Yangın tradutor Português
9,100 parallel translation
Jeneratöre ihtiyacımız var, bir de yangın hortumuna.
Vamos precisar de um gerador, uma mangueira de incêndio.
- Peki ya Tokyo'daki yangın?
E aqueles incêndios em Tóquio.
Yangın söndürme devreye girmeden önce de ruh hali kötüydü. Evdeyken bir şey olmuş olmalı.
Ele já estava de mau humor, deve ter tido algum problema em casa.
Yangın söndürme sistemini çalıştırıp ofisimi göle çeviren Kevin'in bana yaptığı kâğıttan turnayı mahveden şişe mi?
Ativando os aspersores, inundando a minha sala, destruindo um origami que o Kevin me fez.
Yatak odası penceresinin dışındaki yangın merdivenindeymiş.
Estava na escada de incêndio do lado de fora da janela do quarto.
Bir yangın, bir tartışma.
- Um fogo, uma discussão.
Bir şey söylemelisin, bir yangın var.
Tens de dizer alguma coisa. Há um fogo.
Ama, o yangına ait anını birinin bloklamaya çalıştığını düşünüyorum.
Mas acho que alguém pode ter tentado bloquear as tuas memórias daquele fogo.
Trafik kazası, yangın ama sen önlenemez ihtişamınla kendin olursun.
Acidente de carro, incêndio... E ias ser tu mesma em toda a tua glória inescapável.
Yangın bildirmiş.
Ela ligou para avisar de um incêndio.
Yangını görüp haber verdim.
Vi que havia fogo e, então, telefonei.
Ama onu anca yangın sönünce buldular.
Mas só depois do fogo estar extinto... é que o encontraram.
Yangın algılandı.
Fogo detectado.
Bunlar her kundakçının bildiği yangın hızlandırıcılar.
Isto são aceleradores que todos os incendiários conhecem.
Burası yangının patlamaya sebep olduğu yer, değil mi?
Foi onde o fogo iniciou a explosão, certo?
Yangın burada başlamış olsaydı yanma izi de burada olmalıydı. Orada değil.
Se este foi o sitio onde o fogo começou, o padrão de queimado deveria estar aqui... e não ali.
Ama yangın dedektifleri sizin o gün vardığınız sonuca vardılar.
A unidade de investigação de fogo posto chegou à mesma conclusão que vocês no dia do acidente.
Bakın, Leslie Shay bu yangındaki herhangi bir kurban değildi.
Olhe, a Leslie Shay não foi apenas uma vítima deste incêndio.
Bir gece, Güney Racine'de bir bina yangınına çağrılmıştık.
Uma noite, fomos chamados para um incêndio urbano em South Racine. Ele fez um salvamento incrível.
Şu depo yangınından sonra, eğer uygun bir zaman olmadığını düşünürseniz, anlarım.
Considerando o incêndio na unidade de armazenamento, entendo se não for um bom momento.
Yangını başladığı noktadan diğer yanıcı maddelere ulaşarak yayılmasını kolaylaştırmanın bir yolu, değil mi?
É uma maneira de espalhar o fogo a partir de onde ele começa até outros materiais inflamáveis já existentes, certo?
Yangın müfettişi birileri mikrofonu isteyerek binanın yedek jeneratörüne bağlamış.
De acordo com o inspector de incêndios, alguém ligou intencionalmente o microfone da vítima ao gerador de apoio da estação.
Yerdeki bu izler, yangının başladığı sıcak noktalar.
As riscas e as manchas são pontos quentes onde começou o fogo.
Dostum, eğer o yangın yakıt deposuna ulaşırsa uçak topyekün havaya uçar...
Se o fogo chegar aos tanques de combustível o avião vai explodir.
"Kasabanın altındaki tünellerde bir maden yangını patlak verdi."
" Um incêndio eclodiu nos túneis subterrâneos da cidade...
♪ Aylardır çıkmadı sirkte yangın ♪
Não temos um incêndio no circo Há vários meses
Burada bir yangın tehlikesi var.
Isto é um risco de incêndio.
- Sanmam, sıradan bir isyan yangın veya Goobers'ın dozunu kaçırmışlardır.
Não, deve ser só um motim, um fojo enorme ou uma overdose de chocolate.
Yangın Tahkikat Bürosu araştırıyor.
A unidade de investigação de fogo posto está a investigar.
Birinin ona Shay'in yangınıyla ilgili bir şey gönderdiğini söyledi.
Ele disse que alguém lhe enviou algo sobre o incêndio da Shay.
Bina yangını.
Incêndio urbano.
Burası ateşe daldığım yangın yeri.
É o incêndio onde me queimei.
Eğer iki yangını da tezgahlayan aynı adamsa 20 yıldır kimseye bir şey çaktırmamış.
Se foi o mesmo tipo que provocou os dois incêndios, ele tem estado fora do radar há 20 anos.
2 yangını da 20 yıl arayla bu adamın çıkarmasına imkan yok.
Bem, é impossível que este tipo tenha ateado só dois incêndios, com 20 anos de diferença.
Tanımadığımız biri Kevin Hadley'e Shay'i öldüren yangınla ilgili bir yazının kopyasını gönderdi.
Alguém, não sabemos quem, enviou ao Kevin Hadley uma cópia de um artigo sobre o incêndio que matou a Shay.
Zarfın üzerindeki gönderenin adresi babanın öldüğü yer olan McFarland yangınının yerini gösteriyor.
O endereço do remetente no envelope... foi o mesmo do incêndio em McFarland... onde o teu pai morreu.
Yangını sen mi çıkardın?
Ateou aquele incêndio? Deixe-me fazer-lhe uma pergunta.
Yangın Tahkikat Bürosu maalesef şu sıralar Adrian Gish'in peşini bırakmaya karar verdi.
Infelizmente, a unidade de investigação de fogo posto decidiu não prosseguir com a acusação contra o Adrian Gish, desta vez.
Yangın fabrikasını bulduk..
Encontrámos a origem do fogo.
Depolama tesisinde çıkan yangın için, kız kardeşim de dahil... bütün itfaiye ekibi çağırıldı.
O 51º, que inclui a minha irmã, foi chamado a um incêndio, num depósito.
O da Leslie Shay'ın öldüğü yangın yerindeydi.
Ela estava no incêndio, onde morreu a Leslie Shay.
Son kontrol ettiğimde, yangın çıkarmak şeytanın işiydi.
Que eu saiba, o fogo é a arma do demónio.
Geri kalanınız, bu yangınlarda ki kurbanlar arasında ortak bir bağ bulun.
O resto de vós, encontrem uma ligação entre as vítimas dos incêndios.
Adrian 12 yıl önce bir ofis yangınında öldü.
O Adrian morreu no escritório que se incendiou há 12 anos.
Onlar, yangını çıkaran ve yayılmasını hızlandıran maddeler ve yangının sebebiyle uğraşıyor.
Conhecem acelerantes, incendiários e causas de fogo.
Başlattığın yangınlar hakkında?
Sobre os incêndios que começou?
Umarım sormamın sakıncası yoktur, ama... yangında mı oldu?
Espero que não te importes com a pergunta, mas... Foi um incêndio?
38. sokaktaki August Ele İlkokulundaki... yangın mıydı ;?
Foi o incêndio na Escola Elementar na rua 38, cerca de... 8 ou 9 anos atrás?
O zaman ya Gish bir yangın başlatırken kendini yaktı, ya da diğer ihtimal, bir kazada acı çekti ve... bu da onu bunu yapmaya başlatan şey oldu.
Então, o Gish queimou-se ao começar um incêndio ou, mais provável, sofreu um acidente e isso estimulou-o.
- Yangın söndürücü getireyim mi?
- Será que devo ir buscar o extintor?
Shay'i öldüren yangının kasten olduğunu anladın, değil mi?
Acabaste de descobrir que foi fogo posto, não foi?