia que faltou na sexta.
Ne zamandan beri sınıfta öğretmenin konuşmadığı öğrenci oldum?
Desde quando é que me tornei a criança da sala para quem o professor não faz perguntas?
Yedinci sınıfta hayır der diye Jason Clause'a Sadie Hawkins dansına gitmeyi teklif etmemeni hatırlıyor musun?
Lembras-te quando andavas no sétimo ano e não querias convidar o Jason Clause para ir ao baile da Sadie Hawkins porque tinhas a certeza que ele iria recusar?
Son sınıfta, bütün ülkede en iyi oyun kurucuydunuz.
O melhor quarterback do seu último ano de faculdade.
- Evet, zeki çocuklar var sınıfta.
- Tem aqui alguns alunos brilhantes.
Yedinci sınıfta nasıldın görmek isterdim.
Quem me dera ter-te conhecido no 7.º ano.
Anladım, bu, Tom. - Washington'a en son ne zaman geldin sekizinci sınıfta okul gezisinde mi? - CIA'den misiniz?
I get "este é o Tom".
- "Birinci sınıfta uçmalıydım" mı diyordun?
"Por que não apanhámos um avião comercial?"
Ne zaman kalbim kırıldıysa, yani 10. sınıfta, 11. sınıfta 12. sınıfta ve 12. sınıfın yaz tatilinde Wayne benim yanımdaydı.
Quando parti o meu coração no 10º ano, 11º ano, 12 º ano, e no verão após o 12 º ano, O Wayne esteve lá para mim,
11. sınıfta, babanın bizi Yunanistan'a götürdüğünü hatırlıyor musun?
Lembras-te no 11 º ano quando o teu pai nos levou á Grécia?
Salı günü seni sınıfta görmek isterdim.
Não foste à aula na terça-feira.
Çevirmen olsaydım sürekli sınıfta olurdum çünkü normal çalışma saatlerim olurdu.
Se fosse tradutora, eu iria às aulas regularmente.
Yanlış sınıfta olduğunu biliyorsun değil mi?
- Olá. Sabes que estás na sala errada, não sabes?
8. sınıfta matematik sınavındaki kopyama benziyor.
Parece o meu copianço para a prova final de matemática do 8º ano.
Bu her neyse Bay Palmer, 8. sınıfta öğrenmediğine eminim.
O que quer que isto seja, Sr. Palmer, tenho a certeza que não o aprendeu no 8º ano.
Burada, bu okulda aynı sınıfta okuduk.
Fomos da mesma turma, aqui, nesta escola.
Ayrıca 7. sınıfta dolabıma o ördeği senin koyduğunu da biliyorum.
E sei que foste tu que puseste um pato no meu armário no sétimo ano.
Benim oğlan Bodie son sınıfta bu yıl.
O meu filho está no último ano.
Birinci sınıfta oda arkadaşımla yattım. - Yalan.
Dormi com a minha companheira de quarto no 1.º ano da faculdade.
Bunu sınıfta ensesinden tahtayı göremediğim çocuğa anlat sen.
Diz isso ao grandalhão que se senta à minha frente.
Sınıfta iyi çuvallamıştın.
Estiveste mal na aula.
Bu kızla fizik dersinde aynı sınıfta olduğumuza eminim.
Tenho quase a certeza que ela está na minha aula de anatomia.
9. sınıfta kollarını geçmeyen saçları olan tek kişi o olduğunda ve sınıf "3. Pürüzsüz Kel" diye dalga geçince de ben konuşmuştum.
E eu falei com ele quando, no nono ano, era o único sem pêlos nos sovacos e todos lhe chamavam "Sua Alteza Sovaco Liso III".
Pekala, tam olarak geri zekalı değilsen, sınıfta yaptığın o salakça dans neydi?
Tu não és idiota então que dança foi aquela na sala.
Yedinci sınıfta.
No sétimo ano.
Dokuzuncu sınıfta.
No nono ano.
Bir ders boyu sınıfta kalmayı başaramadım bir türlü.
Não me conseguia sentar numa aula.
Ama hayatının bir döneminde, altıncı sınıfta bir kız ya da bir sürü kız sana gülümsedi Jamie birden iyi olduğu bir alan keşfetti.
Mas digamos que, no 6º ano, uma rapariga sorriu para ti... Bem, muitas raparigas sorriem para ti. Significa que o Jamie é bom em alguma coisa afinal.
Aslında, o beşinci sınıfta oldu.
Por acaso, foi no 5ºano.
- Sınıfta bekle.
- Fica com a turma.
Bana sınıfta ne olduğunu anlat Maruge.
Diga-me o que aconteceu na sala de aula, Maruge.
Onun gibi yaşlı bir adam, çocuklarla dolu bir sınıfta olmamalı.
Um velho como ele não pertence a uma sala de aulas cheia de crianças.
Sınıfta nasıl peki?
Como lhe está a correr as aulas?
5. sınıfta.
5º ano.