Yanında tradutor Português
38,417 parallel translation
Tarzan'ı da yanında götür.
Leve o Tarzan consigo.
Takım arkadaşlarının dahi yanında cüce gibi kalıyor...
Ele é ofuscado mesmo pelos seus companheiros de equipa.
İşte İsveç Kral'ı Gustav VI Adolf.. yanında Kraliçe Mountbatten ile oturacağı yere geliyor..
Aqui está o Rei da Suécia, Gustav vi Adolf com a rainha Mountbatten que chegam á sua tribuna.
Onun yanında olmanın eğlenceli olduğunu söylemiştim.
Eu disse-te que ele era uma companhia divertida.
Ortağın cesetlerin yanında rahat olamıyor gibi görünüyor.
Ele não parece muito confortável com cadáveres.
Umarım yanında çapraz bulmaca getirmişsindir.
Bem, espero que tenha trazido palavras-cruzadas.
Aşkın % 90'ı sevdiğinin yanında olmaktır.
Aparecer é 90 % de amor.
Yulaf... Yanında da az yağlı badem sütü.
Farinha de aveia com... amêndoas com baixo teor de gordura.
Yanında ot biçme makinesi olan var mı?
Alguém tem um corta-relva?
Evrakların yanında mı?
Tem documentos ou algo desse género?
Bu yüzden anneniz sahte bıyık takar. Diğer çocukların yanında mahcup olmayasınız diye.
Natais e até o "Dia de Trazer o Pai à Escola", em que a vossa mãe tem de pôr um bigode falso só para que se ajustem aos outros miúdos.
Sahte evraklar yanında mı?
Tens os ficheiros falsos?
Onun yanında ufacık tefecik bir göt gibi mi görünüyorum?
Pareço um idiota minúsculo ao lado dele?
Dünyanın dört bir yanında, tüm o muazzam salonlarda krallar, kraliçeler ve başkanlar için çalardı.
Tocou pelo mundo inteiro, em grandes teatros, para reis e rainhas. E para presidentes.
Beni her yere yanında götürürdü.
Levava-me para todo o lado.
- Yanında iki asker vardı.
E estão dois soldados com ela.
Herkes Alfa erkeğinin yanında olmak istiyordu.
- Toda a gente queria andar ao lado do macho alfa.
Niye bu köpeği hep yanında dolaştırıyorsun Ethan?
Ethan, porque é que andas sempre com este cão?
Onun yanında kal.
Vai com ele.
Daima onların yanında olun.
Vivam o momento.
Hotel yanında gördüğüm kız kimdi?
Quem era a rapariga que estava contigo no hotel?
- Kanıtın yanında kaldım.
- Eu fiquei com as provas.
Havaalanında ne derler bilirsin. - Çantanızın yanında ayrılmayın.
É como dizem no aeroporto, esteja atento à sua bagagem.
- Çocuk hala yanında mı?
- Ainda tens o miúdo? Não.
Yanında olduğun için şanslıymış.
Ela teve sorte, por o ter.
Senin yanında Rebecca, Delilah, falan filan işte hepsi var!
Já tens a tua Rebecca, Delilah... o teu blá, blá, o que seja.
Ledward, Karine'in yanında kal.
Ledward, fica com a Karine.
- Karımın yanında düzgün davran.
Porta-te bem com a minha mulher.
Yani burada erkek arkadaşın yanında değil misin?
Então não estás aqui com o teu namorado?
Birisi maceranın yanında bir tekne sipariş ediyor mu?
Alguém pediu um barco de aventura?
Dünya'nın dört bir yanında benzer vakalar görülüyor.
O mesmo padrão está a repetir-se pelo mundo.
Bak, beni yanında isteyen sendin. Buradayım işte.
Ouve, querias que viesse e aqui estou.
Bu heyecan verici yeni iş fırsatında, en eski arkadaşının yanında olması onun için çok anlamlı olacak.
É tão importante para ele ter o apoio do seu velho amigo nesta nova e emocionante oportunidade de negócio.
Ben ateşin yanında biraz ısınacağım.
Só vou me aquecer um pouco à beira da lareira.
Senin yanında olmalıydım.
Eu devia ter ido com você.
Hadi ama. Teknenin yanında bir köpekbalığı var.
anda, esta um tubarão mesmo junto ao barco.
Neden hazinelerini evlerinde ailelerinin yanında saklamıyorlardı?
Porque não guardavam os tesouros nas suas próprias casas com as famílias?
Biri Haiti'li ve yanında çalışan biri daha var.
Um é haitiano e outro trabalha com ele.
Adolph, rica etsem kızımı dışarı çıkartıp yanında bekler misin?
Adolph, acompanhas a minha filha lá fora e ficas lá com ela?
Bana bir donut'mışım gibi bakmayı bırak ve kızımın yanında kal!
Para de olhar para mim como se fosse um donut e faz companhia à minha filha!
Maalesef bu kadını çocuğun yanında bırakacak kadar aptaldım.
É claro que fui idiota e deixei-a ficar na vida da criança.
Tanımadıklarımın yanında utangaç oluyorum.
Se não a conheço... Sou muito tímida.
Yanında çalışmak istiyorum.
Quero trabalhar para ti.
Aslında Henry Grotsky'nin yanı sıra Tom Fo'yla da arkadaş olmuşsun.
Na verdade, com o Henry Grotsky e o Tom Fo.
Yatak odasında küçük bir ışık yanınca anladım.
Sei disso porque havia uma luzinha no quarto quando fizeste isso.
Belki de Thorpe senin hakkında yanılıyordur.
Se calhar, o Thorpe enganou-se em relação a ti, afinal.
Onun yanında kal, yapma.
Não.
Bana inanmamaya devam ederken yanında burada oturabiliriz
- Tretas!
yanılıyor olabilirim sakal hakkında.
Talvez estivesse enganada sobre a barba.
Gitmezsen hakkında yanıldım demektir.
Se não fores, então, eu estava errado sobre ti.
Hakkında yanıldığım birinin sırtımı kollamasını istemem.
Não quero ninguém sobre quem me enganei a proteger-me.