Tek yapmamız gereken tradutor Português
1,238 parallel translation
- Yani tek yapmamız gereken Rick'in cihazını bulup Ryan'ınkiyle karşılaştırmak, böylece katili bulacağız.
- tudo o que temos que fazer é. ao do pager do ryan, e estaremos no trilho do assassino.
Tek yapmamız gereken, Ryan'ın cihazını bulup... ve Rick'ten habersiz onun cihazını almak.
tudo o que temos que fazer, é descobrir o pager do ryan... e apanhar o pager do rick sem que ele dê por isso.
Tek yapmamız gereken işe soyunup iyi bir alternatif olmak ve parsayı toplamak!
Tudo o que temos de fazer é começar... nos estabelecer como uma boa alternativa e estamos feitos!
Bu işin şirinliği de bu. Tek yapmamız gereken içeri girmek.
É isso que este trabalho tem de bom, só temos de entrar lá.
Tek yapmamız gereken küçük logolarını her sayfanın altına koymak.
A única coisa que temos de fazer é por o logotipo deles no fundo de cada página.
Tek yapmamız gereken o piçi öldürene kadar dövmek.
Só precisamos de bater naquele filho da puta até ele quase morrer.
Yani tek yapmamız gereken Amerika'dan belgeleri beklemek.
Então nós só precisamos de esperar pelos documentos dos EUA?
Tek yapmamız gereken canavarın yerini bulmak.
Tudo que precisamos fazer é de localizar a Besta.
Tek yapmamız gereken Semkhet'i bulmak ve onu korumak.
Só temos que achar Semkhet e protegé-lo.
Tek yapmamız gereken o beş askerin resmini başka yerlerden bulmak.
Temos é de arranjar fotos dos cinco através de um a fonte independente.
Eğer tek bir DHD'yi başka bir tek geçitle bağlayabilirsek, tek yapmamız gereken adresleri kıyaslamak ve çeviri programını uyarlamak.
Se conseguirmos que um DHD se ligue a uma porta específica, basta compararmos a morada antiga com a morada nova e extrapolar um programa de traduçao. Sim!
Tek yapmamız gereken, kimseye pabuç bırakmamak.
Só temos de, sabem, agarrar o touro pelos cornos.
Tek yapmamız gereken bunun kolay yolunu bulmak.
Temos apenas de planear a maneira mais fácil de fazê-lo.
Tek yapmamız gereken Bob Junior'un dikkatini dağıtmak.
Só temos de distrair o Bob Jr.
Şimdi tek yapmamız gereken Los Angeles'la aramızdaki bir kaç yüz polisi aşmak.
Agora só temos de passar por várias centenas de polícias até L.A.
Tek yapmamız gereken kontrol panelini yeniden ayarlamak...
É só refazer as ligações do painel de controlo...
Tek yapmamız gereken o köye gitmek.
Temos de alcançar a aldeia.
Tek yapmamız gereken, ayakkabılar toplamak.
Só temos de levar um par de ténis ao Todd.
Tek yapmamız gereken sınırı nasıl geçeceğimizi bulmak.
Só nos falta saber como passamos a fronteira.
Sanırım tek yapmamız gereken yeterince alçaktan uçmak.
Imagino que tenha de voar realmente baixo.
Tek yapmamız gereken, Ricardo'nun evine ulaşıp...
Tudo o que temos que fazer é ir até a casa do Ricardo...
Ve tek yapmamız gereken dikkat çekmemek.
Só temos de ser discretos.
Tek yapmamız gereken topakları götürüp paramızı almak.
O que temos de fazer é entregar os rolos e receber o dinheiro.
Tek yapmamız gereken, sessiz bir şekilde orada durmak.
O que temos que fazer é parar-nos aí a plena vista.
Yaklaştık. tek yapmamız gereken..
Já estamos perto.
Tek yapmamız gereken telsizci ile ilgili bir ipucu bulmak değil mi?
Tudo o que necessitamos é encontrar a identificação do operador de rádio?
Tek yapmamız gereken kaybolan adamlardan birinin künyesini bulmak.
Do que necessitamos e da identificação dos homens desaparecidos.
Şimdi tek yapmamız gereken onları bulmak.
Só temos de o encontrar.
Şimdi tek yapmamız gereken nereden geldiğini bulmak.
Sabemos qual é a arma do crime. Agora só precisamos de descobrir de onde veio.
Tek yapmamız gereken, diğer % 85'i bulmak.
Agora só temos de encontrar os outros 85 %.
Tek yapmamız gereken mesele, idare etmek, içindeki çocuk gibi kelimeler kullanmak.
Tudo o que temos de fazer é usar palavras como assunto, responsabilidade.
Şimdi tek yapmamız gereken Komutan Foley'nin kayıtlarını kontrol etmek.
Agora temos é de confirmar os registos do Comandante Foley.
Tek yapmamız gereken, polise gitmekle tehdit etmek.
Tudo o que temos de fazer é ameaçar com a polícia.
Şimdi tek yapmamız gereken Marissa'yı iknâ etmek.
- Agora tens de convencer a Marissa.
Bu sefer ise, tek yapmamız gereken olabilecek en küçük bağlantıyı oluşturabilecek enerjiyi almak...
Desta vez, basta que tenha energia para fazer uma curta ligação.
Tek yapmamız gereken bir bağlantı kurmak. 3.5 mikrosaniye.
Basta estabelecer a ligação.
Şimdi tek yapmamız gereken tedariki beklemek.
Só temos de esperar pelo reabastecimento.
Bak kızım tek yapmamız gereken konuşmak...
Vá lá, miúda! Só queremos conversar.
Şimdi tek yapmamız gereken tüylü arkadaşımızın ortaya çıkmasını beklemek.
Tudo o que temos de fazer agora é esperar que o nosso amigo felpudo apareça.
Tek yapmamız gereken araçlarını durduracak kadar hasar vermek.
Tudo o que precisamos é causar danos suficientes para impedir que passem os veículos.
Tek yapmamız gereken onlar derin uykuya dalıncaya kadar beklemek.
Só temos de esperar até caírem num sono profundo.
Evet..., ama tek yapmamız gereken denemek.
Tudo o que podemos fazer é tentar!
Bizim yapmamız gereken tek şey,
O melhor, que nós sobreviventes, podemos fazer,
Erkeği belirledik, tek yapmamız gereken dişiyi tanımlamak.
Já identificámos o macho, só falta identificarmos a fêmea.
yapmamız gereken tek şey cesurca bir adım atmak.
Ambos precisam de treino de vez em quando Ou podemos, com coragem e fé saltar...
Yapmamız gereken tek şey fidye vermek onlar da garson yamağını bize geri verecekler. Sorun yok.
- Está tudo bem.
Yapmamız gereken tek şey Süsleri... biraz daha...
Tudo o que temos de fazer é, uh... são coisas, por dizer, uh, Páscoa na natureza.
Yapmamız gereken tek şey ona karşı cephe almak.
Tudo o que temos que fazer é dar-lhe a volta.
Yapmamız gereken tek şey sistemi geri işletmek.
O que fazemos é o processo em inverso.
Şimdi yapmamız gereken tek şey onu tuzağa düşürmek.
Bom, resta-nos apanhá-la.
Şimdi tek yapmamız gereken hangimizin kalacağına karar vermek.
Eu não sei o que se passa!