Uygun adım tradutor Português
115 parallel translation
Söylesene... Berlin'de uygun adım yürürken bunu yapıyor musunuz gerçekten?
É assim mesmo que marcham em Berlim?
Koşmakta ve gülmekte özgürler zorla üniforma giymeden... zorla uygun adım yürütülüp... savaş şarkıları söylemeden.
Livres para correr e rir sem serem forçadas a usar fardas, sem serem forçadas a marchar pelas ruas a cantar canções de combate!
İleri, uygun adım, marş!
Em passo de corrida, marchar!
Ben yürüyün komutu verince, eskisi gibi uygun adım yürümenizi istiyorum.
Quando vos ordenar que marchem, quero que avancem, como era habito.
Uygun adım, ileri marş!
Cadetes adiante, marchando!
Uygun adım marş marş! Bunu kafana iyice sok!
Lá vais aprender depressa e aprendes a marchar num instante.
Uygun adım!
Mantenham o passo!
Uygun adım.
Andando!
Uygun adım yürür.
Marcham.
Kıta... uygun adım marş!
Destacamento... em marcha rápida!
Uygun adım, marş.
Pela esquerda, marchar.
Yürürüz uygun adım
Em fileira linear
Hepsi uygun adım yürüyor.
Todas a marchar ao mesmo tempo!
Uygun adım yürüyen kadınlara asla katlanamıyorum.
Nunca suportei mulheres que marcham.
İzleyin, uygun adım!
Andem lá, rápido!
Uygun adım marş!
Em frente!
- Bu nedenle, uygun adımları atmalıyım.
Por isso, tomei as medidas necessárias.
Ama önce, düşünmeksizin uygun adım yürümeyi ve silah kullanmayı öğrenmeniz lazım.
Mas, antes, terão de aprender a marchar em compasso e a manusear as armas sem sequer terem de pensar.
Uygun adım...
Sentido, em frente... Marche!
Uygun adım, bir, iki, üç, dört!
Apanhe o ritmo. Um, dois, três, quatro.
Bugün, meydanda bir ileri bir geri uygun adım yürüyeceğiz.
Hoje vamos marchar praça acima, praça abaixo.
Birkaç ufaklığı arazide uygun adım yürüteceksin ama gerçek şu ki evlat, sen bir hazırlık subayısın çünkü tüm olabileceğin buydu.
Fazes marchar uma série de maricas num campo mas na verdade, não passas de um coronel da Reserva Militar... porque é tudo o que consegues ser.
Uygun adım, marş.
Em frente, marchar.
Asla uygun adım yürüyemezdim.
Eu nunca consegui manter o passo.
Doğa yürüyüşlerimiz öldürücü uygun adım yürüyüşleri haline geldi.
As nossas caminhadas pela Natureza tornaram-se sevéras e mortais.
Uygun adım marş!
Marchem.
Zor olan müzik değil, uygun adım yürümek.
Não é tocar que é difícil, mas marchar.
Uygun adım marş!
Marcha lenta!
Tüm gün uygun adım yürüyelim, geceleri de tuvaletleri temizleyelim
DESLIGAR Vamos marchar todo o dia E limpar as latrinas toda a noite
Uygun adım yürüyebilmek için çalışıyorduk.
Assim íamos para o trabalho, marchando em tempo preciso.
Uygun adım yürümeyi bilmiyor musunuz?
Como se mede 75 centímetros rapidamente?
Şimdi sana... en yalın şekilde söylüyorum ki... Eğer savaşıyorsan, savaşmayı bırak... eğer uygun adım yürüyorsan, yürümeyi bırak.
E agora peço-te, o mais directo possível, se estiveres a lutar, para de lutar.
Uygun adım marş!
Partam!
İnsanlar bir çatı altında yaşayınca küçük bir topluluk oluşuyor. Romanlarda olduğu gibi... efendiler ve hizmetkarlar bilinçsizce uygun adım dans ederken... işler yolunda gitmediğinde... travmalar çakışıyor.
Quando pessoas existem sob o mesmo tecto forma-se uma minúscula sociedade... material de novelas... senhores e criados, dançando inconscientemente em passo cerrado... e assim, quando algo corre mal, os traumas convergem.
Ön kapıdan uygun adım çıkın.
Dirijam-se à porta principal.
Uygun adım devam ediyoruz Asla durmuyoruz
Continuaremos a subir E não vamos parar
Neden buraya uygun adım gelip, alevli makineli tüfeklerle, hepimizi delik deşik edip, istediğini almıyorsun?
Porque não acabares com isto com armas automáticas a disparar, a perfurar tudo, e consegues o que queres?
Evlerinize kadar uygun adım yürüyeceksiniz.
Façam fila e marchem para as vossas casas.
Uygun adım, marş!
Fila, marchem!
Bir daha öyle derse onu uygun adım askere yollayacağım.
A próxima vez que o fizer, enfio o estupor no centro de recrutamento.
Uygun adım, marş!
Rápido.
Uygun adım, marş!
Em frente, marchar!
Ben de uygun adım yürümeyi öğreteceğim.
Faça-o tocar alguma coisa... que eu faço-os marchar.
Bize uygun adım yürümemizi söylüyorlar.
Estão dizendo para marcharmos.
Başka bir ülkede beraber olacağımız için şimdi adını sormanın uygun olduğunu düşünüyorum.
Posso perguntar-lhe o nome, já que estamos juntos noutro país?
Böylece birşeyler kazanabilmem için uygun zaman olduğuna karar verdim şeyden, hmm, adımın suistimal edilmesinden.
Então, eu decidi que era tempo para mim, para receber um indemnização, do abuso que passei por causa do nome.
Tamamen Joey adına uygun davrandım.
Estive completamente à altura do nome Joey.
Neden, dünyadaki mantıklı ve akla uygun herşey adına, sana yardımcı olayım?
Por que raio, em nome de tudo o que e racional e sao, te ajudaria?
Onlara adımı yazmayı uygun gördüm.
Tomei a liberdade de lhes pôr o meu nome.
Keşke bilmeseydim. Sadece Transformers filminin canlı çevrileceği değil, aynı zamanda film çıkar çıkmaz filme uygun en muhtemel takma adı ve e-posta adresi olan kişi olacağım.
Bem, então não só é fantástico que vá haver um filme dos Transformers, mas eu estou, tipo, posicionado ou seja o que for com o melhor nick e endereço de e-mail possível para quando o filme sair.
Sadece Transformers filminin canlı çevrileceği değil, aynı zamanda film çıkar çıkmaz filme uygun en muhtemel takma adı ve e-posta adresi olan kişi olacağım.
Então, não só vai ser fixe porque vai haver um filme com actores reais dos Transformers, mas também eu vou ter a posse de todos os domínios e e-mails possíveis para quando o filme estrear. Ah!
adım 339
adım gibi eminim 24
adım bu 37
adımı nereden biliyorsun 54
adımı söyle 21
adım adım 26
adımlarına dikkat et 28
adım dr 71
adım mı 34
adımına dikkat et 83
adım gibi eminim 24
adım bu 37
adımı nereden biliyorsun 54
adımı söyle 21
adım adım 26
adımlarına dikkat et 28
adım dr 71
adım mı 34
adımına dikkat et 83