Ya ben ne olacağım tradutor Português
76 parallel translation
Ya ben ne olacağım?
E se eu fizer isso?
Peki ya ben ne olacağım?
Então e eu?
Ya ben ne olacağım?
Então e eu?
Ya ben ne olacağım?
E eu?
- Ya ben ne olacağım?
- Então e eu?
Ya ben ne olacağım?
- Então e eu? - Que tem?
Ya ben ne olacağım?
Que se passa agora? - O quê?
Ya ben ne olacağım?
E acerca de mim?
- Peki ya ben ne olacağım?
- Então e eu?
Peki ya ben ne olacağım?
E quanto a mim?
Belki ona karşı yeterince anlayışlı davranmıyoruz ya ben ne olacağım?
Talvez não estamos entendendo ela o suficiente., E sobre mim?
Ya ben ne olacağım çavuş?
E eu senhor?
- Bekleyin, ya ben ne olacağım?
- Espera, então e eu?
- Ya ben ne olacağım?
Então e eu?
Ya ben ne olacağım?
Então, e eu?
Ya ben ne olacağım?
Força, diverte-te muito.
Peki ya ben ne olacağım.
E o que vai ser de mim?
Ama ya ben ne olacağım?
Mas, e eu? E nós?
Peki ya ben ne olacağım.
E então eu?
Peki ya ben ne olacağım, baba?
Pai e eu-u-u-u?
Ya ben ne olacağım?
E quanto a mim?
Bilirsin, hayatımı planladığım şekilde yaşamak için, "Ya ben ne olacağım?" diyecek vaktim olması için.
Sabes, para... para ter a minha vida de acordo com o que tinha planeado, para ter tempo de perguntar, "então e eu?".
Peki ya ben ne olacağım?
- Então, e eu?
ya ben ne olacağım?
- E então eu?
Peki ya ben ne olacağım?
E... e... e eu?
Ne? Ya ben ne olacağım?
O quê?
Peki ya ben? Ya ben ne olacağım?
Então e eu?
- Bunu yalnız başına yapmamalı. - Ya ben ne olacağım?
- Ela não deve passar por isto sozinha.
Şimdi ikiniz arkadaşsınız, o kızlarla konuşuyor, peki ya ben ne olacağım?
Agora, vocês são amigos, ele fala com miúdas, e eu?
Ya ben ne olacağım?
Certo? Quando vai isso acontecer comigo?
Her nedense, bir gece aniden değiştin peki ya ben ne olacağım?
E, de um momento para outro, tudo mudou para ti.
- Ya ben ne olacağım baba? Kapa çeneni dedim sana evlat!
- Mandei-te calar, rapaz!
Ya ben ne olacağım?
Sim, mas e eu?
Ya ben ne olacağım?
Mas e eu?
Sen Amerika'ya gidersen ben ne olacağım?
Não é um problema para mim se voltares para os E. U.?
O adam Firavun'u kurtarmamış olsaydı bugün ölmüş olsaydı ya da eğer yarın ölürse Ben ne olacağım?
Se esse homem não houvesse salvado o Faraó, se ele tivesse que morrer hoje ou morresse amanhã, o que seria de mim?
- Ya ben ne olacağım?
- Tenciono fazê-lo. E eu?
Ya ben, ben ne olacağım?
E eu, Durmichkhan?
- Ya ben ne olacağım?
- Mas e eu?
Daha polis ne olduğunu fark edemeden seni Maseru'ya götürmek için ben orada olacağım.
De noite. Depois de passares, eu estou aqui para te levar a Maseru, antes de a polícia perceber o que se passa.
Şu kamp ateşi filan eğlenceliydi. Gerçekten ama o lağım için ne kadar dikkatli plân yaparsak yapalım o kutuda ne kadar işaret feneriniz ya da kaskınız olursa olsun güneş doğduğunda ben toz olacağım ve size de beni izlemenizi ve Dodge'dan defolup gitmemizi öneriyorum!
Esta coisa de acampamento é divertida, é mesmo mas não importa o quanto nós olhemos para as plantas daquele esgoto ou quantas lanternas ou capacetes estejam naquela caixa quando o sol nascer, eu vou embora, e sugiro que o resto faça o mesmo.
- Ya ben ne olacağım?
E se não recebemos, não comemos. - E eu?
Ya ben ne olacağım?
Que vão fazer comigo?
- Ya ben ne olacağım?
- E eu?
Ben ne olacağım? Nasıl ineceğim buradan aşağıya?
Como vou eu descer daqui?
Peki ya ben ne olacağım?
E eu?
"Ya ben ne olacağım?" demiyorum.
Não estou a dizer, "então e eu?"
Şimdi, ne yazık ki Eric Bice yetişkinlere has su çiçeğine yakalanmış ama onun yerine ben sahnede olacağım.
Ya. Agora, infelismente, O Eric Bice está com varicela, mas eu vou substituí-lo.
Peki ya ben ne olacağım baba?
E quanto a mim?
Peki ya benim planım. Ben ne olacağım?
E o nosso plano?
Ben ne olacağım, ya da Bobby?
Mas, e sobre mim? Ou o Bobby?