Uce tradutor Português
689 parallel translation
Üçe kadar sayıyorum.
A tomar posição.
Üçe kadar sayacağım ve o zaman ateş etmek serbest.
Conto até três a aí poderão matar-se um ao outro.
Ayrıca treni yakalamak için de koşturmamız gerekecek. - Üçe beş var.
Além disso, teremos que correr para apanhar o comboio.
Üçe kadar saymamı ister misin?
Conto até três, como nos filmes?
Üçe geldiğinde, ateş edeceğiz.
Quando chegar aos três, nós atiramos.
Üçe kadar sayacağım. Hepsi bu ve sonra gideceğim.
Vou contar até três, mais nada, e depois irei embora.
Üçe kadar sayacağım, eğer hala bilmiyorsan beynini uçuracağım.
Contarei até 3, e se você ainda não souber, vou estourar seus miolos.
Üçe kadar sayıyorum.
- Vou contar até três para se pôr a andar.
- Adam ne yaptığını bilmiyor... - Üçe kadar sayacağım, yolumdan çekilmezsen...
Vou contar até três...
Üçe kadar sayıyorum.
Vou contar até três.
Üçe kadar saydıktan sonra yürümeye başlayın.
Quando eu contar até três, comecem a avançar.
Üçe beş dakika kala sandığından çok daha yakın olacağız.
A cerca de cinco minutos para as 3... estamos muito mais perto do que tu pensas.
Üçe beş dakika kala Butterfield gidecek ve seni yalnız bırakacak.
Às cinco para as três, o Butterfield vai abandonar... e deixa-vos sozinhos.
Üçe kadar sayacağım.
Vou contar até três.
Üçe katlayabilirim, Bay Adams, eğer anlamanıza yardım edecekse.
Posso triplicá-las, Sr. Adams, se o ajudar a compreender.
Üçe bir halka, beyler.
Três aros por 10 centavos.
- Üçe bir.
- Por três contra um.
Üçe ve ya dörde bir bahse bile girerdim.
Teria apostado 3... 4 por 1 nisso.
- Üçe karşı bir, Doniphon.
- Três contra um, Doniphon.
Üçe çeyrek var. Ne istiyorsun?
- Um quarto para as três.
Üçe katlarım.
Triplico.
Üçe katlıyorum.
Triplico.
Üçe dikkat.
Vigia três.
Cucillo. Üçe kadar say.
Cucillo conta até três.
- Üçe kadar sayıyorum.
- Vou contar até três!
- Hmm. Üçe kadar sayınca, duvara doğru yuvarlanın.
Quando eu disser três, role para a parede.
Üçe beş var.
Três para cinco.
Üçe beş mi var?
É possivel?
Üçe karşı birsin burda. Seni atlattığımızı söylersin onlara.
Estamos aqui três para um, diga que o atacámos.
- Üçe kadar.
- Conto até três.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklattığımda 5 yaşında olacaksın.
Mais cinco anos e quando eu contar até 3 e estalar os dedos terá cinco anos de idade.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklatınca kendini iyi hissederek uyanacaksın.
E quando eu contar até 3 e estalar os dedos você voltará.
Üçe kadar sayıp alnına elimi koyduğumda uyanacak ve uyanık kalacaksın.
Quando contar até 3 e pressionar sua testa você acordará e permanecerá acordada.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklatınca uyanacaksın.
Quando contar até 3 e estalar os dedos, você acordará.
Üçe kadar sayacağım, sonra mermileri kafana sıkacağım!
Contarei até três e depois darei 3 tiros na cabeça!
Üçe böleceğiz.
Repartimos por três.
Üçe-bese bakacak vaktim yok.
Tão ocupada que não posso perder tempo a discutir centavos.
Üçe kadar sayınca silahını çek.
Quando contar até três, saca da arma.
- Üçe kadar sayınca silahını çek.
- Quando contar até três, saca da arma.
Üçe kadar sayıyorum.
Quando disser três.
Üçe kadar sayacağım.
Vou contar até três!
Üçe kadar saydığımda, uyanacak.
Vou contar até 3 e ela acordará.
Sevgili Başkan, görüyorsunuz : Üçe karşı bir.
Caro Presidente, como vê são três contra um.
Üçe bir duruma düşeceğiz.
Serão três deles contra um dos nossos.
Üçe karşı biriz ama bunu biliyorsun zaten.
Três contra um... Mas tu sabes disso.
- Üçe katlanan tablolar.
- Trípticos.
- Üçe katlanan tablolar.
- Trípticos?
Üçe karşı bir.
Três contra um.
Üçe karşı iki daha iyi.
Três contra dois é melhor
Üçe geç.
Nível 3.
Üçe kadar sayınca bu tarafa yatırıyoruz.
No três.