Taç tradutor Português
3,825 parallel translation
Ama bunun için ben bir taç lazım.
Os sete exércitos juraram lealdade ao portador da jóia do Rei : a Arkenstone!
Bir kalp alıp erittiler büyü ve fazlasıyla karıştırdı / ar ve bir taç yaptılar. Eşi benzeri görülmemiş bir tane. "
E derreteram um deles, misturado com magia e uma coroa fizeram sem par noutra à luz do dia. "
Evet, 0 Taç.
Sim, a coroa.
Taç'ı inkar etmek varlığınızı inkar etmektir.
Recusar a coroa é recusar a vossa própria existência.
- Taç'ı almadan bir yere gitmem. - Görevimiz o değil.
- Não vou a lado nenhum sem a coroa.
Efsanedeki Taç ondaydı.
Ele tinha a coroa, a da lenda.
- Ya Taç? Ne yazık ki Taç, Devler'de.
Lamento, mas são os gigantes que a têm.
- Taç'a ne oldu?
- O que aconteceu à coroa?
- Taç'a ne olduğunu...
- Nunca nos dizes o que aconteceu
Taç mücevherleri 14. yüzyılın başında Westminster Abbey'den çalındıktan sonra İngiliz hükümeti onları buldu ve korunmaları için Londra Kulesi'ne kaldırdı.
E depois do roubo das jóias da coroa da Abadia de Westminster, no início do século XIV, o governo inglês recuperou-as e trouxe-as para aqui, para a Torre de Londres, para ficarem em segurança.
Kimi başıma bir taç kimi de yağlı ilmek geçirmek istedi.
Alguns queriam colocar-me uma coroa na cabeça. Outros queriam pôr-me uma corda ao pescoço.
Kelebek kozadan çıktığında, Kral taç takacak.
Não sei, mas se aqueles nerds conseguem ir a Marte, eles também podem resolver isto.
Yani saray, taç ve asa falan var mı?
Tipo, num palácio com uma coroa e um ceptro?
Güzel taç!
Bonita coroa.
Bu küçük çiçeğin taç yaprağında, hem zehir, hemde ilaç ikamet eder
Sob este concurso envolvimento da flor... Veneno e vidas de cura.
Taç için dönmedim.
Eu não voltei pela coroa.
"Taç taşıyan başta huzur olmaz!"
"Inquieta dorme a cabeça que usa a coroa."
Taç mı?
É isso aí. Uma coroa?
Ewen High... Sizlere balonun yeni taç giymiş olan Kral ve Kraliçe'sini sunuyorum...
Escola Secundária Ewen, convosco o vosso Rei e a vossa Rainha do Baile de Finalistas,
İnce satin elbisese giyen, taç takan tüm seksiliğiyle Ohio güzeliyle dönme dolaptaydın,
Estavas na roda gigante com a Miss Ohio, num vestido de cetim, tiara, tudo como deve ser.
Yapma ya. Hiçbir canavar Tac Mahal'e gitmez.
Ora, nenhum monstro foi ao Taj.
O mekanik sesi nasıl çıkarıyorsun?
Como é que fazes esse barulho de tic tac?
Onun lanet tik-taklarını duyunca eski günleri hatırlarım baskının artmaya başladığını hissederim Onu gördüğüm anda
E ao me aproximar dele voltei ao ouvir o famoso tic-tac Vi-o através do meu único olho e senti aumentar a tensão
Onca yıl tacı takmak, boynunuzu incitmiş olmalı.
Usar a coroa durante tantos anos, deve ter-vos entortado o pescoço.
Yeni Valyria kılıcınızla masadan atlayın ve herkese gerçek bir kralın, tacını nasıl kazandığını gösterin.
Descei do estrado com a vossa nova espada valiriana e mostrai a toda a gente como um verdadeiro rei ganha o trono dele.
Kral Erik'in sihirli tacı.
A coroa mágica do Rei Erik.
" Kral, tacını eline aldığı saniye devler oldu onun emrine amade.
" Mal o rei pegou na coroa, ao seu poder os gigantes se escravizaram.
Kral Erik'in uykuya dalma anı gelip çatınca tacını ve tohumları sonsuza dek aldı yanına. "
E quando a hora do Rei Erik dormir finalmente chegou consigo levou sementes e coroa para na eternidade os guardar. "
Şimdi gülmeye başlasın somurtanlar. Karşınızda Kral Erik ve büyülü tacı var.
Toca agora a aliviar esses sobrolhos e cá vem o Rei Erik, com a coroa mágica.
- Taç mı?
E se os gigantes voltam? - À coroa?
İyi kalpli bir kral tacını eritiyor, ve içinde özel bir taş olan madolyana çevirir.
Um Rei bondoso derreteu a sua coroa e moldou-a em forma de medalhão. Tendo no meio uma pedra especial.
Taç mı?
A coroa?
İsa'nın tacından bir diken içerdiği söylenen gerçek bir kutsal emanet.
É uma verdadeira relíquia... que dizem conter um espinho da coroa de Cristo.
Ayrıca tacın mücevherlerini korumayı da unutma.
E não te esqueças de proteger as jóias da coroa.
- Tac Mahal'e hiç gittin mi?
Já estiveste no Taj Mahal?
Bailey kaçmış ve bomba geri sayımda.
O Bailey está à solta e a bomba a fazer tic-tac.
Adam 16, 43. kanala geçin.
8-ADAM-16, vá para TAC-43, por favor.
43 kanaldayım.
Certo, TAC-43.
41. kanala geçin lütfen.
Vá para TAC-41, por favor.
41. kanaldayım.
Entendido, TAC-41.
Biraz daha dans edelim sonra hangi talihsizlerin Kral ve Kraliçe tacını giyeceğini görürüz ve sonra da Cavalier'e gideriz, ne dersin?
Então, que me dizes se dançarmos mais um bocado, depois vemos quem é coroado para Rei e Ranha, e no final, passamos pelo Cavalier.
Çünkü bu akşam Panem'in en parlak 24 yıldızı nihai tacın peşinde olmak için sahnede olacaklar.
Porque hoje à noite, neste palco, 24 das maiores estrelas de Panem, vão disputar a derradeira coroa.
Neden tacı alacak kadın, mecburen çok güzel ve kötü beslenmiş olmak zorunda?
Mãe. ... que recebe a coroa ser necessariamente de uma beleza deslumbrante, malnutrida...
Ben, seni Voz'a vereceğime, o da tacı alacağıma söz verdi.
Prometi entregar-te ao Voz e o Voz prometeu-me a coroa.
Medya bu yüzden tacımı elimden alır.
De certeza que vão tirar-me a coroa por isso.
Tacı da mı yanında getirdin?
Não acredito que trouxeste a coroa.
- Yapma, eskiden bu tacı severdin.
Então, tu adoravas esta coroa.
- Gala için tacını aldın mı?
Agora, diga-me, já tem a sua tiara para a estreia?
Sen Casterly Kayası'nda saklanırken babam tacı ele geçirdi.
Ele conquistou o Trono enquanto vós estáveis escondido em Rochedo Casterly!
Tacın güç verdiğine gerçekten inanıyor musun?
Pensais seriamente que uma coroa dá poder?
Tomografi odasına, lütfen.
Levem-no para fazer uma TAC, por favor.