Yürüyemiyorum tradutor Português
132 parallel translation
Bacağımdaki ısırıktan yürüyemiyorum!
A dentada na minha perna quase me deixou coxa!
Yürüyemiyorum!
Não posso mexer-me!
Artık hızlı yürüyemiyorum.
Já não sou rápido.
- Hala iyi yürüyemiyorum ama daha fazla nefes harcamam.
- Ainda não ando bem, mas... não vou gastar mais saliva.
Ben yürüyemiyorum.
Não posso andar.
Dedim ya, yürüyemiyorum.
Disse que não posso andar.
Yürüyemiyorum.
Não posso andar.
Kral gibi yürüyemiyorum bile.
Ver? Eu nem sequer sei andar como um rei.
Topuklu ayakkabıyla yürüyemiyorum.
Nem sei andar de saltos altos. Sou péssimo em saltos altos. Ele é bom.
Burada yürüyemiyorum.
Näo consigo andar aqui dentro.
Buraya öğrenci olarak geldim ve öğretmek için yerleştim. Sonra bu kazayı geçirdim ve... O zamandan beri yürüyemiyorum.
Vim para cá como estudante e fiquei a leccionar, depois sofri este acidente e... e não saí mais daqui.
- Yürüyemiyorum. - Ayaklarım yandı.
Papá, não consigo andar mais, a areia está a escaldar.
Yürüyemiyorum.
Não posso mexer-me.
Yürüyemiyorum.
Não consigo andar.
Bu ayakkabılarla yürüyemiyorum.
Não consigo andar com estes sapatos.
- Yürüyemiyorum!
- Não posso andar!
Yürüyemiyorum, düzüşemiyorum.
Não posso andar nem fornicar!
Şimdi yürüyemiyorum ve çocuk bezi giyiyorum.
E agora não consigo andar e ando de fraldas.
Kocaman bir kızsın. - Yürüyemiyorum.
Mas que crescidinha, não?
Şehirde bir milyonun üzerinde insan var, ama ben ona rastlamadan caddede yürüyemiyorum.
Uma cidade de milhões e esbarro sempre com ela?
Yürüyemiyorum.
Não consigo continuar.
Yürüyemiyorum bile.
Me custa muito andar.
Ayağım! Yürüyemiyorum.
Não posso andar!
Yürüyemiyorum ya da göremiyorum.
Estou só só não consigo andar... ou ver
Problemim şu ki yürüyemiyorum.
Vê, o meu problema é que eu não posso andar.
- Yürüyemiyorum, tamam mı?
- Que se passa? - Não consigo andar, entendes?
Yürüyemiyorum!
Não posso andar!
Bir şey kırmış olmalıyım çünkü rahat yürüyemiyorum.
Devo ter partido alguma coisa porque não consigo andar bem.
Yürüyemiyorum.
- Não posso andar.
Artık yürüyemiyorum, John.
Não consigo andar mais, John.
Yürüyemiyorum.
Mal consigo andar.
Yolda yürüyemiyorum, işimi yapamıyorum.
Não posso andar na rua, não posso tratar dos meus assuntos.
Neden olduğun kaza yüzünden, karımla sahilde yürüyemiyorum, kızımın doğumunu kaçırdım.
Não posso passear na praia com a minha mulher. Perdi o nascimento da minha filha.
Yürüyemiyorum bile.
Não posso nem andar.
Şimdi yürüyemiyorum ve altıma bez bağlıyorum.
Agora não consigo andar e uso uma fralda.
Yürüyemiyorum biliyorsun.
Eu não posso andar.
Yürüyemiyorum!
Não consigo andar!
Yürüyemiyorum.
Não consigo levantar-me.
Doğru düzgün yürüyemiyorum bile.
Eu não consigo lidar bem com isso.
Ben de yürüyemiyorum.
E eu não consigo andar.
Yürüyemiyorum...
Eu não consigo andar.
Hayır ortak, henüz yürüyemiyorum.
Não, companheiro, ainda não posso.
dale... Seninle yaşlanmak istiyorum, ama en azından seninde aynı hissetmeni istiyorum, Seninle bir geçitte yanyana yürüyemiyorum.
Dale... eu quero envelhecer contigo, mas a não ser que eu tenha a certeza que sintas o mesmo, eu não irei descer o corredor contigo.
- Onu sonra hallederiz. - Yürüyemiyorum.
Eu não posso andar.
Zaten yürüyemiyorum.
Já não posso andar.
Yürüyemiyorum artık.
Caraças, não consigo andar.
- Yürüyemiyorum.
- Näo posso andar.
Daha hızlı yürüyemiyorum.
Tem cuidado! - Não posso andar mais depressa.
Artık yürüyemiyorum.
Dos passeios não.
The Chateau Marmont ( hoteli ) çok sıkıcı oluyor, yani, girişin bir ucundan öbür ucuna yürüyemiyorum
O Chateau Marmont está a tornar-se tedioso.
Neden sırtımdan dolayı doğru düzgün yürüyemiyorum?
Porque continuo a caminhar com as minhas costas todas fodidas! ?
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe çıktım 16
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe çıktım 16