Tok tradutor Português
855 parallel translation
Bu sayede daha tok bir ses çıkar.
Isso provoca um som em forma de "pêra".
Tok ve zengin görünüyorsun.
Maravilhosa! Está com um ar saudável. E com um ar abastado.
Bay Rawitch, bu dediklerinize karnım tok.
Sr. Rawitch, fosse o que fosse, não o engoliria.
Uzun ve tok üç vuruştu.
Foram três batidas seguras e lentas.
Karnını tok tutmaya çalışmaktan başka ona dair bir endişem yok.
A minha única preocupação é alimentá-lo.
Napolyon'un söylediğini biliyorsun, ordu tok mide ile yola çıkmalı.
Sabe o que o Napoleão dizia sobre o estômago.
İkinci hedefiniz Tok-Tong'daki yakıt istasyonu.
O alvo secundário é este depósito de combustível em Tok-Tong.
Ben dilencilik yaptım. Yarı aç, yarı tok ölmeden yaşadım.
Tranformou-me num mendigo e vou morrer de fome enquanto viver.
Tabii ki, Zampano, o Rosa gibi değil. Zavallının biri ama iyi bir insan ve itaatkar. Karnının tok olması yeter ona.
É claro, Zampano, ela não é a Rosa, mas é boa rapariga e disciplinada, apenas um pouco estranha, mas se comer bem todos os dias, ela melhora.
Bir adamın kafası en iyi tok karnına çalışır.
Um homem pensa melhor com o estômago cheio.
Bir kadın... tok bir karın ve başını sokacak bir çatı.
Uma mulher, a barriga cheia e um teto sobre a cabeça. Ele aprenderá. Tu consegues tratar dele.
Gözü tok bir yamyam, sarhoş bir Hıristiyan'dan iyidir.
Bem... bem... Mais vale um canibal sóbrio que um cristão bêbado.
Sen düğüne ha aç gitmişsin, ha tok ne fark eder.
Não há razão para você ir, com o estômago vazio ou cheio.
Tok karnına izleyebilirsin.
Pode ir de barriga cheia.
Yolculuk sırasında karnımı tok tutacak bir şey.
Algo que me dê força para o caminho.
Sesi daha tok efendim.
A voz dele está mais firme.
Geliyor musunuz Dr. Tok?
Você vem, Dr. Tok?
Siz BM Uzay Ajansı'ndan Dr. Tok musunuz?
Por favor, é o Dr. Tok, da Agência Espacial?
Bu Bayan Margaret Hoy, Bay Gluşkov ve Dr. Tok.
Margaret Hoy, Sr. Glushkov e Dr. Tok.
Sizin numaralarınıza karnım tok
Estou de olho em vocês!
" Bu laflara karnım tok
" Näo há nenhuma que näo tenha ouvido
Onu tok tutmakta zorlanıyorum. Fiyatlar bu günlerde çok arttı.
E custa a encher, ao preço a que está tudo.
Roma halkının karnı küçük zaferlere tok.
Roma não está interessada em conquistadores triviais.
Kaptan bak. Bu sizin "zaman tüneli kazası" öykünüze karnım tok.
Olhe Capitão, eu não engoli essa história de acidente-temporal.
Karnı tok adamın, çalmaya ihtiyacı olmaz.
Com o estômago cheio, não farão nada..
Kayıt daha iyi, daha tok bir ses veriyor.
A fita produz um som melhor, mais redondo.
- Bilinmeyen bir geleceğe doğru giderken karnı tok olmak gibisi yoktur.
Não há nada melhor do que um estômago cheio para enfrentar um futuro incerto.
Tok sesimi denedim, "Jürinin anlaması gereken..."
Fiz a minha voz de durão, sabes? "O que o júri deve compreender."
Batmış girişimciler, benim paramla zengin olmak isteyen adamlara karnım tok.
Estou farto de prospectores fracassados, vagabundos e "fico rico depressa" entre os meus promotores.
- Karnım tok.
- Estou cheia.
Louise, beni buraya ya yapmak istemediğinden seni durdurmam için ya da suçu üzerime yıkmak için çağırdın ama bunlara karnım tok.
Louise, chamaste-me porque... ou não o queres fazer, e queres que eu te impeça... ou queres atirar a culpa para cima de mim... Não vou cair em nenhuma delas.
Ne kadar tok gözlü olduğumu göstermek için, seni yakalamama yardım eden bu zavallı adamı öldürdüğün için seni öldürüp 5.000 dolara razı olacağım.
Para mostrar como l ungreedy sou desde que você se soltou e matou aquela pobre alma que era só vou tentar ajuda - me levá - lo dentro.. l'... estaria disposto a liquidar para os US $ 5000 para você morto.
Açıklamalarına karnım tok!
Não acredito nas tuas explicações!
Yine de, hayallerini tartışmayacağım, tok karna hele.
Mas não quero falar dos teus sonhos, pelo menos com o estômago cheio.
Ama onu tok karınla daha iyi kandırırım...
Talvez eu me saiba explicar melhor se comer alguma coisa
Seni tok ve tek parça halinde getiririm.
Eu devolvo-lhe em forma, alimentado e todo inteiro.
Aç olmak yerine tok olacağım.
Alimentada em vez de ter fome.
Bu laf hep işe yarar tok bir sesle "Garson, bakar mısın lütfen" dediğimde "lütfen" den dolayı ilgilenirler, aksi takdirde içkine tükürüyorlar.
Assim, eles vêm sempre, com o "Caro garçom". Os trato bem, e eles não nos cospem na bebida.
Böyle şeylerle karnım tok.
Não tenho tempo para isto.
"palavralarına karnım tok..."
"que eu não aturo tretas..."
" palavralarına karnım tok.
" de um mensageiro postal.
"palavralarına karnım tok."
"gerente postal."
"... palavralarına karnım tok.
"... de um mensageiro postal.
Her şey yolunda giderse buradan yoksul ama tok bir halde çıkmayı umuyorum.
Se tudo correr bem, conto sair daqui pobre, mas saciada.
Demek İstediğim, Bu Aralar Fazla Tok Değilim.. Demek İstediğimi Anladın, Umarım..
De momento estou um pouco gordo, estás a perceber?
Böyle yalanlara karnım tok!
Chega de mentiras.
Küçük bir atıştırma, karnımı pizza gelene kadar tok tutacaktı. Ne yazık ki, Lucky'nin de aklında aynı fikir vardı.
Um pequeno lanche iria fazer-me aguentar até à pizza chegar mas infelizmente o Lucky teve a mesma ideia.
Bu laflara benim karnım tok!
Não quero os restos da tua mesa.
Tök ezledi.
Tropeçou.
Nigel tök ezleyip geçti.
Nigel tropeçou e passou por baixo.
Hayır, karnım tok.
Acho que não.