English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yaklaştık

Yaklaştık tradutor Português

1,448 parallel translation
Çok çok yaklaştık.
Estamos muito, muito perto.
Kutuların bulunmasına yaklaştık mı?
Estamos mais perto de encontrar as caixas?
Sonuca yaklaştık.
- Estamos muito perto.
Şelaleyi duyuyorum. Yaklaştık.
Consigo ouvir a queda de água, portanto devemos estar perto.
Yaklaştık.
- Estamos quase.
Esrarengiz kadının kimliğini bulmaya yaklaştık mı?
Temos mais pistas para identificar a nossa mulher misteriosa?
Örümcek Adam'a yaklaştık.
Estamos quase a bater o "Spider-Man".
Sen merak etme, Fine, sonuca iyice yaklaştık.
Descansa, Fine, estamos perto.
Hissetmişti.Yaklaştık.
Estivemos perto. - Por favor.
Evet. Oldukça yaklaştık.
Estamos muito perto.
- Çok yaklaştık.
Saiu cinco. - Foi por pouco.
Bugün başladığımız işi bitirmeye yaklaştık.
Estamos quase a terminar aquilo que principiámos hoje.
Yaklaştık.
Estamos perto.
Çok yaklaştık
Estamos muito perto.
Açık artırmanın kapanış zamanına yaklaştıkça paniğini erteleyebilir.
Só sei de uma coisa : Não posso perder o Peter de novo.
10'a yaklaştık, galiba.
Mais perto dos dez, acho eu.
- Çok yaklaştık.
Estamos tão perto.
Henüz o aşamaya gelmediğimizi düşünüyorum ama çok yaklaştık.
Não, acho que ainda não chegámos bem a esse ponto. Mas estamos lá perto.
Çözmemiz gereken bazı hatalar kaldı, ama sanırım yaklaştık.
Certo, há pequenos erros no código, mas acho que estamos perto. - Nós?
Çok yaklaştık.
Estamos a apertar o cerco.
Bu göt oğlanını yakalamaya çok yaklaştık.
Nunca estivemos tão perto deste pendejo.
Gerçekten çok yaklaştık, ve bir de Cinnamon'u da bırakabilir miyiz?
Estamos mesmo perto. Poderíamos deixá-la em casa?
Çok yaklaştık.
Vamos capturá-lo.
Biraz da olsa yaklaştık mı?
Podemos chegar mais próximo?
Elimizde şüpheliler var, çok yaklaştık.
Nós temos suspeitos, estamos perto
yaklaştık..
Estamos perto.
İşte şimdi yaklaştık.
Agora estamos perto.
Yaklaştık mı?
Relaxa um pouco.
Bazı insanlar ölüme yaklaştıklarında beyaz ışık gördüklerini söylerler.
Não, há pessoas que dizem que quando morrem, vêem uma luz branca.
Baskın timinin kıçtan yaklaştığını doğrulayın.
Preciso de saber se a equipa de assalto se aproximou pela retaguarda.
Süvarilerimizin yaklaştığını görecek ve karşılık vereceklerdir.
Quando virem cavalaria avançar, responderão.
Ham galiba Karen da, artık basket oynayamazken onu şu turnuvaya pek yaklaştırmak istemiyor.
Além disso, a Karen não o quer no torneio, - já que não pode jogar.
Çok geç olana kadar Wraith'lerin onlara yaklaştığını fark edememeleri gibi bir olasılık var.
Há a possibilidade de eles não verem a nave Wraith a aproximar-se
Jeffrey muhtemelen ona böyle yaklaştı ama kızı nereye götürdü.
Deve ter sido quando o Jeffrey se aproximou, mas para onde a teria levado?
Dıaşrıda hastalık kapmak için bekleyen çocuklar olduğundan bu suçiçeğini onlara yaklaştırmıyorlar.
É onde eles fazem os miúdos contagiados esperarem para não contagiarem os outros com varicela.
Golf sahasının adını söylemedi ama kıyamet gününün yaklaştığını söyledi.
Não falou nada sobre campo de golfe, mas disse que o "dia do julgamento" está próximo.
Giles'ın şifresini kırmaya yaklaştım sanırım.
Acho que estou quase a decifrar a palavra-passe do Giles.
Sol taraftan ilerliyor ve bir adamı geçti. Bir savunma oyuncusundan daha kurtuldu ve yaklaşık 25 yard kadar, 40-yard çizgisine yaklaştı.
Na esquerda, desmarca-se de um jogador, evita outra placagem, e consegue um avanço de umas 25 jardas para a linha de 40 jardas.
Bu sabah kızıma okulunun yanında bir adamın yaklaştığını... -... gördüm. Benim yaklaştığımı görünce de uzaklaştı.
Esta manhã a minha filha foi abordada junto à escola por um homem que acelerou quando me viu aproximar.
Buda ormandan çıktığımı ve kıyılara yaklaştığımı söylüyor.
Estou no Alpes franceses a tentar encontrar uma saída.
Denize yaklaştım. Çünkü burası artık yağmur ormanları değil.
Devo estar chegando no mar porque isto já não é floresta.
Buda ormandan çıktığımı ve kıyılara yaklaştığımı söylüyor.
É sinal que estou deixando a selva e me aproximando das praias da costa.
Yaklaştığı her yuvadan kovuluyor. Ancak açlık devam etmeye zorluyor.
Ela é afastada de cada ninho, mas a fome obriga-a a continuar.
Yaklaştık.
Estamos pertos.
Çok yaklaştık.
Oh, foi por pouco.
Mezara yakından bakmak herkesi hüzünlendirir ve gerçeklere yaklaştırır. Ama bir cinayet söz konusuysa gözlerinizi açık tutmalısınız.
Aquele olhar para a cova coloca sempre todos nervosos, mas quando é assassínio...
Karate dolu 30 yıl beş kıtada ölümcül deneyimler... Bütün silahların çeşitli kurşunlar kustuğu ölüme çok yaklaştığım durumlar...
Trinta anos de karaté, experiência de combate em cinco continentes, uma classificação alta em todas as armas de fogo ou armas brancas.
Yaklaştık.
Já estamos perto.
Babamın 60. doğum gününün yaklaştığını hatırlatmasam duyarsızlık olmaz mıydı?
Seria insensível mencionar que o 60º aniversário do meu pai está a chegar?
Onlara yaklaştığınızda sadece dış kısımlarının canlı olduğunu görebilirsiniz.
De perto, podemos ver que só a parte exterior é que esta viva.
Ona çok yaklaştığım için masum bir genç kızı öldürdü.
Mata uma rapariga inocente porque me aproximei demais deles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]