Tatil tradutor Português
3,962 parallel translation
RNC yeni yayına sürdüğü reklamda tatil günleri için Obama'ya çatmış.
O RNC lançou um anúncio a criticar o Obama pelos dias de férias.
Obama 61 gün tatil yapmış.
O Obama tirou 61 dias de férias.
Bu açıdan ilk döneminde Reagan 112 gün George W. Bush da 180 gün tatil kullanmış.
Por esta altura do primeiro mandato, o Reagan tinha tirado 112 e o George W. Bush tinha tirado 180.
Annem tatil yapsın diye kardeşlerime yemek yapardım.
Cozinhei para o meu irmão, irmã e mãe, só para ela poder descansar um pouco.
Sekiz haftalık tatil ve karşılığı küçük, yumru bir kafa.
Oito semanas de folga com salário, e tudo por causa de uma pancadinha na cabeça.
İş yerinde bir kafa travması geçirdim. Ve onlar da bana sekiz haftalık ücretli tatil verdiler.
Magoei a cabeça no trabalho e deram-me oito semanas de folga pagas.
Eminim o küçük bir tatil yapıyordur.
De certeza que está só a tirar uma pausa.
İkimiz de tatil için izin alırız.
Nós dois temos férias para gastar.
Hem de böyle bir tatil gününde.
E num dia como hoje...
Kızarmış patatesleri icat eden adam adına resmi tatil falan olmalı bence.
Acho que devia haver um feriado nacional para o individuo que inventou as batatas fritas.
- Gelin tatil fotoğrafı çektirelim. - Noel kartlarını çoktan yolladım, Oliver.
Já enviei os nossos cartões de Natal, Oliver.
Sana söylemiştim, parti falan istemiyorum. Ama sen umursamadım bunu. Çünkü buraya tatil sevinciyle geldin.
Eu disse-te que não queria uma festa, mas tu não te importaste porque estavas obcecado com as festas.
Şükran Günüyle Serena'nın haziran gelini olmasının arasında dört büyük tatil var.
Quatro feriados importantes separam a Acção de Graças e a Serena se casando em junho.
Akılsız kapıcımın tatil ikramiyesine mal oldun.
O idiota do porteiro vai perder o bónus por tua culpa.
Senin gibiler için fazla elit bir tatil mekanından bahsettiğini umuyorum.
Espero que estejas a falar de um local de férias que seja demais para o teu tipo.
Tatil planlarınızı yarıda kesmek zorunda kaldığınız için üzgünüm, Bay Kersey.
Sinto muito por interromper o seu feriado, Sr. Kersey.
Bu tatil tamamen yapmacık.
Este feriado é uma fraude.
Haftalardır ilk tatil günümüzdü.
Era a nossa primeira folga durante semanas.
Her ne kadar Yılbaşı'nı kutlamasam da tatil sezonunu seviyorum sen ve Tony bir araya geldiğiniz için sevindim.
Mesmo que não comemore o Natal... Adoro a época de festas. E estou muito contente que você e o Tony estejam juntos.
Bunu burada, ailenin tatil evinde yapmayı tercih ettin, değil mi?
Tu decidiste fazer isto aqui, na casa de férias da tua família, certo?
- Tatil neşesinden faydalanabiliriz.
Aproveitar o espirito festivo.
Ülkemizde iki kültürün bir araya gelişini kutladığımızda tatil yaparız.
Temos um feriado no nosso País que celebra a união de duas culturas.
Ama bu akşam, tatil ruhu ile bizim olan her şey sizindir.
Mas esta noite, no espírito daquele feriado, o que é nosso, é de vocês.
Kuveyt'te bir tatil yeri.
Um resort no Kuwait.
Tatil önerisi için teşekkürler ama biraz acelemiz var.
Não é que não agradeçamos a sugestão de férias, mas estamos com um pouco de pressa.
Bilirsin işte, tatil falan, bir yere giderim, birileriyle görüşürüm falan diye.
Tu sabes, bem, é feriado e tenho lugares para estar, pessoas para ver.
Uyuşturucu satıcılığından Rikers'ta * beş yıllık bir tatil yapmış.
Acabou uma pena de cinco anos em Rikers, por tráfico de droga.
Birinci sınıf er Hernandez, güneşli tatil yerine gelmiş gibi görünüyorsun...
Bem, Soldado de Primeira Classe Hernandez, parece que aterrissou em um resort ensolarado.
eğer şanslıysak çok kısa bir tatil geçireceğiz.
Um dos poucos feriados que folgamos, se correr bem.
It's just... ben sadece gerçekten tatil partisine ve santa hediyelerine bakmıştım.
Eu só... na verdade esperava a festa de Natal e o Amigo Oculto.
Tatil için Macao'ya gidiyordum ve burada biraz mola vermeye karar verdim.
Estava a caminho de Macau para o feriado e decidir fazer uma paragem aqui.
Umarım gerçekten iyi bir tatil geçirirsin ve seneye görüşürüz.
Espero que tenhas um bom feriado. A gente vê-se no ano que vem.
Bu hafta sonları, gerçek hayattan kaçacağımız tatil anları olacaktı.
Estes fins de semana eram para ser férias da vida real.
Sonuçta tatil.
São férias.
Ayrıca, tatil yaklaşıyor bu yüzden, süslerimizi en kısa zamanda hazırlamalıyız yoksa Noel Baba bizi nerede bulacağını bilemez.
Hey, precisamos de mais café, La Bamba. Andy, aqui não é o lugar onde você conta pra alguém "eu te amo".
Andy'ye gidip tatil heyecanı zamanına kadar bize borç verebilir mi diye soracağım.
Sophie, isto está lhe fazendo algo?
Söylemeden edemeyeceğim, terapistim anksiyete ilacımı değiştirdiğinden ve ben de dışkımdaki kanı dert etmemeye başladığımdan beri geçirdiğim en güzel tatil bu.
Tenho de dizer-vos, deve ser o feriado mais divertido que tive desde que o meu terapeuta me mudou a medicação para a ansiedade e me deixei de preocupar com o sangue nas fezes.
Böylece DVD'nizi herkesten önce ve tatil sırasında almış olursunuz.
Assim, vão garanti-lo antes de toda a gente e a tempo das festividades.
Ve tatil demişken.
E falando de festividades...
Biliyorsunuz tatil dönemi geliyor.
As festas estão à porta.
Eğer şimdi sipariş verirseniz, tam olarak tatil döneminde elinize geçer.
Se encomendarem agora, vão consegui-los a tempo das festividades.
Anne, bu güzel tatil gününde, misafirperverliğine ve masadaki garnitürlere karşı olan borcumu ödemek için, Arabamla seni ve Sal'ı New York'a götüreceğim, böylece tren biletine para vermeniz de gerekmez.
Para agradecer pela sua hospitalidade, e por toda esta abundância de fim de ano, vou levá-la a si e ao Sal a Nova York assim não gastam dinheiro nos bilhetes de comboio.
Tatil bitene kadar dönmeyeceklerini söyledin sanıyordum.
Pensava que tinhas dito que só regressariam depois das Festas. A casa é deles.
Tatil nasıldı?
Que tal as férias?
Tatil değildi.
Não foram férias.
- Cuma olmaz. Tatil.
- Sexta eu não posso, é feriado.
Hepimizin hayatta kalabileceği bir tatil yemeği yiyebileceğimizi düşünmüştüm.
Quero uma refeição de feriado onde todos possam sobreviver.
Tatil günleri dünyanın her yerinde sevilir.
Feriados, o mundo inteiro adora-os.
Bu yüzden çok fazla tatil vardır.
Por isso há tantos.
Peki hafta sonları ya da tatil günlerinde seni beklemeli miyim?
Devo esperar que venhas aos fins de semana e feriados?
Özellikle de şu an. Tatil gösterilerinde 2 katı kazanır, sonra da tatil yaparsın.
Mas podes ganhar o dobro nos espetáculos em dias feriados.