Yavrucuğum tradutor Português
66 parallel translation
- Evet yavrucuğum.
- Sim, minha querida.
- Evet, yavrucuğum.
- Não, minha raposinha.
Niye yavrucuğum, büyümek iyi şeydir.
Porque, meu bom primo? É bom crescer.
Hoşça kal, Gertrud yavrucuğum.
Adeus, pequena Gertrud.
" Onlar sensiz yapıyorsa yavrucuğum Yapabilirim ben de
" Se podem passar sem ti, Ducky, Eu também posso
Afedersin yavrucuğum. O bir gözlem kulesi.
Desculpe, menina, mas aquilo é uma torre de observação.
Zavallı yavrucuğum benim.
Coitadinho!
Antoinette, benim zavallı yavrucuğum.
- Minha pobre querida.
Beni azdırıyorsun. Korkma, yavrucuğum.
Não tenhas medo!
Sakin ol, yavrucuğum.
Tudo bem, Jake. Apenas relaxe.
Jake iyi misin, yavrucuğum?
Jake, está bem?
Bak Jake, gerçekten çok yorgun görünüyorsun, yavrucuğum.
Olhe, Jake... você parece mesmo exausto, querido.
Her dakikasından zevk alıyorsun, yavrucuğum.
Oh, está adorando cada minuto, querida. Você é ótima, sim.
Neyin var, yavrucuğum?
O que há, querido?
Çok güzel, yavrucuğum.
Lindo, querido.
- Selam, yavrucuğum.
- Olá, miúda.
Çok yazık, yavrucuğum. Hiç güzel konuşma yapamadın gitti.
Vossa Majestade nem sempre fez discursos tão bonitos.
yavrucuğum.
Sinais do tempo.
yavrucuğum.
Tens muito jeito, querida.
Yavrucuğum, bilirim, siz ancak güzel sözler, zarafet, seversiniz... Ya bu vurdum duymazın, vahşinin biriyse!
Minha pobre menina, vós que não amais senão a bela linguagem, e se ele fosse um profano, um selvagem?
Cesaret yavrucuğum!
Coragem, minha menina!
- En azından onaltı kişilerdi, yavrucuğum.
Dezasseis, pelo menos.
Artık korkmuyorsun değil mi, benim güzel yavrucuğum?
Não estás com medo ouestás, minha criança?
Şöyle diyeyim yavrucuğum. Uzay dediğimiz şey çok çok büyük..
Não sei se tás a ver, o espaço é, como costumamos dizer, muito grande.
Yavrucuğum, her şey yolunda mı?
Querida, está tudo bem?
- Sizi dinliyorum yavrucuğum.
- É complicado.
- Tersi de olabilir yavrucuğum.
Ou o contrário, minha filha.
- Yavrucuğum, bir kazaydı ama.
Foi um acidente, querido.
Sonra parti olayı bitince bana daha çok zaman ayırdı. Sürekli "Anneciğim" ve "Yavrucuğum" halindeydik.
E depois disso, era mais tempo que passava comigo, e eu dizia-lhe : "És a minha mãe." E ela dizia-me : "És o meu filho."
Hayır yavrucuğum, umursadığım şey sensin.
Não, Papi. Eu amo-te.
Korkma yavrucuğum, popüler olmak o kadar da kötü değil.
Mas não te preocupes. A popularidade não é assim tão má.
- Merhaba yavrucuğum.
- Oi, doçura.
Heather, yavrucuğum senin hiç arkadaşın yok ki.
Heather, querida tu não tens amigos.
Annen gitmedi, yavrucuğum.
A tua mãe não te abandonou, pequena.
Dikkatli olmaktan bir zarar gelmez, değil mi yavrucuğum?
Não há mal nenhum em se ser cuidadosa, não é filha?
Bana şans dile, yavrucuğum.
Deseja-me sorte! Mick!
Ama ağırdan alman gerek, yavrucuğum.
Mas é melhor que vás com calma, minha!
Yavrucuğum, hadi ama.
Querida, vá lá...
Yavrucuğum, hadi ama.
Querida, vá lá!
- Yavrucuğum iyi misin? Yarının Bayan Gençlik Saç spreyi gösterisi. Tracy, yavrum.
- Amanhã é o concurso do Miss Hairspray, preciso que você vá à emissora.
Yavrucuğum!
- Feliz Natal. Oh, meu filho!
Yavrucuğum.
Ai, bendito!
Yavrucuğum. Nasılsın?
Meu querido, como estás?
Yavrucuğum, bu dünyada tek özel olan sen değilsin.
Queridinho, não és o único que é especial neste mundo.
Yavrucuğum, böylesi daha iyi.
- Filha, é melhor assim.
Zavallı yavrucuğum.
Coitadinha.
Yavrucuğum, Graham'e mastürbasyon yaptım.
Meu querido, eu masturbei o Graham.
"Yavrucuğum. Âşık olacağın adamı suda göreceksin."
"Criança, embaixo d'água você vê o homem que ama."
Sus, sus, benim yavrucuğum.
Acalme-se, criança...
- Yavrucuğum! Öpücük ver sevgilim.
- Meu amorzinho!
Ne demek yavrucuğum.
Claro, filho.